SABAH - 19/03/2007 - Ülkü Tamer
kapat
   
19 Mart 2007 Pazartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ulku Tamer @ SABAH
SMS:
UT yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Öp Gazanfer Usta'nın elini

Bir yaz günü Eskişehir'deyim. Baktım, Gönül ÜlküGazanfer Özcan Topluluğu o gece Kılıçoğlu Sineması'nda Karım Yine Doğurdu'yu sergiliyor. Oyun benim uyarlamam. Bekledim. Perde açıldıktan sonra doğru sahne arkasına... Gazanfer Bey sahnede. Kuliste öteki arkadaşlarla kucaklaştık. Adile Naşit sahneye girmek üzere. Elinde bavulla dağ başında otele giden bir müşteriyi oynuyor. "Adile abla, bir dakika," dedim, kaptım bavulu. Ben de sahneye gireceğim, müşterinin bavulunu taşıyan taksi şoförü gibi. Bakalım, Gazanfer Bey beni Eskişehir'de, sahnede görünce ne yapacak?
Daldık sahneye. Gazanfer Bey beni görür görmez, "Oooo, Ülkü!" diye bağırdı. "Yahu, nerelerdesin? Artık arabanla bize müşteri de getirmez oldun..."
Soru soruyor. Bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Her yanımı ter bastı. Sen misin yılların tiyatro kurduna oyun etmeye kalkan! Kendimi sahneden atıncaya kadar akla karayı seçtim.



Medea'ları, Macbeth'leri, Üç Kuruşluk Opera'ları, Godot'yu Beklerken'leri seyretmekten büyük tat alırım elbette. Ama tiyatro denilince sadece bu tür oyunlar gelmiyor aklıma. Ortaoyunları, müzikaller, komediler, farslar, vodviller... Koltuğa kurulup da güzel bir vodvil seyretmekten keyifli ne olabilir ki!
Bu türün günümüzde en büyük ustası Gazanfer Özcan ... İnceliklerle örülü oyunculuğuna tanık olmak bana her zaman mutluluk vermiştir. Geçen hafta izlediğim Öp Babanın Elini, onunla aynı zaman dilimini paylaştığım için, daha da ötesi, bir zamanlar kendisiyle aynı kuliste bulunduğumu hatırlattığı için, beni gururlandırdı. Yalın, dozunda abartılarla süslenmiş, zamanlaması her zaman kusursuz, sıcak mı sıcak bir oyunculuğa kolay rastlanmıyor. Hele bu bir de Saltuk Kaplangı'dan, Engin Gürmen'den, Oktay Tosun'dan Fulya Özcan Gündüz'e, Sarp Apak'a kadar sahnenin coşkusunu yaşayan sanatçılarla destekleniyorsa...



Burada onunla ilgili keyifli bir anımı daha aktarmadan edemem. Bana Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nun sadece sahnesinde değil, sahne arkasında da varolan sıcaklığı hatırlatan bir anı...
Topluluk, Zincirlikuyu'da benim bir uyarlamamı oynuyordu: Beş Milyona Kim Ölmez? (Beş milyon da ne ulaşılmaz bir paraymış o zamanlar!) Oyunda Gazanfer Beyin, Gönül Hanımın yanı sıra Adile Naşit de oynuyordu.
Bir özelliği vardı Adile Ablanın. Kendi makyajını yapamazdı. Gazanfer Beyin önüne oturur, ona yaptırırdı. Pek de tezcanlı olurdu hep. Perde açılmadan çok önce başlardı sızlanmaya: "Gazanfer Bey, makyajım..."
Bir gece Gazanfer Beyin odasında oturmuş, çene çalıyorduk. Adile Abla kapıdan başını uzatıp, "Saat kaç?" diye sordu. Saat yediyi çeyrek geçiyordu. Gönül Hanım, yanlışlıkla, "Sekizi çeyrek geçiyor," dedi.
Adile Abla'da bir telaş!
"Eyvah!" diye bağırdı. "Oyuna 45 dakika kalmış. Daha makyaja oturmadım!"
Fırsat kaçırılır mı! Herkes kaş göz işaretiyle saatini bir saat ileri aldı. Oyuna sanki gerçekten 45 dakika varmış gibi makyajını yapmaya koyuldu.
Artık iki dakikada bir odaya damlıyordu Adile Abla: "Gazanfer Bey, makyajım..."
"Kendi makyajımı bitireyim, yaparım," diyordu Gazanfer Bey.
Sonunda karşısına oturttu onu. Ağır ağır makyajını yapmaya başladı.
"Gazanfer Bey, biraz çabuk olun... Perde açılacak."
Birinci zil verildiğinde makyaj bitmemişti. İkinci, üçüncü ziller verildiğinde de...
Perde açıldı sonunda. Boş salona oyun başladı. Herkes seyirci varmış gibi ciddi ciddi oynuyordu.
Biraz sonra sahneye girmesi gereken Adile Abla, "Şimdi ne yapacağım? Makyajım bitmedi," diye inledi.
Gerçekten bitmemişti. Yüzünün sadece bir yanı makyajlıydı.
"Sen de profilden oynarsın," dedi Gazanfer Bey.
Çaresiz, Adile Abla kendini sahneye öyle attı. Başladı oynamaya. Spotlar yandığı için salonu göremiyordu tabii.
Bir süre oynadı. Sonunda salondan Sümer'in (Tilmaç) sesi yükseldi: "Aaa, şuna bak! Yüzünün yarısı başka!"
Adile Abla dondu kaldı. Sahnedekiler başladılar gülmeye. Önce ne olduğunu çıkaramadı Adile Abla, kekeleyerek oyununu sürdürmeye çalıştı. Gerçeği ancak salonun ışıkları yanıp da Gazanfer Bey ona sarılınca anladı.
Öfkeyle bağırıp çağırdı bir süre. On saniye kadar. Sonra "baygın vaziyette" kuliste bir koltuğa yığıldı. İki dakika sonra ise hepimizden çok gülüyordu.
Yanına gittim. "Adile Abla," dedim, "oyuna az kaldı, makyajını yaptırmayacak mısın?"
Bir kahkaha attı. "Aman Ülkü," dedi, "alıştım artık, böyle de oynarım."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 "Dünya pırıl pırılmış... Bana ne!"   / 12-03-2007
 Bunları da "hatırla sevgili"   / 05-03-2007
 Beyazperdede değil sayfalarda sinema   / 26-02-2007
 Oscar'da "and the winner is"e doğru   / 19-02-2007
 "Olmadık yerde çiçek açan" bir şair   / 12-02-2007
 Öldükten sonra da yaşıyor   / 05-02-2007
 "Söz özgürlüğü... Ama sadece benim için!"   / 29-01-2007
 Bir Beynelmilel anısı   / 22-01-2007
 Cumalı da "Güzel Aydınlık"lardan biriydi   / 15-01-2007
 "Atlas Okyanusu'nda Fırat'ın Salı"   / 08-01-2007
MURAT BARDAKÇI
Çanakkale'yi bile rant kapısı yaptılar
Kasımpaşa'daki...
ÜLKÜ TAMER
Öp Gazanfer Usta'nın elini
Bir yaz günü Eskişehir'deyim.
OKUR TEMSİLCİSİ
Beraat de haberdir
Davalar geliyor, geçiyor. Bazılarını...
Sessiz ve derinden
Sessiz ve derinden
Beşiktaş, İnönü'de seyircisiz oynadığı maçta, Erciyes savunmasını...
'Şampiyon olacağız'
'Şampiyon olacağız'
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören maçın ardından "Bizi engellemek...
Zirveden bütünlük mesajı
Devletin zirvesi, Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü ve Şehitleri Anma...
Çankaya diktir fıtıkla çıkılmaz
CHP lideri Deniz Baykal "Askerle, yargıyla, kurumlarla, toplumla...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
Bize Ulaşın
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu