kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Yeşim'le konuşarak boşanırız...'
'Yeşim'le konuşarak boşanırız...'
'Ben Che Guevara'yım'
'Ayrı evlerde yaşayan iki insanız'

Ayrılık mı reklam mı?

Ayrılacakları dedikodularına Yeşim Salkım, "İlker istese de boşanmayacağım," diyor. Durumu sorduğumuz İlker İnanoğlu da "Ayrılsak bile dostça boşanacağız," derken bir yandan Salkım'ı övmekten geri kalmıyor. O halde ayıptır sorması, nedir bu?




'Yeşim'le konuşarak boşanırız...'

Yeşim Salkım'ın 'İlker istese bile boşanmayacağım,' açıklamasının ardından İlker İnanoğlu ile evliliğinin durumunu görüşmeye gittik. Şimdilik ayrı yaşadıklarını söyleyen İnanoğlu, kendi hayatına dair ilginç tüyolar da verdi.

Umarız beşinci sınıf bir Hollywood düzmecesi değildir de bu konuşulanlar, konuşarak veya kavga ederek boşanmanın eşiğine geldiklerini iddia edenler samimiyetle boşanabilirler veya evliliklerini kurtarabilirler. Kurtulan 'mahrem' olmayacak, emin olabilirsiniz. Bu hafta benden reklamları dinlediniz...

- "Hem anne, hem babanın kuvvetli motif olması çocuğa yük olur," derler, sizin için öyle miydi?
- Ama ben ikisinin arasında kaynayıp gitmedim ki, dört yaşında Türkiye'nin gişe rekorları kıran bir oyuncusu oldum.

- Ama Türkiye'de bile yaşayamadınız...
-
Normal bir çocukluk yaşamadım tabii. 12 Eylül ve terör olayları sırasında babam çok tehdit aldı, beni kaçırma tehditleri... Etrafımda devamlı bodyguard'lar... Aynı zamanda büyük bir ilgi görüyordum okulda. İlkokulu bitirince annemle babam ayrıldı. Dilini bile bilmediğim bir yatılı okula, İsviçre'ye yollandım.

- Sizi o okula kim bırakmıştı?
- Babam. Beni hüngür hüngür ağlayarak bıraktı okula. Ziyaretime de ikisi ayrı ayrı gelirdi. Tabii çocuktum ve hep isterdim ki beraber gelsinler. O tarihlerde yurtdışına çıkmaya iki senede bir izin veriliyordu. Acı bir zaman geçirdim, ama bugün belki de o sayede ayaklarımın üzerinde durabiliyorum.

- Bir de İngiltere yıllarınız var
- O sıra annem İngiltere'de ikinci evliliğini yapmıştı. Yatılı okuldan çok bıkmıştım, orada annemle evde yaşadım, iki senem çok güzel geçti. 19-20 yaşında Türkiye'ye geldim. Biricik'le (Suden) birbirimize çok âşıktık. O yaşta evlendik. Paris'e gittik. O bir restoranda çalışıyordu, ben de şantiyede. Hamallık bile yaptım.

- Sonra Amerika...
- Amerika sadece bir bavul eşliğinde gerçekten oyunculuk öğrenmek içindi. Toplam yedi sene çok iyi eğitim aldım. O sıra bir Amerikalı'yla ikinci evliliğimi yaptım, 10 yaşında Alec isimli bir çocuğum var. Bir buçuk iki sene önce tek bir proje için Türkiye'ye geldim. Artık sırf oyunculuğa konsantre olacağım.

- Öyle, ama siz kariyeriniz daha başlamadan Yeşim Salkım'la 'mutlu aile tablosu' çizdiniz...
- Ben hayatımı an be an yaşarım hanımefendi, tablo çizmem. Bu işi de karşımdakinin ruhuna bakarak yaparım. Siz geçmişte ne yapmışsınız beni hiç ilgilendirmez. Affedersiniz, benim evleneceğim insan hayat kadını da olabilir. Hiç öyle şeylere takıntılı bir insan değilim. Geçmişe, şuna buna... Yurtdışındaki eğitimimden dolayı herhalde. Sadece ruha bakarım. Dış etkiler beni etkilemez. Tablo çizmem. Ama olay yaşanır, biter, geçilir yani... Hiçbir zaman da pişmanlık duymam.

- Bir buçuk sene önce yorulmuştunuz ve tecrübeli bir kadınla olmak sizdeki bir liman arayışı mıydı peki?
- Yeşim böyle bir şey söylemişti benim için, aynı şey benim için de geçerliydi. Herhalde ikimiz de aynı şeyi hissettik.

- 'İkiniz de liman değilmişsiniz' diyebilir miyiz?
- Öyle şeyler soruyorsunuz ki, ben bunları hayatımda ne kendime sordum ne de başka birine... Ne de cevapladım yani kendime. Kim limandı, kim kaya...

- "Hasara uğrayanlar tehlikelidir," derler. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? 'İlker boşanmak istese bile boşanmayacağım' diyen bir kadın var karşınızda? Babanızın da sizi çağırdığını ve her konuda tam destek verdiğini duyduk. Sizce neler olacak yakında?
- İstesem bir imparatorluğun başında imparator gibi yaşamasını da bilirdim ama oyunculuğu seçtim. Hayatta kalmayı beceren benim aslında. Survivor benim. Yaşama gücüdür bu ve güzeldir. Ne dedim size, garsonluk da yaptım, hamallık da... Şu anda yaşadığım, evlilikte tıkanmadır sadece. Bence herkes kendi derdine baksın. Ben hayatımdan da, verdiğim kararlardan da memnunum. Bu son yaşananlar sayesinde etrafta ne kadar mutsuz insan olduğunu da gördüm, ama hayatı hiçbir zaman o kadar ciddiye almıyorum. Bilmelerini istediğim bu.

ŞEBNEM AKSON

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Mojo Bar'dan Barda'ya transfer
 Yalın ve duyarlı dokunuşlar
 IKEA'dan centilmence hareket
 'Sanem'le aramızda etkilenme vardı ama aşk yoktu'
 Karşınızda sahaların 'Yakışıklı 11'i
 Futbol yıldızlarının entrikacı eşleri
 Lizbon-Dakar'dan nohut-pilava
 Bir fısla AIDS'e dur!
 Kedicik insülin saatini biliyor
 Hayat eskiden mahallede yaşanırdı, artık televizyonda
 Gece, gündüze benzemez
 Çalkala Ricky çalkala
 Dördüncü bebek yaşamalı mı?
 Pera'nın emanetleri
 Kenya'dan köy manzaraları
 'Babam Milliyet'i, bizi öldürmesinler diye sattı'
 Bu da başka bir tür taşıyıcı annelik
 Ata'nın bilinmeyen fotoğrafları metroda
 'Şöhretli olmasa Bülent'le arkadaşlık etmezdim'
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
REFİK DURBAŞ
Edebiyatın aynası dergiler
Melih Cevdet Anday, "Doğanın...
METİN KALKAVAN
Küresel ısınmanın motosiklet keyfine...
SUNAY AKIN
Hepimiz quetzaliz!
Tarihin elinde bir fotoğraf makinesi...
Acı, ekşi, tuzlu ve tatlı bir arada Tayland Mutfağı
Tüm dünya mutfakları birer birer moda olup sıralarını savıyorlar. Şimdi de...
Bayatlamayan kurabiyeler
Bursa'da, 1982 yılından beri dayıdan yeğene geçen bir gelenekle işletilen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.