SABAH - 24/03/2007 - Yavuz Donat

Şu an 24 Mart 2007 - Cumartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Servislerimiz

Kapat

	RSS		Arşiv

	Kırmızı Alarm		Detaylı Arama

	Canlı Borsa		Sarı Sayfalar

	Sesli Haber		Yazarlar

	Podcast		Wap Sabah

	Egazete		Cep Sabah

	Kültür Sanat		Hava Durumu

	Astroloji		Sabah Çocuk

	E-posta		Uçak Seferleri

	Okur Temsilcisi		Mobil

Bizimle çalışmak ister misiniz?

Google Arama

SMS:
YD yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder

Bu ülkeyi bu milletten nasıl koruruz?

Prof. Dr.Aydın Ayaydın (solda) ve Yavuz Donat.

DENİZLİ

Denizli'ye bir gün önceden geldik... SABAH gazetesinin düzenlediği "Denizli Buluşmasında" panel yöneticiliği yapmak için... Prof. Dr. Aydın Ayaydın da bizim gibi perşembeden geldi.
"Ev sahibi" Fatih Altaylı dün sabah Denizli'de olacaktı.
Panelistler Abdurrahman Yıldırım ve Murat Bardakçı ile birlikte.
Uçakları Denizli-Çardak Havaalanı üstünde dolaştı durdu.
Uçak bir yükseldi, bir indi.
Ama kötü hava şartlarından dolayı piste konamadı.
İstanbul'a geri döndü.

Her şeyde bir hayır vardır.
Ve görevde kutsaldır.
İş başa düştü.
Hem "panel yöneticiliği" yaptık.
Hem de Prof. Ayaydın ile birlikte "konuşmacıydık."

Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi'nin adı zaman zaman yazılarımızda geçer.
Gözlemimiz o ki...
Bu pazar yerel seçim olsa sandıktan yine Zeybekçi çıkar.
Nihat bey dün panelde "hoşgeldiniz" konuşması yaptı.
Keşke bir TV "canlı olarak tüm yurda yayınlasaydı."
İşte Denizli Belediye Başkanı'nın söyleminin özeti:

Sorunlar belli.
Çözümleri ise kolay.
Neden çözülmüyor diyecek olursanız...
Çözmek birilerinin işine gelmiyor.
Adına ne derseniz deyin bazıları istiyorlar ki halk bize muhtaç kalsın.
Bize bağımlı olunsun.
Yetki devrederlerse ülkenin bölünmez bütünlüğünün zarar göreceği yalanını söylüyorlar.
Bütün yetkileri ellerinde tutuyorlar.
Sorunların çözülmesini değil uzamasını istiyorlar.
Kendilerine bir görev tanımı yapmışlar:
Bu ülkeyi, bu milletten koruma görevi.
Öncelikle bu kafanın değişmesi ve Ankara'nın kendi vatandaşına güvenmesi lazım.

Salonu dolduranlar Aydın hocaya "rekabet politikasını" sordular.
"Döviz kurunu" sordular.
"Tekelleşmeyi" sordular.
"Büyük marketleri" sordular.
Bize gelince...
Soru-1:
- Çankaya'ya kim çıkacak?.. Çankaya seçiminden sonra AK Parti'de kaynama olabilir mi?
Soru-2:
- Meclis'e kaç parti girecek?.. Sandıktan tek parti iktidarı çıkacak mı?

Denizli gözlemleri:
- Çok kişi siyaset ile halk arasında kopukluk olduğunu düşünüyor.
- İktidar kadar muhalefet de eleştiriliyor.
- Aradan geçen yıllara rağmen 2001 krizi unutulmamış.
- İnsanlar Çankaya seçiminin krize dönüşmemesini istiyor... Genel arzu uzlaşma ile işin içinden çıkılması.

Toplantıda bize sorulan bir başka soru:
- Seçimden önce siyasetçiler, dokunulmazlığın kalkacağını söylüyorlar... Ama milletvekili seçilince dokunulmazlığı kaldırmıyorlar... Neden?.. Ayrıca basın da bu konunun üzerine yeterince gitmiyor... Basın üzerinde siyasi bir baskı mı var?

Pamukkale'deki 5 yıldızlı Spa Hotel Colossae Thermal'in toplantı salonunu dolduran Denizlililer "bu soruyu beğendiler."
Hatta "alkışlamak isteyen bile çıktı."
Soruyu soranı "tebrik eden edene."
Biz hangi yanıtı verirsek verelim...
Siyasetçi hangi gerekçeleri gösterirse göstersin...
Halk "dokunulmazlıklardan" rahatsız.
"Ayrıcalığa karşı" öfke dolu.

Denizli'ye geldiğimizde "hava günlük güneşlikti."
Ayrıldığımızda ise "bardaktan boşanırcasına" yağmur yağıyordu.
Denizlililer "ayağınız uğurlu geldi" dediler.
Gözlemlerimize yarın devam edeceğiz.