|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kıbrıs'ta metrekare verilmedi
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, KKTC'nin tüm dünyanın gözü önünde artık kabul edilebilir bir hale geldiğini söyledi. Türkiye'nin dış ve iç politika gelişmelerini Kanal 7'ye değerlendiren Gül, "Sözün Özü" programında Dışişleri Konutunda konuk ettiği Nazlı Ilıcak'ın sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin Kıbrıs politikasının doğru olduğuna inandığını belirten Gül, bu konuda olumlu neticelerin de alınmaya başladığını belirtti."KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Annan planını kabul etmeye niye ikna edilemediğinin" sorulması üzerine Gül, adada barış değil, ateşkes bulunduğuna işaret ederek, planının iki kesimi, iki ayrı devlet üzerinde birleştiren bir plan olduğunu ifade etti.
Denktaş'a
planın reddedilmemesi gerektiği mesajının verildiğini ifade eden Gül, "Çünkü Rum tarafının bunu reddedeceğini zaten o zamandan biliyorduk, bu konuda birçok anketimiz vardı" dedi.
O dönemde Türkiye'de her şeyin çok yeni olduğunu ve Denktaş'ın plana "hayır" diyeceğini açıkladığını hatırlatan Gül, "Kendisine de bazı telkinler oldu anlaşılan. Ercan havalimanında 'Ben hayır demeye gidiyorum' deyince, her şey açığa çıkmış oldu" diye konuştu.
ADANIN GERÇEĞİ
Referandum sonucunda 2004 yılında büyük bir fırsatın kaçtığını ifade eden Gül, sonucun Rumların aslında çözümden ve birleşmekten yana olmadığının göstergesi olduğunu belirterek, adadaki Türkler ve Rumlar arasında evlilik olmaması örneğinin bile tek başına oradaki iki toplumun birbirinden ne kadar yaşadığı gerçeğini ortaya koyduğuna dikkati çekti.
Takip ettikleri Kıbrıs politikasının, adanın gerçeğini tüm dünyaya göstermek olduğunu kaydeden Gül, artık KKTC liderlerinin yabancı liderlerle görüşmeler yapabildiğini, KKTC'nin bugün inanılmaz bir ekonomik ilerleme kaydettiğini anlattı.
Bazılarının "Kıbrıs elden gidiyor" dediğini belirten Gül, "Kıbrıs'tan bir asker çekilmedi, Kıbrıs'tan bir metrekare yer verilmedi, ama tam tersine KKTC tüm dünyanın gözü önünde artık kabul edilebilir hale geldi" diye konuştu.
Türkiye'deki limanların Rumlara açılmaması konusunda da Gül, "bazen karşılıklı inatlaşmak gerektiğini, karşı tarafın verdiği sözü tutmaması karşısında maliyeti ne olursa olsun 'Ben de bunu yaparım' denilebileceğini" söyledi.
"Kıbrıs Rum kesiminin, AB'ye girdiğinde Türkiye aleyhine ne kadar olumsuz davranacağını Türkiye'yi yönetenlerin görmesi gerekirdi? diyen Gül, AB ülkelerinin çoğunun aslında Rumların kendilerine ne büyük zarar verdiğini gördüğünü, ancak bazılarının da bunu bir "bahane" olarak kullandığını söyledi.
"DEVLET VE HÜKÜMET POLİTİKASI BİRBİRİNDEN AYRI MI?"
Türkiye'de "devlet ve hükümet politikasının birbirinden ayrı şeyler olup olmadığı" sorusu üzerine Gül, siyasi iradenin silahlı kuvvetlere de, diğer kurumlara da siyasi direktif verdiğini söyledi.
Gül, "Biz konuşuruz her şeyi. Bir hareket başlayacaksa, dışarı asker gönderilecekse, bir operasyon başlatılacaksa tabii ki siyasi talimat verilir" diye konuştu.
"ABD'deki sözde Ermeni soykırımı tasarısıyla ilgili olarak Lahey'deki mahkemeye gitme görüşünün artık telaffuz edilmediğinin" belirtilmesi üzerine Gül, bunun hemen karar verilemeyecek zor bir mesele olduğunu söyledi.Konunun çok ciddi araştırma ve inceleme gerektirdiğine işaret eden Gül, "Bugün insanlar sizi alkışlar, ama yarın da 'Niye böyle yaptın' derler. Onun için bu konuda uzun bir süredir çok ciddi hukuk çalışmaları yapıyoruz" diye konuştu.Ermenilerin bu çerçevede Türkiye'den toprak ve tazminat almayı hayal edebileceğini de belirten Gül, bunların hiçbirinin mümkün olmadığını kaydetti.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|