Nokta dergisi son zamanlarda yaptığı haberlerle adeta yeniden doğdu. Tıpkı 80'li yıllardaki gibi her yaptığı haber gündem yaratıyor.
Ancak bu kez haberin hedefindekiler, 12 Eylül askeri darbesini yapanları bile geride bırakan bir tavır sergiledi.
Nokta dergisi önceki gün polis tarafından basıldı ve bütün bilgisayarlarına el kondu.
İnanılacak gibi değil. Darbe korkusunun sürdüğü o dönemde bile basın özgürlüğü böylesine ayaklar altına alınmamıştı.
O günlerde Nokta'da çalışırken, "İşkenceci polis" kapağını hatırlıyorum. Rahmetli Ercan Arıklı haber baskıya verilerken "Pasaportlarınızı hazırlayın. Ne olur ne olmaz" diye bir kaygısını bizimle paylaşmıştı.
Gerçekten de o haberden sonra gergin günler yaşadık. Ama böyle baskın görmedik.
Dönemin İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, basın toplantısı düzenleyip olayı yalanlasa da gerçeği değiştiremedi.
Aradan yaklaşık 20 yıl geçtikten sonra AB reformlarına imza atan Türkiye'de aynı dergi 50 kişilik polis ekibiyle basılıyor.
Dergi çalışanları duvara dizilip aranıyor.
Bu nasıl bir mantık?
Hala basın kurumları korkutularak, baskınlarla bir çözüm bulunacağı mı sanılıyor?