|
|
|
|
|
|
Bu eser benden devletime bir armağan
İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin baş balerini Hülya Aksular, İstanbul'un 554 yıllık tarihini bale ile sahneye taşıyor. Aksular, "Balede 26. yılım bitti. Beni ben yapan devletime şükran borcumu ödemeliydim. Bu eser benden devletime, milletime bir armağan" diyor.
Ünlü sanatçı Hülya Aksular bale yaşamının 27. yılını İstanbul'un 554 yıllık tarihini anlatan muhteşem bir eser sahneye koyarak kutlamaya hazırlanıyor. Aksular'ın 10 yıllık hayalinin eseri olan oyunda, 400'ün üstünde kişi görev alıyor ve 700 kostüm kullanılıyor. Ressam İsmail Acar'ın bu proje için hazırladığı 5 metreye 250 metrelik dev İstanbul tablosu Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeye aday bir nitelik taşıyor. Müzik, resim, tiyatro ve sinema gibi görsel sanatlarla desteklenen 'İstanbul' adlı epik eser, mayıs ayının sonuna kadar 8 kez sanatseverlerle buluşacak. İşte Aksular'ın projeyle ilgili yaptığı içten yorumlar...
10 YILLIK HAYALİN ÜRÜNÜ
* Projenin çıkışı nasıl oldu? 10 yıl önce bu projenin hayalini kurmaya başladım. 3 yıl önce de projenin son tohumlarını attık. Bu yaz eserin müzikleri şekillendi. İstanbul kendi kendini yarattı. Ben bu eseri yazmaya başladığımda evrendeki bir enerji bana yardım etti ve ortaya İstanbul çıktı. İstanbul, İstanbul'un sahnelenmesini istedi ve bize çok güzel enerjiler verdi. Çok güzel dostluklar getirdi.
* Eser için 27 yaşındaki besteci Serkan Alkan'la calıştınız. Deyim yerindeyse aslan kafesinin içine bıraktınız kendisini. Nasıl aldınız bu riski? Ben sevgi ve güvenin vurgulandığı bir ailede dünyaya geldim. Çocukluğumdan beri ben aileme güvendim, ailem de bana. 17 yaşında ilk başrolümü oynadığımda da devlet balesindeki büyüklerim bana güvenmişti. Güvenmek bence başarıdır. Karşı tarafa mutlaka başarı getirir. Serkan o kadar güvenilecek birisiydi ki, o kadar yetenekliydi ki, zaten onun hayatı devam ediyordu ama bu eseri de yapabilirdi. İlk başlarda endişelendi, bana 'Yapabilir miyim?' diye sordu. Ben de "Fatih 21 yaşında İstanbul'u almış, sen de yaparsın" dedim. Teknik sıkıntılarımız oldu ama Serkan doğru seçimdi.
İNTİKAM DEĞİL ŞÜKRAN
* Bir röportajınızda 'Bale benden çok şey aldı' demişsiniz. Bu eser baleden bir intikam mı? Hayır. Eğer o günlerde söylediğim duyguyu hala taşıyor olsaydım böyle bir çılgınlığa girmezdim. Çünkü bale şu anda benden daha çok şey aldı. Dans etmek çok daha kolay. Dansçılık yıllarıma ayıp etmeyeyim ama dans ederken özel hayatından çok şey versen de sadece kendinden sorumlusun. Tanrı, ışık ve sen... Ama şimdi herkesten sorumlusun. İzleyici de, sahnedekiler de senden bir şey bekliyor. Devletime, milletime bu dünyadan göç etmeden önce bir şey bırakma isteği bu eser. Profesyonel yaşamımda 26. yılımı geride bıraktım. Türk balesine bir şey armağan etmem gerekiyordu. Çünkü devlet bana çok şey verdi. Her şeyden önce sahnesini verdi. Devlet benim Hülya Aksular olmama sebeptir. O yüzden bu eser bir intikam değil, bir şükran ifadesidir.
* Hülya Aksular artık bir marka haline geldi. Peki bu marka eseri izlettirir mi? Burada Hülya Aksular yok. Burada Aksular'ın yüreğinde taşıdığı duygu denizi insanlara sunuldu. Kucaklamak isteyen kucaklayacak. Ne olacağını hiç bilmiyorum. İnanın, bazen kaçmak istiyorum. Kendimi zaman zaman böcek gibi hissediyorum. Ama korkmuyorum. Bu hayatta büyük işler yapılmalı. Marka şurada ters tepebilir; kötü olursa tüm suçlu ben olurum. Ama iyi olursa tüm ekip başarılı kabul edilir. Bu eser tutulmaz ve beğenilmezse tüm vebali benimdir, vebalini üstlenirim. Kendime böyle bir kariyer oluşturduktan sonra böyle bir şey yapmak büyük cesaret ister ama benim bunu yapmam gerekiyordu.
SONAT BAHAR HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|