kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Nisan 2007, Cumartesi
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Erkekler 'düşmanını tanı' felsefesi yüzünden bizi okuyor
SEZEN BAŞARAN
Türkiye'nin en çok satan kadın dergisi Cosmopolitan, 15'inci yılını kutluyor. Yayın Direktörü Leyla Melek Çifçi'ye göre erkekler, cesur tarzıyla bir numara olan dergiyi çok da sevmiyor: Bizi tehdit olarak görüyorlar..
Hem dünyada, hem de Türkiye'de kadınların başucu kitabı niteliğindeki Cosmopolitan, bu yıl Türkiye'de yayın hayatına başlamasının 15'inci yılını kutluyor. Nisan 1992'den bu yana; moda, güzellik, ilişkiler, sağlık, evlilik, en son trendler, dünya jet-set'i ve daha birçok konuda kadınlara yol gösteren, birçoğunun gizli psikoloğu olan dergi, hâlâ zirvede; hız kesmeden yoluna devam ediyor. Dünyada 59 ülkede ve 36 dilde yayımlanan Cosmo'nun okuyucularıyla sıcak bir ilişki kurmuş olması, en önemli özelliği... Okurlarından ayda ortalama 300 mektup alan derginin başarısı ise, mimarları tarafından 'cesur ve pozitif' olmasıyla açıklanıyor... Türkiye'de çıkan ilk sayısından beri tabu sayılan konuları çekinmeden yazan Cosmopolitan'ın Yayın Direktörü Leyla Melek Çifçi, ABD'de 'kadınların kutsal kitabı' olarak tanımlanan derginin başarısının sırrını GÜNAYDIN'a anlattı.

COSMO OLGUNLAŞTI

* Cosmopolitan Türkiye'de ilk yayınlandığında büyük ses getirmişti. Özellikle de ikili ilişkilerle ilgili yayımlanan yazılar devrim niteliğindeydi. Kadınların bu şeffaflığı kabullenmesi zor oldu mu? 15 yıl önce dergiyi çıkaran ilk ekipteydim. O günleri de, daha eskilerini de hatırlıyorum... Annem bir ABD Cosmopolitan'a abone olduğu için çocukluğumdan beri her ay eve Cosmo girerdi. Seks ve kadın- erkek ilişkileri yazıları Cosmo'nun ayırıcı özelliğidir. Bu yüzden, çocukluğumda okumam yasaktı! Kendimi banyoya kilitler, seks ve ilişki yazılarını okurdum. Yıllar sonra derginin burada yayınlanacağını duyduğumda çok heyecanlanmıştım. Ama işe alınan ilk kişi oldum. Cosmo, ABD'de olduğu gibi Türkiye'de de kadın dergiciliğinde devrim yarattı. Seksten açık bir dille bahseden ilk dergi oldu. ABD'de 1965'de yayın hayatına başladı, 1967'den beri her kapağında 'seks' kelimesi geçiyor. Türkiye'de çıkan ilk sayısının kapağında soldaki ilk spot seksle ilgiliydi. O günlerden beri kadınlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı, sevildi. Hâlâ da lider...

* 15 yıl içinde içerik anlamında Cosmopolitan'da neler değişti? Her şeyden önce büyüdü. İçerik olarak da olgunlaştığımızı düşünüyorum. 12 yıldır derginin yayın yönetmeniyim. Geçen ay terfi ettim ve yayın direktörü olarak görev yapmaya başladım. Bayrağı bir başka yayın yönetmenine devretmeye hazırlanıyorum. İçerik biraz değişebilir. Ama sonuçta dergiyi Cosmo'nun ABD'deki yaratıcısı Helen Gurley Brown'ın ve şimdiki yönetmeninin uyguladığı formüle uygun hazırlıyoruz. Derginin formülünün temeli aynı ama kadınların değişmesiyle o da kendini değiştiriyor. Kadınlar neyi daha fazla okumak ve dergide görmek istiyorsa o konulara ağırlık vermeye çalışıyoruz.

* Erkeklerin Cosmopolitan'a nasıl bir bakışı var? Bir araştırmamıza göre okurumuzun yüzde 20'si erkek! Bu, yüksek bir oran. Cosmo, erkekleri seviyor ama bu sevgi karşılıklı değil. Onların bu dergiyi bir tehdit olarak algıladığını sanıyorum. Dergiyi 'düşmanını tanı' felsefesinden yola çıkarak okuyorlar bana kalırsa...

* Cosmopolitan için kadınların başucu kitabı diyebiliriz. Sadece dergi değil; kadınların akıl hocası, psikolog, stil ve güzellik danışmanı da... Bütün bu adlandırmaları hak eden Cosmopolitan'ın sorumluluğunu taşımak zor mu? Çok zor! Dergide yazdığınız her satırdan sorumlusunuz. Her bilgi sizi bağlıyor. Bunun ağırlığını her zaman hissediyoruz. Okurlarımız her zaman bizden çeşitli bilgiler istiyor. Bu istekleri karşılamaya çalışıyoruz. Eşimle en büyük kavgalarımız Cosmo yüzünden çıkıyor. Çünkü gecelerce çalışmak gerekebiliyor.
Haberin fotoğrafları