SABAH - 24/03/2007 - Filmin çekimlerini tehlikeye atmadım
kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filmin çekimlerini tehlikeye atmadım
Filmin çekimlerini tehlikeye atmadım
'Duvara Karşı' Türk değil, Alman filmidir
Hollywood demek beklemek demek

Filmin çekimlerini tehlikeye atmadım

Uluslararası uyuşturucu trafiğini anlatan Osman Sınav'ın filmi, konusu kadar başroldeki oyuncusuyla da dikkat çekiyor. Almanya'da yaşayan Mehmet Kurtuluş, aksiyon sahnelerinin hepsinde dublörsüz kamera karşısına geçti: Kendimi onları yaparken görmek istedim. Ama filmi etkileyecek kadar hoyrat olmadım!.

Ünlü yapımcı Osman Sınav'ın, oğlunun okul çıkışı gittiği sokak midyecisinin uyuşturucu satıcısı olduğuna şahit olmasından sonra çektiği 'Pars-Kiraz Operasyonu' nisanda gösterime girecek. İstanbul, Malta ve Amsterdam'da çekilen, uluslararası uyuşturucu trafiğini konu alan film, oyuncusundan teknik ekibine kadar uluslararası bir nitelik taşıyor. Almanya'nın en ünlü oyuncuları arasında kabul edilen Mehmet Kurtuluş da filmin başrol oyuncusu. Film için bir ay narkotik polisinden eğitim alan ve yakın dövüş sporlarını öğrenen Kurtuluş, aksiyon filminin bütün tehlikeli sahnelerinde dublörsüz oynadı. Türkiye'de film çekmenin Almanya'ya göre daha keyifli olduğunu anlatan Kurtuluş, Avrupalı birçok ünlü yönetmenden teklif üstüne teklif alıyor.

* Almanya'da film çeken ve orada ünlü bir oyuncusunuz. Bu filme başlamanız nasıl oldu?
Ben oyunculuğa 1998'de Almanya'da, Fatih Akın'ın 'Kısa ve Acısız' filmiyle başladım. Türkiye'de de 'Abdülhamit Düşerken' filminde rol aldım, ardından da kısa süren bir dizide oynadım. 'Pars' aslında ilk film çalışmam çünkü diğerlerinde kendi sesimi kullanmamıştım... Bu işin gerçekte büyük rolü, küçük rolü yok. Ufak rollerde de tatlandırma amaçlı oynamak güzel oluyor.

SINAV'LA BEŞ YIL ÖNCE KONUŞTUK
* Osman Sınav ile ne zaman tanıştınız, buluşmanız nasıl gerçekleşti?
Beş yıl önce tanıştık. İstanbul'a geldiğimde bir arkadaşımla buluşacaktık, onun da Osman Sınav ile randevusu varmış o gün. 'Sen de gel tanıştırayım' dedi. Ben ayıp olur diye düşündüm. 'Avrupalı gibi düşünme' burada dedi. Sınav o zaman Avrupa'da uluslararası uyuşturucu trafiğini işleyen bir film yapacağını söylemişti. Sonra geçen yaz aniden aradı, "Yaptıklarını takip ediyorum, filme başlıyorum" dedi ve senaryoyu gönderdi.

* Film için özel bir hazırlık yaptınız mı?
Bu film öncesinde dövüş sahneleri için hayli çalıştım. Aksiyon filmi olduğundan, fiziksel olarak güçlü olmak gerekiyor. Ben bu film için 90 gün sette çalıştım. Bu, bir oyuncu için uzun bir zaman. Kung-fu, bacak-kol teknikleri ile ilgili dersler aldım. Her gün sette, bir maraton koşucusu gibi zinde olmalıydım. Çünkü benim moralim düşerse, setin morali düşer; böyle bir sorumluluk var. Narkotik polisi rolüm için de başkomiser Zafer Ercan ile çalıştım. Zafer Abi'nin bana büyük desteği oldu. Gerekli izinler verildi. Narkotiğin operasyon şekillerini inceledim. Bir narkotik ekibinin çalışma sisteminin tümünü gördüm. Bunun için de bir aylık eğitim aldım.

* Pek çok sahnede dublör kullanmamışsınız. Cesaretinizi mi sınadınız yoksa yönetmenin gözüne giremeye mi çalıştınız?
Hiçbiri değil. Bu bir aksiyon filmiydi ve pek çok atlama sahnesi vardı. Kendim yapmak istedim. Kendimi orada görmek istedim. Ama bu değildir ki, filmin gidişatını ya da çekimleri tehlikeye atacak kadar hoyrat davrandım. Yapabileceğim şeyleri güvenlik önlemleri altında yaptım.

ŞÖHRETLE İŞİM OLMAZ!
* Peki Osman Sınav nasıl bir yönetmen?
Çok titiz ve aynı zamanda rahat. Onun setinde çalışmak bütün işi sahiplenmek demek. Her şeyden önce bağırıp çağıran bir adam değil. Bu çok önemli. Zaten işin yükünün farkındayız. Sorumluluğun farkındayız. Çalışılması keyifli. İlk defa birlikte çalıştık ve uyum gerçekleşti.

* Osman Sınav'ın star yaratma özelliği var. Almanya'da starsınız ama bu filmden sonra Türkiye'de de tanınacaksınız. Hazır mısınız burada şöhret olmaya?
Şöhretle fazla işim olmaz. Benim amacım sinema ve güzel filmler yapmak. Şöhret bununla gelirse reddetmiyorum. Muhtemelen filmden sonra teklifler, davetler gelecektir. Ama ben aynı hayatımı devam ettireceğim. Şimdiye kadar bunu başardım ve Türkiye'de de bunu başarırım.

* Almanya'da oyunculuğa nasıl başladınız?
Uşak'ta doğdum. 2 yaşında Almanya'ya gittik. Babam öğretmendi. Liseyi bitirdiğimde elime bir meslek almamı, dönersek yapabilecek bir işim olmasını istediler. Sanatçılık Almanya'da 'ekmeksiz' mesleklerden sayılır. Bir Türk'ün oyuncu olmak istiyorum demesi olaydı çünkü alacağı roller kısıtlıydı!

ARTIK TALEP EDİLİYORUM
* Türk oyuncuları oynatmıyorlar mıydı?
Türk oyuncuları sadece Türk rolü için düşünüyorlardı. Ben bunu 95'te yaşadım. Prodüksiyon bürosuna gidiyorum, görevli bakıyor, 'Türk rolü yok' diye gönderiyor. Ben o zaman taksici, postacı, küçük bir rol olsun razıydım. Türk olduğumuz için o küçük rolleri bile oynatmıyorlardı. 98'de Fatih Akın'la 'Kısa ve Acısız'da piyasaya çıktık. Türk bir yönetmenin ilk kez bir Türk başrol oyuncusuyla Almanca olarak Almanya'da sinemalarda gösterilmesi dönüm noktası oldu.

* Artık eskisi gibi sıkıntınız kalmadı yani...
Bu film Alman Sineması'nda Türkler için kilometre taşı oldu. Şansım döndü. Bir Vietnam filminde oynadım; yarı Vietnamlı, yarı Amerikalı birini. 'Tünel' adlı filmde başrol oynadım. Burada yarı İtalyan, yarı Amerikalı'yı oynadım. Başka bir filmde Alman'ı oynadım. Yani artık ilk dönemlerimde yaşadığım sıkıntı yok, her tür rolü oynuyorum. Mesela Al Pacino'nun ya da Robert de Niro'nun İtalyan kökenli olduğu kimsenin umrunda değil. Aynısı Almanya'da da gelişmeye başladı. Ve şimdi artık ben talep ediliyorum!

* Galiba Almanya'daki genç Türkler oyunculuğa çok ilgili, son zamanlarda tek tek isimlerini duyurmaya başladılar!
Bizden öncekilerde var olan, 'bir gün Almanya'da işler bozulur döneriz' düşüncesi bizim kuşakla değişti. Benim gibi ikinci kuşaklar cesaret gösterdi. Sanat yapmak isteyenler çıktı, ödüller kazandı. Şimdi oyunculuk eğitimi alan üçüncü nesil Tükler geliyor. Yani 'Fatih Akın ve Ayşe Polat film yapıyor, Mehmet Kurtuluş oynuyor' diye örnek alıyorlar bizi. Film piyasasında yönetmen, senarist çok başarılı Türk var artık.

BÜLENT İPEK - MAGAZİN

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Moda doğumhaneye girdi
 Filmin çekimlerini tehlikeye atmadım
 Bu oyunda fazlaca kan ve gözyaşı var
 Kadınlar kendi güzelliğinin farkına varacak
 Hanif 'Kükreyen 20'ler'le ilklere imza atacak
 Brad'e aşığım çünkü hassas ve çok seksi
 İlişkileri evlilik yolunda ilerliyor
 Halle Berry: bir daha asla evlenmem!
 Justin ile hiç flört etmedik
 Kendine güvenenler buraya
Boşanmaların ardındaki bilinmeyen fail: Tiroit!
Boşanmaların ardındaki bilinmeyen fail: Tiroit!
Boynun ön kısmında, şekil olarak kelebeğe benzeyen tiroit bezinin...
Kadının ve erkeğin beyni farklı işliyor
Kadının ve erkeğin beyni farklı işliyor
Geçmişten günümüze kadar çok tartışılan, bugün de birçok farklı...
'Ev arıyorum' dedi telefonları kilitledi!
'Ev arıyorum' dedi telefonları kilitledi!
ABD'li buz patencisi Robert Beauchamp, katıldığı bir radyo...
Mimarlık eğitimi banyolara yaradı
Mimarlık eğitimi banyolara yaradı
Pop müzik sanatçısı ve mimar Seden Gürel ile dekoratör Gürhan Varan,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.