kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kült filmlerin kült yazarı
Kült filmlerin kült yazarı
Yazarın kişisel favorileri

Kült filmlerin kült yazarı

Sinema dergisinde altı yıldır devam eden ve fanatik bir okuyucu kitlesi bulunan Kült Filmler köşesi bir kitaba dönüştü ve bu ay derginin okurlarına hediye ediliyor. Köşenin yazarı Engin Ertan'la buluşup 'kült film' meselesini konuştuk.

Şu filmlerin adını daha önce duymuş muydunuz? Das Deutsche Kettensaegen Massaker, The Legend of the 7 Golden Vampires... Peki onları duymadıysanız da şu filmleri mutlaka duymuş, hatta büyük ihtimalle izlemişsinizdir: Grease, Emmanuelle, Gremlinler... Ortak noktaları, hepsinin kült film tanımına uyması ve Engin Ertan'ın Sinema dergisinde altı yıldır aralıksız devam eden Kült Filmler köşesinde yer almış olmaları. Bu köşe, Sinema'da yayımlanmaya başladığından beri, derginin en popüler bölümlerinden biri. Ertan da; en büyük klasiklerden, kimselerin bilmediği birbirinden acayip filmlere uzanan uçsuz bucaksız film birikimi, ıncık cıncık bilgilere olan düşkünlüğü ve samimi kalemiyle, neredeyse kendisi kült bir yazar haline gelmiş durumda. Sinema,
'Kült Filmler' köşesini bir kitap haline getirdi ve bu ayki sayısıyla birlikte okurlarına hediye ediyor. İkinci kitap da yolda. Engin Ertan'la buluşup, son yıllarda her köşede karşımıza çıkan 'kült film' kavramını ve kişisel favorilerini konuştuk.

- En baştan başlayalım, bir filmin kült olması ne demek?
- Bir filmin bir anda popüler olup da sonradan ortadan yok olmaması, hayran kitlesinin gözündeki değerinin sürekli devam etmesi, hatta bunun giderek artması ve fanatiklik düzeyine ulaşması. Filmin repliklerinin ezbere bilinmesi, o karakterler gibi giyinip filmdeki sahnelerin yeniden canlandırıldığı partiler düzenlenmesi; filmi müziğiyle, oyuncularıyla, her şeyiyle bir şekilde hayatına entegre etmek. Yani ne başyapıt ne de 'trash' (çöp) veya B tipi olması yetmez. Mesela Yıldız Savaşları da kült, Ed Wood'un filmleri de.

- Özellikle Türkiye'de kült olup da, başka ülkelerde kült olmayan örnekler var mı?
- Türk filmi olarak pek çok örneği var. Gerçi bunlar zaman içinde yurtdışında da tanınmaya başladı. Dünyayı Kurtaran Adam en bilineni. Çok farklı bir örnek olarak, Reha Erdem'in A Ay'ı uzun süre gösterime girmeyip sadece kültür merkezlerinde falan gösterilince bir nevi külte dönüşmüştü. Keza, Kutluğ Ataman'ın Karanlık Sular'ı çok kısa süre gösterimde kaldı ama bir kitle tarafından el üstünde tutuldu. Sonra 30'lu yıllardan Yılmaz Ali mesela.

- Kült Filmler köşesine başlamaya nasıl karar verdin?
- Dergiye yeni girmiştim. Sürekli okuyucusu olduğum bir dergiydi ve orada çalışmak bana rüya gibi geliyordu. Tabii ki kendi birikimimi göstermeye çalışıyordum. Dergiye kısa haber bölümü için konu düşünülüyordu. Rocky Horror Picture Show'un 25. yılı sebebiyle ABD'de özel DVD'si çıkmıştı. Benim içime sinmedi kısa bir haber yapmak. Çünkü çok fazla malzeme vardı. Sinema dergisinin o zamanki yayın yönetmeni Mehmet Açar da bu filme daha geniş yer vermeye karar verdi ve sonra derginin formatına nasıl uydururuz derken, bu köşe fikri çıktı ortaya. 2001'de başladı.

- Kült film kavramı herkese bu kadar tanıdık değildi o zaman. Artık en basit basın bülteninde bile 'kült film' ibaresi yer alabiliyor. Bütün bunlarla 90'lar sinemasını ve Tarantino'yu bağdaştırdığın bir nokta var mı?
- Son yıllarda hem 90'lar sinemasındaki çok referanslı, oyunbaz yapı hem de 70'lerin ve B tipi filmlerin yeniden keşfedilmesi ve internet üzerinden çok fazla bu tarz bilginin paylaşılmasıyla, kült lafı biraz da dile pelesenk oldu. Tabii bir de DVD piyasası çok etkili. Sırf bu tarz filmleri bulup çıkaran şirketler var.

- Eleştiri yazmak ile, belki eleştirilecek yönlerini bile benimseyerek bir kült filmi konu edinmenin farkları neler?
- Kült filmler köşesi benim için daha özel. Vizyondaki bir filmi yazarken, önündeki seçenekler belli. Burada binlerce film arasından, insanlarla paylaşmak istediğin filmleri sen seçiyorsun.

- Aynı zamanda 'acayip filmler' uzmanı olarak tanınıyorsun. Kötü de olsa bir şöhreti olan ama etik açıdan dergiye koymayı istemeyeceğin filmler var mı?
- Mesela yamyam filmi Cannibal Holocaust'u yazıp yazmayacağımı soranlar oldu ama onu koymam hayatta. Yazdığın zaman bir yerde insanları o filmi izlemeye yönlendiriyorsun. Hiçbir filmi kimin izleyeceğine karışılmasını istemem. Ama o filmi öneren kişi olmak da istemem. Hatta şu anda bile adını zikredip dikkat çekmekten rahatsız oldum.

Yeşim TABAK

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 New York'ta olmak ya da olmamak
 Her şey çanta için
 Korku dolu çantalar
 Bu çağrı başka türlü söylemek isteyenlere...
 Eşkıya dünyaya hükümdar...
 40 yaşında da hiperaktif olabilirsiniz
 Kylie'nin son seferi
 Dört ayaklı ekonomi hızla büyüyor
 !f İstanbul kışkırtıyor
 İstanbullu sözlüğünü yaratıyor
 Kanser tedavisinde Çin'e giden yol
 Avrupa Yakası'nın en Avrupai semti: Nişantaşı
 2007'de hem isimleri hem cisimleri olacak
 Mojo Bar'dan Barda'ya transfer
 Yalın ve duyarlı dokunuşlar
 IKEA'dan centilmence hareket
 'Yeşim'le konuşarak boşanırız...'
 'Sanem'le aramızda etkilenme vardı ama aşk yoktu'
 Karşınızda sahaların 'Yakışıklı 11'i
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Çocuklarda takıntılar sorun...
ALİ POYRAZOĞLU
Savaş Dinçel ve saz arkadaşları
TUHAF bir oda...
SUNAY AKIN
Boş koydu delikleri...
UYGARLIK, insanın dağları...
Manzara karın doyurur mu?
Doğatepe'de Fatih Köprüsü bütün görkemiyle ayaklarınızın altında. Rumeli...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.