kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Nisan 2007, Pazar
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
20 yıllık tiyatrocu Bülent Emin Yarar, şu sıralar Devlet Tiyatrosu’nda ‘Çayhane’ ve ‘Müfettiş’ adlı oyunlarda rol alıyor.
Ecevit'i taklit etmeden oynamaya çalıştım
BUGE CANKAT FOTOĞRAF: KORKUT KALAYCI
Cuma günü vizyona giren 'Zincirbozan' filminin 'Ecevit'i Bülent Emin Yarar: Karaoğlan'a benzemem için saçlarım boyandı, lens ve bıyık takıldı. Her çekimde 40 dakika makyaj yapıldı. Ama onu oynarken taklit etmemeye özen gösterdim!..
Türkiye'nin, siyasi tarihi içinde yaşadığı en çalkantılı dönemlerden 12 Eylül darbesini konu alan 'Zincirbozan' filminde, Bülent Ecevit'i Devlet Tiyatrosu sanatçısı Bülent Emin Yarar canlandırıyor. Ancak Yarar'ın, 'Zincirbozan'daki Ecevit olduğuna inanmak gerçekten güç! Beyaz tenli, açık renk saçlı, mavi gözlü, oldukça sportif ve rolünden daha genç görünen oyuncunun; Ecevit'e benzemesi için özel bir çalışma yapılmış. Yarar'ın 'Karaoğlan' olabilmesi için sarıya dönük kumral saçları siyaha boyanıp, siyah lens ve takma bıyık takılmış. Her çekimden önce yapılan makyajı ise 40 dakika sürmüş.

6 bölümlük diziye dönüşecek

* Türkiye'nin siyasi tarihine damgasını vuran bir dönemi anlatan 'Zincirbozan'da yer aldığınız için ne hissediyorsunuz? 12 Eylül döneminin birçok aktörü var; biz filmde gerçek aktörlerin aktörleri olduk. Darbe dönemi öncesiyle ve sonrasıyla çok geniş ve sorumluluk isteyen bir alan. Senaristimiz Avni Bey (Özgürel) bu sorumluluğu ilk üstlenen insandı. Daha sonra hepimiz üzerimize düşen görevleri yerine getirdik. Abartıdan uzak olmaya ve karakterlerin karikatüre kaçmamasına özen gösterdik.

* Filmde taklitçilikten özellikle mi uzak duruldu? Mesela bir Ecevit, fiziksel olarak benzetilmeye çalışılmış ama karşımızda oyunculuk açısından birebir taklit edilmiş bir Bülent Ecevit yok? Evet dediğim gibi karikatüre kaçmamaya dikkat ettik. Zaten senaryo böyle bir şeyi kaldırmıyordu. Zaten öyle bir durum olsa ben kesinlikle bu projenin içinde olmazdım.

* 'Zincirbozan' aslında televizyon dizisi olarak yayınlanacaktı... Daha sonra neden sinema filmine dönüştürüldü? Sanırım yapılan işten iyi bir sonuç alındığı düşünülmüş ve böyle bir karar alınmış. Ama 6 bölümlük dizi olarak da yayınlanacak.

Önce biraz tereddüt ettim

* Bülent Ecevit rolü size teklif edildiğinde hiç tedirginlik duydunuz mu? Rol ilk teklif edildiğinde; Sayın Ecevit'le aramda isim benzerliği dışında bir benzerlik kuramadım. Tedirginliğim oydu. O tedirginlik yönetmen ve yapımcıyla konuşunca ve set başlayınca geçti. O korkunun yerini başka bir güzellik aldı.

* Ecevit'e benzemek için gerçekten büyük değişim geçirmişsiniz... Sonuçta sarışına yakın bir insanım ve bir makyaja girmem gerekiyordu. Her çekimden önce yaklaşık 40 dakika kadar makyaj yapılıyordu. Çekim öncesinde saçlarım siyaha boyandı, lens takıldı. 'Çayhane' adlı oyunda rol aldığım için bıyık bırakamıyordum; takma bıyık takıldı. Bıyıkla da kendim uğraştım, en doğal bıyığı yaptırmaya çalıştım.

* Peki Ecevit'in içsel dünyasına inmek için özel bir çalışma yaptınız mı? Tanışmış mıydınız kendisiyle? Sonuçta biz bir şeylere yetişen bir kuşak olduk; Ecevit'i, Demirel'i tanıma şansımız oldu. Ama onunla ilgili çok özel bir araştırma yapmadım. Sadece dönemle ilgili bilgileri tazeledim. Tanışsaydım daha iyi olurdu diyebileceğim bir şey olmadı.

Hoşgörülü bir liderdi

* Rahşan Hanım'la görüştünüz mü? Çok istedim. Aslında çekimler Ecevit'in evinde yapılacaktı ama olamadı çünkü bizim hazırlık dönemimiz Bülent Ecevit'in hastalık dönemiydi, onlar da başka bir telaş içindeydi.

* Peki Ecevit'i bir lider olarak nasıl buluyorsunuz? Ecevit bir dönem gerçekten insanları çok etkilemişti ve o etkisi de bence hâlâ sürmekte. Ecevit kitleler açısından baktığımız zaman, başka bir hoşgörüyle yaklaşılan bir siyaset adamıydı. Öyle de aramızdan ayrıldı çünkü; samimi bir insandı.

* Birkaç yıl içinde Türk Sineması'nda 12 Eylül dönemini anlatan çok film yapıldı. Ama bu kadar siyasi tarafını gösteren bir film olmamıştı değil mi? Evet. Diğer 12 Eylül filmlerine baktığımız zaman bu filmde ters köşe var. Politik arenadaki insanlar, sokak ve sokakla onların arasındaki mesafe var. ABD ağırlıklı olmak üzere dış güçlerin darbedeki etkinliği var!

Bu projeye inandım

* Eskiden yapımcılar 12 Eylül dönemiyle ilgili filmler çekmekten, oyuncular da oynamaktan çekinirdi. Ama şu an genel bir rahatlık var. Bunun nedeni nedir sizce? Üzerinden çok zaman geçti çünkü. Artık bir sürü kapalı kutu açılıyor. Devletin içinde de bu süreç yaşanıyor. Sosyolojik açıdan baktığımız zaman kafalar da biraz daha rahatladı. Ama ben yine de ülkemize sansürün tamamen ortadan silindiğini düşünmüyorum.

* Peki bu film gerçekleri tüm çıplaklığıyla gösteriyor mu? Tabii ki bunu benim söylemem bir oyuncu olarak doğru değil. 'Şu tamamen gerçektir, bu değildir' demem. Ama ben projeye inandım ve öyle başladım. Sinema filmi olarak baktığınızda koca bir dönemi tam anlamıyla yansıtmak gerçekten hiç kolay değil!
Haberin fotoğrafları