|
 |
 |
 |
 |
|
Hanif 'Kükreyen 20'ler'le ilklere imza atacak
'2007 İlkbahar ve Yaz Koleksiyonu'nu hazırlamak için 5 aydır gece-gündüz demeden çalışan ünlü modacı Dilek Hanif, mutlu sona yaklaştı. 1920'li yıllardan esinlenen Hanif, 5 Nisan'daki defilesi için Lanvin ve Montena gibi dünyaca ünlü markaların defilelerine sanat yönetmenliği yapan Lionel Bouard'la çalışıyor.
'Ala mode' moda organizasyonları kapsamında ünlü modacı Dilek Hanif, '2007 İlkbahar ve Yaz Koleksiyonu'nu modaseverlerin beğenisine sunacak. Moda tarihinde 'Kükreyen 20'ler' olarak bilinen 1920'li yılların dansları tango ve çarlistonun giyim tarzlarından etkilenen ünlü modacının tasarımları, 5 Nisan'da Maserati'nin sponsorluğunda Les Ottomans Oteli'nin rıhtımına kurulacak 500 metrekarelik bir çadırda boy gösterecek. Yaklaşık 5 aydır gece-gündüz çalışarak tasarımlarını hazırlayan Hanif, bu defileyle Türkiye'de bazı ilklere de imza atacak. Hanif, Lanvin ve Montena gibi ünlü markaların defilelerine sanat yönetmenliği yapan Lionel Bouard ile çalışıyor. Bouard'ın tasarımlara uygun saç, makyaj ve aksesuvarlar belirlemek için geçtiğimiz hafta Türkiye'ye geldiğini belirten Hanif, "Lionel, defile sırasında benimle birlikte mankenlerin saç, makyaj, aksesuvar ve kıyafetlerini kontrol edecek" dedi. Hanif'le moda dünyası ve son koleksiyonu hakkında konuştuk.
LATİFE HANIM'IN KIYAFETLERİ
* Koleksiyonu hazırlarken ilk çıkış noktanız neydi?
İlk çıkış noktası 20'li yıllardı. Cumhuriyet Dönemi'nde kadınlar ne giyerdi, Türkiye ve dünya nasıldı gibi sorularla yola çıktım. Araştırmalara başladım. Savaştan çıkılıp insanların müzik ve ritimle, eğlenceyle haşır neşir olmaya başladıkları bir dönem. Tangolar ve çarlistonlar gibi...
* 1920'li yıllarda kadınlar nasıl giyiniyordu?
Aslında Türkiye o zamanlar giyim konusunda çok kısıtlıymış. Savaştan yeni çıkılan bir dönem olduğu için çok fazla kıyafete yönelik doküman bulamadım. Daha çok Latife Hanım'ın kıyafetlerine ve aristokrat ailelerde neler giyildiğine baktım. Genel olarak o çizgiler koleksiyonumda var. Bluzanlar, hafif volanlı fırfırlı ve kat kat etekler, pantolonlar ve tulumlar gibi... Bu yıllarda kadınlar ilk kez tulum ve pantolon giymeye başladı. Latife Hanım  da ilk giyenler arasında... Kadınların bedenlerini özgürleştirdikleri bir dönem. Korseler, bir kenara bırakılıp pantolon ve etek giyilmeye başlanıyor.
MEKAN CANLANDIRMASI
* 20'li yılları seçmenizin özel bir nedeni var mı?
Daha önce Osmanlı ve Semazen koleksiyonlarım da olmuştu. Dönem dönem farklı şeylerden etkilenebiliyorum. Şimdi de Cumhuriyet Dönemi hakkında araştırmalar yapmak istedim ve karşıma çok hoş şeyler çıktı. Savaştan çıkıldığı için özgürlüğün yeni yeni hissedildiği, sıkıntıların dağılmaya başladığı bir dönem. 20'lerin çizgilerini günümüze uyarlamak istedim. O yıllarda drapeler, kalçaya oturan elbiseler, saçaklar ve püsküller var. Bunlar da bana çok malzeme verdi.
* Nasıl bir araştırma yürüttünüz?
Ağırlıklı olarak moda tarihi kitaplarını ve ansiklopedileri inceledim. Dönemi yansıtan filmleri izledim. Fotoğrafları araştırdım. Fransa'da o dönemde yaşamış sanatçıların yaptığı biblo ve heykelleri de inceledim. Bunlar seri halde hazırlanmış, giydirilmiş kadın bibloları... Bunları koleksiyonumun içine adapte ettim.
* O dönemi koleksiyonunuza nasıl yansıttınız?
Koleksiyonu bugüne uyarladık. Bu yüzden duygu olarak kendinizi içinde modern ve iyi hissedebileceğiniz bir koleksiyon olması gerekiyor. Bunu gümüş ve dore gibi parlak işlemeli kumaşlar ve bolca el işçiliği kullanarak sağladık. Taç yaprağı şeklindeki desenleri Swarovski taşlar, gümüş boncuklar ve şeffaf malzemelerle modernize ettim. Geometrik desenleri dantellerle birleştirdim.
* Renk ve malzeme olarak neler kullandınız?
Renk konusunda da döneme sadık kaldım. Çok fazla renk göremediğimiz bir dönem. Canlı renk kullanmadım. Genelde siyah, gri, lacivert, ekru, füme ve krem tonları var. Çok renkli iki tane parçamız var. Kumaşlar da renkler gibi kısıtlıydı. Tül, krep, ipek şifon, organze ve  saten gibi çok hafif kumaşlar var. Ayrıca ipek ve boncuk saçakları etek uçlarında kullandık.
* Koleksiyonda kaç parça var? Şu anda 38 parça var. Ancak son anda 2 parça daha ekleyebilirim. Ama 40'ı geçmez.
* Defileyi izleyenleri ne gibi sürprizler bekliyor? Aslında defilemin ayrı bir özelliği var. Yaptığı işleri çok beğendiğim iç mimar arkadaşım Hakan Ezer, beni kırmadı ve podyumun arka fonunu benim için dekore etti. Orada bir mekan canlandırması yapacak. Türkiye'de ilk kez böyle bir uyarlama yapılacak. Defileye farklı ve hoş bir hava katacak.
* Hangi modacıların çizgisini beğeniyorsunuz?
Özlem Süer, Hakan Yıldırım, Rıfat Özbek, Ümit Ünal, DiceKayek... Ayrıca Ralph Lauren'in çizgisini çok beğenirim. Eskiden Donna Karan'ı beğenirdim ama artık çizgisi çok fazla kadınların vücut hatlarından uzaklaştı. Bu sezon Armani Private'ı çok beğendim.
SADE GİYİNMEYİ SEVERİM
* Genelde nasıl giyinirsiniz?
Giyime çok fazla zaman harcamıyorum. O enerjimi ben işime veriyorum. İşimin her şeyini takip etmek zorundayım. Oradan oraya koştururken şık şıkıdım gezmem mümkün değil. Bana kalsa eşofmanla bile işe gidebilirim. Günlük yaşantımda sade giyinirim. Siyah, beyaz, mavi ve yeşili çok severim. Gömlek ve kazak severim. Takım giymeyi pek sevmem. En çok gömlek, ayakkabı ve çanta satın alırım.
* Bu yaz en çok neler moda olacak?
Babetler, dolgu topuklar ve parmak arası terlikler bu yaz çok var. Dore, lame, beyazın yanı sıra yeşil, sarı ve mavi gibi çok canlı renkler moda. Geometrik desenler, şapkalar ve saç aksesuvarları çok popüler...
DUYGU GÖKMENOĞLU - GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
