SABAH - 24/03/2007 - Fatih Altaylı

Şu an 24 Mart 2007 - Cumartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Servislerimiz

Kapat

	RSS		Arşiv

	Kırmızı Alarm		Detaylı Arama

	Canlı Borsa		Sarı Sayfalar

	Sesli Haber		Yazarlar

	Podcast		Wap Sabah

	Egazete		Cep Sabah

	Kültür Sanat		Hava Durumu

	Astroloji		Sabah Çocuk

	E-posta		Uçak Seferleri

	Okur Temsilcisi		Mobil

Bizimle çalışmak ister misiniz?

Google Arama

SMS:
FA yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder

	El insaf dedirten bir talep
	Kadir Has örneği
	Haksız öfke, yanlış adrese
	Ne zaman adam oluruz?

El insaf dedirten bir talep

İstanbul Hilton Oteli, 255 milyon dolara Aydın Doğan tarafından satın alındığında iş aleminde iki farklı görüş vardı.
İyi niyetli olan birinci grup, "Herhalde burayı şan olsun diye aldı. 12 milyon dolar kira getiren bir mülke bu kadar para vermek iş olarak doğru değil" diyordu.
İkinci grup ise farklı düşünüyordu: "Aydın Bey burayı arazisi için aldı. Yakında burada imar planı değişikliği ister. Buraya rezidansı kondurur. En az 2 milyar dolar kazanır."
Gerçekten de Hilton Oteli olarak o araziye verilen para normaldi. Çünkü yapılaşma izni yoktu.
Ama bu iznin verilmesi halinde arazinin değeri milyar doların üzerine çıkıyordu. Çünkü hiç kuşkusuz İstanbul'un en değerli arazisiydi.
Aslında İstanbul'un 1940'larda hazırlanan imar planlarında Hilton arazisi Taksim Parkı'nın devamıydı ve yapılaşma izni yoktu.
Fakat Conrad Hilton, İstanbul'a otel yapmak için burayı isteyince Bakanlar Kurulu kararıyla arazi "kısıtlı" olarak imara açılmış ve Hilton'a verilmişti.
O dönemin İstanbul İl İmar Müdürü de karar aleyhine dava açmıştı.
O gün bugündür emekli dul ve yetimlerin malı olan bu araziye kimse dev binalar dikmeye cesaret edemedi. Ancak şimdi Aydın Doğan burada bir binalar kompleksi yapmak için başvurmuş.
255 milyon dolarlık arazi, Doğan'ın istediği değişiklik yapılırsa üzerine hiçbir şey yapmadan milyar dolar barajını aşar.
İstanbul adına bu değişikliğin yapılmaması ve ikinci bir "Gökkafes Faciası" yaratılmaması gerek. Ayrıca eğer bu kenti katletmek pahasına değişiklik yapılacaksa, vaktinde yapılmalıydı ki, arazinin artan değeri Emekli Sandığı'nın yani emekli dul ve yetimlerin olsun. Türkiye'nin Sosyal Güvenlik açığının bir bölümünü kapatsın.