kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Nisan 2007, Cuma
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Cuma Sabah 
ATİLLA DORSAY
Allah'tan Bodrum mevsimi yaklaşıyor!
Evet, Allah'tan... Çünkü yine deniz kıyısında bol bol balık ve harika deniz ürünleri yiyebileceğiz, ahtapotundan kalamarına, midyesinden tarağına, deniz börülcesinden kabakçiçeği dolmasına... Bol bol, hem de en taze, iyi hazırlanmış ve ucuz olarak... Böyle diyorum, çünkü geçenlerde bu konuda yine tam bir düşkırıklığı yaşadım. Daha önce ünlü bir müze lokantasındaki ahtapot maceramızı yazmıştım. Bu kez adını vermek istemediğim çok ünlü bir Boğaz lokantasında hem de özel bir tanıtım gecesinde öyle şeyler yedik ki, neredeyse dişimiz kırılıyordu. Gecenin mönüsü Ege yöresinin deniz ürünlerine dayanıyordu. Balık çorbası ve asıl balık yemeği kusursuzdu. Ama ya mezeler ve ara yemekler? Kalamar dolması çok sıradan, ahtapot mücveri diye sunulan şey ise tatsız-tuzsuz bir denemeydi. Ya o lor peynirli karides? Bunca yıldır ağız tadım vardır, hayatımda bu kadar sert bir karides görmedim. "Neredeyse dişimiz kırılıyordu," demem ondan! Hatta kabakçiçeği dolması bile iyi değildi. Peki, İstanbul'un aslında işlerini çok iyi yapan bu anlı-şanlı lokantaları, iş deniz ürünlerine gelince niye böyle çuvallıyorlar? Çünkü bir kez, bunları buzdan çıkarmaya elleri mahkûm. Ayrıca da bu ürünlere, Ege'nin en basit kıyı lokantasındaki kadar bile tanıdık değiller. O zaman, vazgeçin kardeşim... Sizi kim zorluyor? Haa, amacınız illa da bize Bodrum özlemi duyurmaksa, bak işte onu başardınız!