Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Halil Eroğlu, piyasalarda yaşanacak olası dalgalanmaların dış piyasalardan kaynaklı olacağını savunarak, Türkiye'nin bu tür dalgalanmalardan en fazla etkilenen ülkelerden biri olmasının nedenini "ekonomideki yabancı hakimiyeti" olarak açıkladı.
"AKTİFLERİMİZ 2006'DA YÜZDE 22 BÜYÜDÜ"
Eroğlu, TSKB'nin Fındıklı'daki binasında düzenlediği basın toplantısında, bankanın 2006 yılı performansı ve 2007 yılı beklentilerini dile getirdi. TSKB'nin 2006 yılında 650 milyon dolar olan kredi hacminin 2007 yılında 750 milyon dolara çıkmasını hedeflediklerini belirten Eroğlu, TSKB'nin aktiflerinin 2006 yılında 2005'e göre yüzde 22 oranında büyüyerek 4.1 milyar YTL'ye ulaştığını söyledi. Eroğlu, bankanın kredi portföyünün de aynı dönemde yüzde 39 artışla 2.5 milyar YTL'ye yükseldiğini kaydetti.
"NET KARIMIZ YÜZDE 9 ARTARAK 106 MİLYON YTL'YE ULAŞTI"
Kredilerin toplam aktifler içindeki payının yüzde 53'ten yüzde 61'e çıktığına işaret eden Eroğlu, bankanın 2005 sonu itibariyle 98 milyon YTL olan net karının ise 2006 yılında yüzde 9 artarak 106 milyon YTL olarak gerçekleştiğini açıkladı.
Eroğlu, "Geçen yıl mayıs ayında yaşanan türbülanstan önce yaptığımız doğru konumlanma ile faiz gelirlerinde artış sağladık. 2006 yılındaki başarılı finansal sonuçların 2007 yılında da devam etmesini bekliyoruz" diye konuştu.
"HİSSELERİMİZİN YÜZDE 30'U YABANCILARA AİT"
Türkiye bankacılık sektörünün aktiflerinin ve kredilerinin milli gelire oranının sürekli artmasına rağmen, hala bümüye potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Eroğlu, faiz gelirlerinin de bir önceki yıla göre artmasının olumlu bir gelişme olarak görülebileceğini dile getirdi.
Eroğlu, 2001-2006 yılları arasında bankacılık sektöründe faaliyet gösteren banka sayısının 61'den 47'yi indiğini, ancak TSKB'nin bu sıralama içindeki yerini 26'dan 17'ye yükselttiğinin altını çizdi.
TSKB'nin çoğunluk hisselerinin şu anda İş Bankası'na ait olduğunu hatırlatan Eroğlu, toplam hisselerin yaklaşık yüzde 30'unun ise yabancılara ait olduğunu söyledi. Eroğlu, aynı dönemde bankada çalışan personel sayısının yüzde 9 azalmasına karşın, net karın 5.4 kat, aktiflerin 6.5 kat, kredilerin ise 6.6 kat arttığına dikkat çekti.
Eroğlu, piyasalarda yaşanacak olası dalgalanmaların dış piyasalardan kaynaklı olacağını savunarak, Türkiye'nin bu tür dalgalanmalardan en fazla etkilenen ülkelerden biri olmasının nedenini "ekonomideki yabancı hakimiyeti" olarak değerlendirdi.
Faizlere de değinen Eroğlu, "Faizlerin yüksek olduğu kanaatinde değilim. 2007'de büyümenin yüzde 6'nın üzerinde olacağını düşünüyorum. Gayrimenkul piyasasında çok ciddi şeyler olacak. Faiz kolay kolay düşmeyecek, enflasyon hedefin üzerinde gerçekleşecek. Sosyal güvenlik reformu ve kayıt dışı ekonominin yok edilmesi durumunda Türkiye ekonomisinin zıplayarak büyüyecek" diye konuştu. "HER İKİ SEÇİM DE KOLAY GEÇER"
Türkiye'nin önündeki iki seçimin ülke ekonomisinin gidişatı için bir risk olarak algılandığını hatırlatan Eroğlu, "Ancak hem Cumhurbaşkanlığı hem de genel seçimler kolaylıkla geçecek ve Türkiye 2007 yılında da büyümeye devam edecek" dedi. Eroğlu, İran ve Irak'ta ciddi bir bıkıntı yaşanmadığı takdirde Türkiye'nin yüksek büyüme rakamları ile yoluna devam edeceğini kaydetti.
"YASED'İN BAĞIRMASIYLA YABANCI SERMAYE GELMEZ"
Eroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını açıklaması halinde, ekonomide bir sorun yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin bir soru üzerine ise, şu yanıtı verdi:
"Türkiye'de siyasi tansiyonun yükselmesi ekonominin üzerinde olumsuzluk yaratır. AK Parti iktidara geldiğinden bu yana siyasi gerilimi asgariye indirme çabasında. Ekonomi bunun sonucunda olumlu netice aldı. Avrupa Konseyi Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisi olduğunu geçen sene açıkladı. Biz geçen sene serbest piyasa ekonomisi olarak Avrupa Birliği'nce kabul edildik. Ondan önce değildik. Onun için de bize yabancı sermaye gelmesi mümkün değildi. YASED'in bağırmasının faydası yoktur. Çünkü siz uluslararası kuruluşlarca serbest piyasa ekonomisi ilan edilmezseniz yabancı sermaye buraya gelmez. Bu nedenle bakışım olumlu. Yani adayın kim olacağı değil, bunun sorunsuz geçileceğidir. Sorunsuz geçilmemesi halinde bunun ülkeye zarar vereceğini herkes biliyor."