kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Haziran 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Keşke borsaya girmeseydim''

Yeni Haber
''Borsada hisse senetleri üzerinde gerçekleştirdikleri manipülatif işlemlerle yapay fiyat ve yapay piyasa oluşumuna neden oldukları'' iddiasıyla, aralarında eski bakanlardan Mehmet Ali Yılmaz ile sanatçı Orhan Gencebay'ın da bulunduğu 9 kişinin yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanatçı Orhan Gencebay katıldı. Diğer sanıklar ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada ifade veren Gencebay, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini, böyle bir olay sebebiyle suçlanmasının ağırına gittiğini belirterek, ''Ben ülkeme yardım için eğitim kampanyalarına katılmış, okullar yaptırmış bir insanım. Manipülasyon sözcüğünü, hakkımda bu dava açıldıktan sonra öğrendim. Sözlüğe bakınca üzüldüm. Çünkü benim karakterime uygun bir terim değil'' dedi.

Yapısı ve geçmişiyle halkın önünde bir insan olduğunu, ''bir başkasının üzüntü ve mutsuzluğundan zengin olmaktansa ölmeyi yeğlediğini'' ifade ederek, 7 yıl önce, elindeki 3-5 kuruş birikmiş parasını değerlendirmek maksadıyla borsada hisse almaya başladığını ve zararlar ettiğini, bu dava dolayısıyla borsadaki serbestliğinin kısıtlandığını ve herhangi bir işlem yapamadığını anlattı.

Gencebay, davada yargılananlardan Mehmet Ali Yılmaz'ın çocukluk arkadaşı olduğunu, Murat Aksoy'u da borsaya girdikten sonra borsa aracı firması olduğu için tanıdığını, diğer sanıkları ise tanımadığını söyledi. Orhan Gencebay, 9 sayfalık yazılı savunmasını da mahkemeye sundu.

Gencebay'ın avukatı Hasan Kaksir de müvekkilinin bu dava sebebiyle son derece rahatsız olduğunu, bilirkişi raporunda suç unsuru bulunmadığını ve yargılama uzamadan müvekkilinin beraatine karar verilmesini ya da duruşmalardan muaf tutulmasını talep etti.

Hakim, Gencebay'ın duruşmalardan muaf tutulmasına karar vererek, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

''KEŞKE BORSAYA HİÇ GİRMESEYDİM''

Adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Orhan Gencebay, bir soru üzerine ''yargının en iyi kararı vereceğini ve her zamanki gibi yargıya güvendiğini'' dile getirerek, şöyle konuştu:

''İlk defa böyle bir olayla karşılaştım. Daha evvel söylediğim gibi manipülasyonun anlamını bilmeyen biriydim. Sözlük anlamını suçlandıktan sonra öğrendiğimde karakterimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir anlamı olduğunu gördüm. Son derece rahatsız olmuştum. O günden bugüne, bunun yanlış olduğunu ifadelerimizle beyan ettik. Hukukumuz, hakimlerimiz ve yargımız bunu en iyi şekilde değerlendirecektir'' Gencebay, bir başka soru üzerine de ''Keşke hiç borsaya girmeseydim'' dedi.

''Siyasete giren sanatçılar gibi kendisine de milletvekilliği adaylığının teklif edilip edilmediği ya da bunu kendisinin düşünüp düşünmediği'' yönündeki soruya karşılık Gencebay, ''Ülkemize hizmet büyük bir şereftir. En büyük şereftir. Ben de bu şerefe nail olmak isterdim. Fakat ben bu görevi ülkemize, halkımıza yine sanat alanında yapmayı yeğliyorum, dedim. Bir de en iyi yapana büyük saygı duyuyorum. Hizmet yapmak üzere yol açalım'' diye konuştu. Gencebay, adliye önünde toplanarak ''Sizi Meclis'te görmek istiyoruz'' şeklinde seslenen vatandaşlara da teşekkür etti.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Ekonomik Suçlar Savcılığınca düzenlenen iddianamede, İMKB'de işlem gören Tek-Art Turizm Zigana A.Ş hisse senetleri üzerinde 21 Aralık 2005 ile 31 Ocak 2006 tarihleri arasında ''manipülatif işlemlerle yapay fiyat ve yapay piyasa oluşumuna neden olunduğu'' öne sürülüyor.

İddianamede, soruşturma aşamasında hazırlanan bilirkişi raporuna göre, alım ve satım işlemlerinin gerçekleştirildiği tarihlerde, tek tek şüphelilerin işlemlerinin küçük oranlarda oluşu nedeniyle yapay piyasa oluşmasına yetmeyeceği ifade ediliyor.

SPK raporları ile bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve delillerin takdirinin mahkemeye bırakıldığı anlatılan iddianamede, Mehmet Ali Yılmaz, Orhan Gencebay, Ahmet Eroğlu, Seyit İbrahim Ungan, Ali Rıza Aksoy, Hakan Avcı, Ömer Dede, Tuğrul Dadaloğlu ve Murat Aksoy'un, 2499 sayılı SPK Kanunu'nun 47. maddesi uyarınca 2 ile 5'er yıl arasında hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.

(AA)