kapat
   
03 Şubat 2007 Cumartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Ütopyalarla enerjimizi ziyan etmeyelim...

Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir sistemi Türkiye'de kurup çalıştırmak için sürdürülen beyinsel ve bedensel çabalar, olanca yoğunluğu ile devam etmekte. Bu çabalar bir sonuca ulaşabildiği takdirde, siyasetçilerin bulunmadığı bir demokrasiyi, sermayenin ve girişim gücünün olmadığı bir ekonomiyi, otomobillerin yerini raylı sistemlerin alacağı bir ulaşım modelini gerçekleştireceğiz.
Çabalarımız başarılı olursa, Türkiye dışındaki bütün ülkeler ya yok sayılacak ya da hepsi Türkiye'yi bölüp çökertmek isteyen dış düşmanlar ilan edilecek.
Değişimin ve gelişmenin getirdiği bütün olgular da, dondurulacak. Kırsal kesimlerden kentlere akış duracak. Bu şekilde hem güzelim kentlerimizde yeni inşaatlar yapılmayacak ve kentlerin hem doğal hem de tarihi dokusu korunacak. Hem de emlak fiyatları hiç artmayacağı için, kimse alım satım yapmayacak. Ayrıca hiç ithalat yapmadan sadece ihracat yapan bir ülke olacağız.
Petrolü, doğal gazı, elektriği tüketiciye bedavaya yakın fiyatlarla sunacağız. Özelleştirilen bütün işletmeleri kamulaştırıp, bunların alacağı yeni elemanlarla işsizliği sona erdireceğiz.

HAYALLER
Toplumsal enerjimizi cumhurbaşkanı seçimi gibi konulara dalarak boşa harcamayacağız. Cumhurbaşkanının kim olacağına, Yüksek Askeri Şura ve YÖK benzeri kurumların belirleyeceği adaylar arasından, mevcut cumhurbaşkanı karar verecek.
Hayal gibi bir sistem değil mi?
Aslında bu hayali gerçekleştiren ülkeler dünyada var. Küba böyle, Kuzey Kore böyle. Toprağının altındaki petrole güvenen Venezüella'nın Chavez'i de böyle bir sistemi oluşturmaya çalışıyor şimdi.
Ancak Türkiye için bu ütopyaya ulaşmak çok kolay değil. Biz kendimizi dünyadaki tek ülke gibi görüp, "Biz bize yeteriz" desek de, bu siyasetin gerçekleri açısından da ekonomik açıdan da, pek mümkün değil.
Birincisi Türkiye'nin bütün "Milli meseleler "i, aynı zamanda birer "Uluslar arası sorun" da. Ne Kuzey Irak'ı, ne Kıbrıs'ı, ne Ege ve Akdeniz'i tek başımıza şekillendirebiliriz.
Ayrıca bölgede kendini "Kuşatılmış " hisseden tek ülke biz değiliz. Mesela İran'ın komşuları olan Irak'ta, Afganistan'da da doğrudan ABD askeri gücü var. Diğer komşu Türkiye ise, kendisini ABD'nin stratejik müttefiki olarak görüyor. Kuzeydeki Azerbaycan ise, Amerikan müttefiki olmak için uğraşmakta.
Üstelik İran'ın Avrupa Birliği ile entegrasyon gibi bir alternatif çıkış yolu da yok.

AVANTAJIMIZ
Türkiye enerji açısında dışa bağımlı ülkelerden biri. Ama çok büyük bir avantajı da var. Gerek Kafkaslar'daki, gerekse Ortadoğu'daki doğal enerji kaynaklarının dünyaya arz edilmesindeki ulaşım sistemlerinin kavşak noktasındayız. Bu kaynaklara sahip ülkelerle işbirliği ettiğimiz oranda, gücümüz de, refahımız da artar.
Türk ekonomisindeki kronik kaynak eksikliğini gidermenin yolu ise, şu anda dünyada yatırım alanları arayan yüzlerce milyar doların bir bölümünü Türkiye'ye çekmek. Bunun için hukukumuzu dünyaya uyarlamamız, adalet sistemini yenilememiz, dünyalı olmamız şart. İstikrarın ön şartı ise, demokrasiyi korumaktan geçiyor.
Demek istediğimiz şu:

GERÇEKÇİ OLALIM
Beyin gücümüzü ve toplumsal enerjimizi ütopyalara yönlendirip ziyan etmek yerine, yurt ve dünya gerçeklerini bilerek, siyasete de ekonomiye de o açıdan bakalım. Aksi halde yoksullar hep yoksul kalacak, istikrar hep pamuk ipliğine bağlı olacak ve çeşitli fobilerle, ürküntü içinde yaşamaya mahkûm olacağız.
Bunun öncelikli yollarından biri, siyasi kadroların rekabeti hizmet ve vizyon alanına taşımalarıdır. "Sen bunu yapamazsın " diyen değil, "Ben bunu yaparım" diyebilen siyasetçilerin sayısı arttığı oranda, Türkiye'nin ufku açılacaktır. Birbirlerini yok etmeye çalışanlar yerine, birlikte yaşamanın ve pozitife dönük uzlaşmaların aktörlerine ihtiyaç duymaktayız.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Demokrasi gibi derin devlet de Türk icadı değil...   / 02-02-2007
 Siyasette "Dön baba dönelim" felsefesi...   / 01-02-2007
 Bizi birbirimize hangi ortak payda bağlıyor?   / 31-01-2007
 Cumhurbaşkanı seçimi AK Parti'nin bir iç meselesi mi?   / 30-01-2007
 "Vizyon"da hem icraat hem de bugünü anlamak öğeleri vardır   / 29-01-2007
 Yeni dünya düzeni kurulurken biz ne yapmalıyız...   / 28-01-2007
 Bir büyük boşlukta bozuldu büyü...   / 27-01-2007
 Ömer Sabancı TÜSİAD'ı, demokrasiye de hizmet etti...   / 26-01-2007
 Siyaset İsmail Cem'e değil, İsmail Cem siyasete katkıda bulundu...   / 25-01-2007
 Nihayet sessiz çoğunluğun sesini de duyduk...   / 24-01-2007
YILMAZ ÖZDİL
Futbol...
Uzun süredir gelmiyordum.
Özlemişim...
MEHMET BARLAS
Ütopyalarla enerjimizi ziyan etmeyelim...
Dünya...
FATİH ALTAYLI
Rezaletin şimdilik son perdesi
Rezaletin son perdesi...
ERDAL ŞAFAK
Türkiye nereye?
Toplum şirazesinden çıkıyor....
TIME da Ermeni lobisine boyun eğdi
Amerika'nın saygın haber dergisi Time, 2005 yılında verdiği Türkiye...
Katliamı inkâr yasası
Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı Almanya son 20 yılda Balkanlar'da...
Şanlı yürüyüş
Şanlı yürüyüş
Sorumsuz Kezman'a, sahada gezen Alex'e, güven vermeyen Volkan'a,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu