kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sunay Akin @ SABAH
SMS:
4122-SA MESAJ
 

Hepimiz quetzaliz!

Tarihin elinde bir fotoğraf makinesi vardır. Ben de bilmiyordum, Prof. Dr. Server Tanilli'den öğrendim: Dünyaya gelen her insanın bu makineyle bir kez fotoğrafını çekermiş tarih; ama yalnızca bir kez! İkinci kez, yalvarsan yakarsan, tüm servetini önüne döksen de asla çekmezmiş. Nerede, ne zaman, bilinmez? Her insan, o tek fotoğrafına bakılarak anılırmış ileride, nasıl biriymiş bu, ne yapmış, diye! Hrant Dink'in hunharca katledilişinin ardından bu halk 'Hepimiz Ermeniyiz!' pankartıyla yürürken, Naziler'in Yahudileri katliama sürüklediği yıllarda, içindeki insanı yitirmeyenlerin 'Hepimiz Yahudiyiz!' pankartının altında yürüdüğünü bilmiyordu. Hiç de üstlerine afiyet olmadığı halde kimi ülke meclisleri tarafından 'soykırımcı' ilan edilen bu halk, kitap okumasa da kitap gibi insanların oluşturduğu aydınlık yüzüyle Hrant Dink'in ardında yürürken, ellerinde taşıdığı pankartlarla tarihin fotoğraf makinesiyle çektiği fotoğrafa girdi. Böylelikle, kendisine hiç de hak etmediği bir etiketi yapıştırmak isteyenlere, en güzel yanıtı vermiş oldu. Solingen'de Neo Naziler tarafından yakılarak öldürülen beş Türk'ün ardından da duyarlı Almanlar 'Hepimiz Türküz!' pankartının altında bir araya gelmişlerdi. Elbette, onlara karşı çıkanlar da vardı. Tıpkı, 'Hepimiz Yahudiyiz!' tepkisinden rahatsız olan Hitler gibi... Server Tanilli, tarihin fotoğraf makinesiyle ilgili şu bilgiyi de verir: "Dikkat edin, hayattayken çekilecek o tek fotoğrafınızda gözleriniz kapalı çıkmasın!" Fransızlar güvercinleri pek sevmez! Paris'teki binaların dış yüzeylerine güvercinlerin konmaması için çiviler dizerler, testere ağzına benzeyen demirler koyarlar. Bununla da yetinmezler, dışkılarının binalarına zarar verdiğine inandıkları güvercinleri toplamak üzere, bir de 'tim' kurarlar! Timin görevi ellerindeki ağlarla güvercinleri yakalamak ve Paris'in dışına götürüp salıvermektir. Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, bu güvercin timine saldıran bir yaşlı kadını anlatır: Elindeki şemsiyeyi güvercin timindeki görevlilerin sırtına vuran yaşlı kadın, sakinleşmesi için bir banka oturtulur. Güvercinler çoktan kaçıp gitmişlerdir. Bir görevli sorar: "Bayan bunu neden yaptınız?" Kadın şu karşılığı verir: "Oğlum öldü." Karşılarında sandıkları gibi bir hayvansever değil, yüreği yaralı bir anne vardır. Bir başka görevli: "Bayan, çok üzüldük, ama bize neden saldırdınız?" Kadının yanıtı yürekleri dondurur: "Oğlum öldü, güvercin oldu." Uzun bir sessizlik olur, kimsenin ağzını bıçak açmaz. Derken, bir görevli bozar sessizliği: "Bakın güvercinler orada. Hangisi oğlunuzsa alın, biz de işimize bakalım." Yaşlı kadın gözyaşları içinde konuşur: "Hangisi oğlum bilmiyorum. Hem bilsem de ayırır mıyım hiç onu arkadaşlarından?"

NARİN BİR KUŞ
Hrant Dink'in kendini bir güvercine benzettiği son yazısı Galeano'nun öyküsünü anımsattı bana. Aramızda, çok sevdiği ülkesinde bir güvercin tedirginliğiyle yaşamak istiyordu Hrant Dink... Ama 9 Nisan 1909'da Galata Köprüsü'nde öldürülen Hasan Fehmi'yle başlayan gazeteci cinayetlerinin, okuyan yüreklerdeki son acısı oldu. Ahmet Samim, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hrant Dink... Ayırmak olası mıdır onu arkadaşlarından!? Quetzal, Guatemala'da yaşayan bir kuşun adıdır. Bu kuş, ülkenin bayrağında da vardır. İki bin metre yükseklikte, nem oranının yüzde 70 olduğu koşullarda yaşayan quetzal, öyle narin bir kuş ki, ancak yaprakların üstlerindeki suyu içebiliyor. Toprağa değen su onu zehirliyor. Çok seyrek görülebilen quetzalın erkeğinin göğsü kırmızıdır. Yerliler, son Maya kralının sömürgeciler tarafından sökülen kalbinin yerine quetzalın konduğunu ve göğsündeki kırmızılığın bu yüzden olduğuna inanıyorlar. Yerde kanlar içinde yatan Hrant Dink'in üstüne kalbimi koyarak diyorum ki: Bu ülkede özgürce konuşmayı, uygarca tartışmayı, kitap okumayı savunan hepimiz, aslında her yerde karşılaşılan güvercin değil, birer quetzal kuşuyuz!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Zamanımızı çalmadan!..   / 20-01-2007
 O hokka... O kalem!..   / 06-01-2007
 Noel babasız bir buzdağı   / 23-12-2006
 Şair ve denizanaları!..   / 09-12-2006
 Alis Fransa diyarında!   / 25-11-2006
 Eteklik giymiş baston   / 11-11-2006
 Gölleri sevmek   / 28-10-2006
 Burası da Trabzon!..   / 30-09-2006
 Livaneli'nin martıları   / 16-09-2006
 İzmir Fuarı 75, Mehmet 52 yaşında   / 09-09-2006
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
REFİK DURBAŞ
Edebiyatın aynası dergiler
Melih Cevdet Anday, "Doğanın...
METİN KALKAVAN
Küresel ısınmanın motosiklet keyfine...
SUNAY AKIN
Hepimiz quetzaliz!
Tarihin elinde bir fotoğraf makinesi...
Acı, ekşi, tuzlu ve tatlı bir arada Tayland Mutfağı
Tüm dünya mutfakları birer birer moda olup sıralarını savıyorlar. Şimdi de...
Bayatlamayan kurabiyeler
Bursa'da, 1982 yılından beri dayıdan yeğene geçen bir gelenekle işletilen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.