kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın
YÜKSEL AYTUĞ
Reyting canavarı bu kez "İnci" yuttu!
Elektronik postaları yanıtlamaktan, telefonlara cevap vermekten bugünkü köşemi güçlükle tamamlayabildim. Seyirci isyanda. Show TV'nin Şarkı Söylemek Lâzım yarışmasında jüri üyesi Oray Eğin'in, İnci Çayırlı ile girdiği "çirkin" diyalog büyük tepki aldı. Yakından Kumanda okurları, Çayırlı'nın mesleki kariyerinin Eğin tarafından tartışma konusu edilmesini ve 26 yaşındaki bir gencin, yılların sanatçılarına karşı takındığı saygısız tavrı kıyasıya eleştiriyorlar. İnci Çayırlı'nın, seviyesiz saldırılar karşısında "Benim yerimin burası olmadığını anladım. Artık ben yokum" diyerek jürilik görevini bırakmasıyla sonuçlanan diyalogda meslektaşım Eğin'in takındığı tavrı hoş görmek imkansız. Bugüne kadar yüzlerce gencin müzikal eğitimini üstlenmiş, onlarca değerli sanatçı yetiştirmiş İnci Çayırlı'yı "Siz gençlere tahammül edemiyorsunuz" diye suçlamak, devletten önce halkın ona verdiği "değerli sanatçı" unvanını tartışmaya açmak, üstelik bunu "saygı sınırlarının ötesinde" bir üslupla ifade etmek her şeyden önce "vicdana" sığmaz. Bu arada İnci Çayırlı adeta linç edilirken, jüri masasındaki diğer "sanatçıların" takındığı sessiz tavrı ise hiç içime sindiremedim... "Her koyun kendi bacağından asılır" deyip, Eğin'in ekranda sergilediği tavrı görmezden gelemem. Ben de jüri üyeliği yaptım. Ama ekranda konuşurken, sadece kendimi değil, bağlı bulunduğum gazeteyi ve "gazetecilik mesleğini" de temsil ettiğimi düşünerek hareket ettim. Benim de yarışmacılarla girdiğim tatsız diyaloglar oldu. Ama hiçbirine "saygısızlık" etmedim. Çünkü "jüri üyeliği" geçici bir unvandır. Kalıcı olan insanlık ve sonra gazeteciliktir. Sütunlarınızda istediğiniz tavrı takınabilirsiniz. Bu sadece sizi bağlar. Ama insanların eğlenmek için ekran karşısına geçtikleri bir yarışmayı, "köşeniz" gibi kullanamazsınız. Her sahneye gelene, saygı ve terbiye sınırlarını aşarak saldıramazsınız. Hele ki onlar Türkiye'nin yıllardır sevgi saygı beslediği sanatçılar ise... Reyting bu kez bir "İnci" tanesini yuttu. Erol Büyükburç ise canlı yayının geriliminden etkilenip, "sinir krizi" geçirdi. Oray Eğin, gazetecilik mesleğinin ekran başındakiler tarafından "yanlış anlaşılmasına" neden oldu. Zaten bu ülkede sanatçıya ve gazeteciye duyulan saygı giderek azalıyor. Ekrana sürülen "sözde yarışmalar" ın, reyting uğruna son saygı kırıntılarını da yok etmesine izin verilmemeli... NOT: Oray Eğin'in, İnci Çayırlı'ya karşı takındığı tavır kadar, Serap Ezgü'nün kendi programından Eğin'i aratıp, izni olmadan konuşmalarını kaydettirerek, yayınlamasını da şiddetle kınıyorum.