| |
|
|
Bu ülkede İçişleri Bakanı var mı?..
İTALYA'DA Catania-Palermo maçındaki olayların ardından yer yerinden oynadı. Ülkede o hafta futbol yasaklandı. Ardından federasyon kulüplerle toplandı. Catania Stadı sezon sonuna dek kapatıldı. Öteki statlara, gelişme için kesin süreler tanındı.. Müthiş önlemler alındı, ağır cezalar kesildi, falan.. Bütün bunları başlatan kişi kimdi, peki?. İtalya İçişleri Bakanı!.. Daha o gece televizyonlara çıkıp "Ben bu koşullarda bu ülkede futbol oynatmam. Oynamakta ısrar ederseniz, polislerimi göndermem" diyen İçişleri Bakanı.. Ülkesinden, insanlarından sorumlu bir İçişleri Bakanı davranışı buydu. Fenerbahçe'nin AZ maçında, silahlar patladı. Bıçaklar çekildi. İnsanların ölmesine ramak kaldı. Fenerbahçe bir yabancı takıma karşı oynuyordu. Statta başka kulüp seyircisi yoktu. Kavga edenleri hepsi Fenerliydi. Polis iki Fenerli gurup arasına barikat kurmak, arada boşluk bırakmak zorunda kaldı. Kavgayı ateşleyen bizzat Fenerbahçe Başkanıydı. Kendisine muhalif bir gurubu susturmak için, adamlarından oluşan bir gurubu bunların yanına yerleştirip, susturma talimatı verince olan olmuştu. Bunlar Fenerbahçe'nin içişleri gibi görünebilir ve geçiştirilebilir. Ama bir korkunç gerçek var.. Polis olayların ardından yaptığı aramada, tribünlerde 50'den fazla kesici alet buldu. İnsan öldürme silahı.. Ve bu haber, o gün bitti, arkası gelmedi. Kutsal ittifak medyası anında unuttu, ya da aldığı emirle, unutturuldu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü de tek kelime açıklama yapmadı. Mesela Ali Sami Yen Stadı'na girenlerin üzerindeki çakmak ve bozuk paralar bile alınırken, Saraçoğlu Stadı'na o elli cinayet silahı nasıl girmişti?. Ya polis arama yapmamış, yapmış ya da hoş görmüş, izin vermişti. Korkunç bir görev ihmali vardı. O gün görevli polis şefleri derhal görevden alınmalı, o kapılardaki güvenlikten sorumlu polisler derhal cezalandırılmalıydı. Ya da, o silahlar tribüne daha evvelden getirilip saklanmışlardı. O zaman cinayet silahı ile maça gelenlerin, içerde, yani stat ve kulüp yönetiminde yardakçıları, suç ortakları vardı.. Derhal soruşturma açılıp, bu kişiler tespit ve mahkemeye verilmeliydiler.. Bu da yapılmadı.. İstanbul Emniyet Müdürü, uyudu, ya da uyuttu. Bu ülkede İtalya'daki gibi sorumlu bir İçişleri Bakanının olmadığı da ortaya çıktı. Olay örtbas edildi. Ama Türkiye'de statlar kaynıyor.. Sezon sonu yaklaştıkça, kaynama daha da artacak ve kaçınılmaz son.. İnsanlar ölecek.. Bu ülkede bir İçişleri Bakanı olup olmadığına da o gün bakılacak.. İnsanlar ölünce.. Çünkü bu ülkede insan canından ucuz şey yok.. Önlem almak, görevin gereğini yapmak için ille insanların ölmesi gerekiyor..
|