kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Haziran 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

"Aldatılmanın kaderini inancımla aştım"

Yeni Haber
Monica Lewinsky skandalıyla ilgili soruları cevaplayan Clinton, "Tanrıya olna inancım olmadan o badirenin içinden çıkamazdım diye düşünüyorum," dedi. ..
Demokrat Parti'nin 2008 başkan adaylığı yarışında önde bulunan üç aday, inançlarının ve dine bakışlarının sorgulandığı bir açık oturumda bir araya geldiler. Sojourners adlı liberal Evanjelik topluluğun lideri Jim Wallis'in davetiyle, Georgetown Üniversitesi'nde gerçekleşen açık oturum, CNN televizyonundan naklen yayınlandı.

New York Senatörü Hillary Clinton, Illinois Senatörü Barack Obama ve North Carolina eski Senatörü John Edwards'ın katıldığı açık oturumda, adaylar, sahneye ayrı ayrı alınarak, dini konular ve moral değerler konusundaki yaklaşımları sorgulandı.

Adaylar, Ortadoğu barışından, evrime, eşcinsel evliliklerinden dualarına kadar birçok konuda görüş, düşünce ve davranışlarını kamuoyuyla paylaştılar. Gruplarının, adayların desteklenmesinden çok, tartışılan konularla ilgili olduğunu söyleyen Wallis, dindar oyların önemli bir kısmının gezgin oy olduğuna dikkat çekerek, dindarların, asla, bir parti ya da bir adayın kendilerini çantada keklik görmesine, göstermesine müsaade etmemesi gerektiğini ifade etti. Grup, Cumhuriyetçi Partinin anketlerde önde gözüken 3 adayını da Sonbahar'da benzer bir toplatıya davet edecek.

"ALDATILMANIN KEDERİNİ İNANCIMLA AŞTIM"

Dini içerikli Sojourners açık oturumuna, gerek dini inançları gerekse de evliliğinde geçmişte yaşanan sorunlar hakkında nadiren konuşan Hillary Clinton 'ın samimi açıklamları damgasını vurdu. Monica Lewinsky skandalı ima edilerek, eşinin aldatması karşısında inancının yardımını görüp görmediği sorulan Clinton, "Tanrıya olan inancım olmadan o badirenin içinden geçemezdim diye düşünüyorum." dedi.

Kamuoyunca bilinen ya da hiç bilinmeyen birçok konuda imtihan yaşadığını ifade eden Clinton, inancının ve başkalarının duaları sayesinde ayakta kalabildiğini söyledi. Sıklıkla dua ettiğini söyleyen Clinton, "Tanrım fazla kilolarımı vermeme yardım et lütfen." gibi basit kişisel istekler için de dua ettiğini söyleyince, salonda büyük kahkaha koptu. 2002 yılında Irak Savaşına onay veren oyunun kendisine manevi sorumluluk yükleyip yüklemediği sorulan Clinton, "Bütün oylarımın manevi sorumluluğu vardır." diye cevapladı. Herkese genel sağlık sigortası sağlanmasını, manevi bir konu olarak gördüğünü dile getiren Senatör Clinton, kürtaj hakkı konusundaki desteğini de yineledi.

"ABD HIRİSTİYAN ÜLKE DEĞİL"

"Kişisel olarak efendimiz İsa Mesih'e derin bağlılığım ve sevgim var." diye konuşan North Carolina eski Senatörü John Edwards, "Ancak, "ABD Hıristiyan ülke olarak tanımlanmamalı." diye konuştu. Çok sık olarak dua ettiğini ifade eden Edwards, "En büyük günahınızı söyleyebilir misiniz?" sorusunu, "Birçok günahım var. Her gün günah işliyorum." diye cevapladı.

Oğlunu kaybettiğinde inancından kuvvet aldığını belirten Edwards, eşinin kanserle halen devam eden mücadelesinde de en büyük gücü inançlarında aldıklarını dile getirdi. Edwards'ın bu sözlerinden sonra, salonda ön sırada oturan Elizabeth Edwards, seyirciler tarafından alkışlandı. Eşcinsel çiftlere evlilik hakkı verilmesine kişisel olarak taraftar olmadığını söyleyen Edwards, ancak başkan olursa bu konuya kişisel görüşüyle değil, başkanlık sorumluluğuyla yaklaşacağını vurguladı.

"İNANCIM BENİ BAŞKALARINA KARŞI DA SORUMLU YAPIYOR"

Barack Obama'nın açık oturumda dini sorulardan çok politik sorulara muhatap olması dikkat çekti. İsrail'in Filistinli Araplara adil, insani ve hakça muamele edip etmediği sorulan Obama, "İsrail barış ve güvenlik istiyor diye düşünüyorum. Filistinliler, güvenlik yaklaşımında, sıklıkla, hiçbirimizim ailesinin düşmesini istemeyeceğimiz durumlar yaşıyorlar. İsrailliler de öldürülüyor. Kendilerini savunma ve varolma hakları tanınmalı" dedi. Obama bir başka soruyu da, "İnancım, beni sadece kendime karşı değil başkalarına karşı da sorumlu yapıyor." diye cevap verdi.

Obama, dünyada kötülüğün bulunduğuna işaret ederek, 11 Eylül saldırıları ya da Ebu Garib ve Guantanamo kampında mahkumlara yapılanların da söz konusu kötülüğün ürünleri olduğunu belirtti.