Sevgilisi olanların iple çektiği sevgilisi olmayanların duymak dahi istemediği Sevgililer Günü... İşte o 'büyük gün' dolayısıyla, hem sevgilisi olanlara hem de aşkı arayanlar için önerilerimize kulak verin.
Aşık nasıl olunur? İlk görüşte aşk var mı? Aşk insanı delirtir mi? İşte bilim gözüyle aşk...Âşık olmanın üç aşaması bulunuyor ve her bir aşamada salgılanan hormonlar farklı. Âşıkken beynimizde oluşan aktiviteler "akıl hastalığı" olan bir kişinin beyninde gözlemlenen aktivitelerden çok da farklı değil. Biriyle ilgilenmeye başladığımız zaman, aslında bilinçaltımızdan farkında olmadan o kişinin genleriyle ilgileniyor olabiliriz."
Koku
kişiyi beğenme konusunda çok önemli bir faktör. Görünüşü ya da kokusu anne babamızı andıran kişileri beğenmeye daha çok meyilliyizdir. Bilim, bir ilişkinin kısa süre içinde biteceğini ya da uzun bir süre devam edeceğini belirleyebilir.
Cupid'in kimyasalları:
Kızarmış yanaklar, hızla atan bir kalp ve terli eller âşık olduğumuzun habercisi olan en önemli işaretleri. Fakat vücudumuzun içinde de, aşk meleği Cupid'in okunun bize isabet ettiğini gösteren birçok kimyasal değişiklik olur. Aşk söz konusu olduğu zaman, görünen o ki insanlar biyokimyalarının merhametine kalıyorlar.
Bu alandaki en tanınan biyokimyacı New Jersey'deki Rutgers Üniversitesi profesörü Helen Fisher, insanların 3 aşamada âşık oldukları tezini ortaya atmıştır ve her bir aşamada farklı kimyasalların devreye girdiğini savunur.
Aşkın aşamaları:
1.AŞAMA: ŞEHVET-ARZU Şehvet, seks hormonları olarak da bilinen testosteron ve ostorojen hormonları tarafından yönetilir. Fisher'a göre bu hormonlar kişiye 'dışarı çık ve birilerini bul' komutu verir.
2. AŞAMA: ÇEKİM VE CAZİBE
Bu aşama tam manasıyla bir 'aşk vurgunu' aşamasıdır. İnsanlar aşık oldukları zaman başka hiçbir şey düşünemez hale gelirler. İştahlarını kaybedebilirler, uykusuzluk çekebilirler, günün çoğunu boş boş oturup aşık oldukları kişi ile ilgili hayaller kurmaya harcayabilirler. Bu aşamada 'monoamines' adı da verilen bir grup nörotransmitter beyin hücreleri önemli rol oynar. Dopamine: Aynı zamanda kokain ve nikotin alımı ile de devreye girerler. Norepinepherine: Bir diğer adı da adrenalin dir. Terleme ve kalp atışı hızlanmasında rol oynar. Seratonin: Aşkın en önemli kimyasallarından biridir ve fazlası insanı resmen geçici olarak "deli" kategorisine sokabilir.
3. AŞAMA: BAĞLILIK
Bu aşama eğer ilişki uzun sürdüyse cazibe ve çekicilik aşamasının sonucu olarak ortaya çıkar. Insanlar sonsuza kadar "bağlılık" aşamasında yaşayamazlar yoksa başka hiçbir işlerini bitiremezler!
Bağlılık en uzun süren aşama ve çiftleri çocuklar dünyaya getirmek için devam ettikleri bu yolda bir arada tutar. Bu aşamada vücudun sinir sisteminin salgıladığı iki önemli hormon var:
Oxytocin: Hipotalamus bezinin doğum anında salgıladığı bir hormon. Aynı şekilde emzirme ve memenin süt üretmesi devresinde de yardımcı olur. Anne ve çocuğun arasındaki o beton gibi güçlü bağa gücünü veren hormon. Oxytocin ayrıca her iki cins tarafından da orgazm anında salgılanır ve seks yapan iki insanın en samimi anlarında "bağlılığı" güçlendirir. Teoriye göre bir çift ne kadar çok seks yaparsa biribirine o kadar derin bağlarla bağlıdır.
Vesopressin: Uzun süren bağlılık aşamasında ikinci önemli kimyasaldır. Böbrekleri de kontrol altında tutar.
AZİZ VALENTİNE'İN ÇARPICI HİKAYESİ...
Aziz Valentine tüm bu kimyasallardan habersizdi ancak 1737 yıl önce hayatı pahasına tüm dünyaya aşkın gücünü gösterdi. İşte Aziz Valentine'in çarpıcı hikayesi:
Eski Roma'da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü. Çünkü bu günde Roma'da, tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan Juno'ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu. Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise Lupercalia Bayramı başlıyordu.
Bu bayram halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu. Bunun nedeni ise yaşantıları kesin kurallar ile sınırlandırılmış, bunun doğal sonucu olarak birliktelik yaşama şansı olmayan bu gençler, sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlardı. Hangi genç bayanın, hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı'nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar isimlerini küçük kağıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı. Genç Romalı erkekler ise kavanozdan bu kağıtları çekerek, üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı. Bu birliktelikler birbirine aşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.
İmparator 2. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden Roma'daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı.
Aziz Valentine de, Claudius'un hükümdarlığı zamanında Roma'da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius'un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Ancak imparator bu durumu bir süre sonra öğrendi. Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü.
Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat gününde Hıristiyan şehitliğine gömüldü. O gün bugündür, her yılın 14 Şubat'ı Sevgililer Günü olarak kutlanmaya devam ediyor ve yeryüzünde kadın ve erkek beraber olduğu sürece de kutlanmaya devam edecek gibi.
14 Şubat Sevgililer Günü'nde sevgilinize aşk mesajı göndermek içintıklayınız