kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Nisan 2007, Cumartesi
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Ahmet Necdet Sezer
Kışladan "Veda Nutku"
ANKARA
Cumhurbaşkanı Sezer, görev süresinin dolmasına 34 gün kala Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki konuşmasında, rejim uyarısında bulundu, yeni Cumhurbaşkanı tarifi yaptı Sezer, genç subaylara "Siyasal rejim hiçbir dönemde bugünkü kadar tehlikeyle karşılaşmadı" mesajı verdi ve "Aymazlık rejime kötülük yapıyor" dedi ..
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, görev süresinin dolmasına 34 gün kala son yılların en kritik konuşmasını yaptı. Harp Akademileri'nde genç subaylara rejim uyarısında bulunan Sezer, yeni Cumhurbaşkanı için "tarif" yaptı. Sezer'in Cumhurbaşkanı adayı için söylediklerinin, farklı cümlelerle de olsa Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ın mesajlarıyla paralellik taşıması dikkat çekti. Sezer, "veda" konuşmasını kışladan yaptı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Kuvvet Komutanlarının da katıldığı toplantıda Sezer 7 yıllık görev süresinin değerlendirmesini yaparken, ileriye yönelik önemli mesajlar verdi. Sezer'in özellikle rejim kaygısını dile getirirken, "ılımlı İslam" denilerek Türkiye'yi çağdışı rejime sürüklemek isteyenlerin demokrasiden söz etmelerinin bir oyun olduğunu söylemesi öne çıktı.

GENÇ SUBAYLARA
Sezer, özellikle laiklik vurgusu yaptı ve rejimin demokratikleşme görüntüsüyle "ılımlı İslama" dönüştürülmek istendiğini, bunun da radikal İslama dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Sezer'in mesajları şöyle::

* AYMAZLIK: Türkiye'yi çağdışı rejime sürüklemek isteyenlerin demokrasiden sözetmelerinin bir oyun olduğu görülmelidir. Unutulmamalıdır ki, bu ülkeye ve rejimimize en büyük kötülük, aymazlıktan gelmektedir ve bundan kurtulmak rejimi korumanın koşuludur.

* İÇ-DIŞ GÜÇLER EL ELE: Türkiye'de siyasal rejim, Cumhuriyet kurulduğundan beri, hiçbir dönemde günümüzde olduğu kadar tehlikeyle karşı karşıya kalmamıştır. Laik Cumhuriyet'in temel değerleri ilk kez açıkça tartışma konusu yapılmaktadır. İç ve dış güçler, bu konuda aynı amaç doğrultusunda çıkar birliği içinde hareket etmektedir.

* İRTİCAİ MODEL: Dış güçler, Türkiye'nin İslam ülkelerine model olabilmesi için öncelikle siyasal rejiminin 'laik Cumhuriyet'ten, 'demokratik Cumhuriyet' adı altında, 'Ilımlı İslam Cumhuriyeti'ne dönüştürülmesini öngörmektedirler.

* RADİKAL İSLAMA DÖNÜŞÜR: İster 'ılımlı', ister 'köktenci' olsun, din devleti ile demokrasinin yan yana getirilmesi, tarihe ve bilime ters düşen bir yaklaşımdır. Ilımlı İslam'ın çok kısa sürede radikal İslam'a dönüşmesi kaçınılmazdır.

* KÜRESEL SİSTEM RAHATSIZLIĞI: Türkiye'nin henüz tam olarak Küresel Sistem'in egemenliğine girmemiş olması, Sistem ülkelerini rahatsız etmektedir. Bunun nedeni, tüm çabalara karşın hala sağlam bir Atatürkçü yapının sürüyor olması ve Cumhuriyet'in anayasal kurumlarının ulusal çıkarlardan ödün vermeyen sağlam bir duruş sergilemeleridir.

* TSK'YA KARŞI AYARLANMIŞ OYUN: Ulus devletin, ulus birliği ve ülke bütünlüğünün, tekil devlet ve laik Cumhuriyet'in koruyucusu ve güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri, ilk kez iç ve dış odakların hedefi durumuna gelmiştir. Bu odaklar niyetlerini açıkça sergileyerek işi 'hesap sorma' söylemine kadar vardırmışlardır. Orduyu yıpratarak etkisizleştirmek için, zamanlaması ayarlanmış bir oyun oynanmaktadır.

* TÜRBAN-TARİKAT- CEMAAT: Atatürkçü Cumhuriyet rejiminin yaşadığı iç tehlikeleri ise uzun uzun anlatmaya, Bunun için 1930'lu, 40'lı, 50'li, 60'lı yıllara dönmeye de gerek yoktur. Türkiye'de son 15-20 yıldır yaşanan toplumsal gelişmeler, toplumsal ve bireysel yaşamda sergilenen çağ dışı görüntüler, dinci fetvalar, saldırılar ve karışmalar, kamusal alanlarda türban kullanılmamasına ilişkin tüm yüksek yargı kararlarına karşı tutumlar, görevi din adamı yetiştirmek olan okulları bitirenler ile tarikat ve cemaat mensuplarının Devlet'in her kademesine yerleştirilmeye çalışılmaları, Türkiye'nin nereye götürülmek istendiğinin anlaşılması için yeterli olacaktır.

* ÜÇTE BİR OYLA ÇOĞUNLUK: 2002 seçimlerinde geçerli oyların yaklaşık üçte birini alarak Meclis'te yaklaşık üçte ikilik temsil oranına ulaşılması bunun açık kanıtıdır. Toplam oy kullanan sayısına göre ise, yüzde 48.37'si Meclis'te temsil edilmemiştir. Bunun da nedeni Seçim Yasası'ndaki ülke geneli barajıdır. Ülke geneli barajının düşürülmesinde yarar bulunmaktadır.