'Hayal'lerin ötesinde teşkilat...
Hükümet Sözcüsü, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e önceki akşam Yavuz Ağabey'in (Donat) gazetede verdiği resepsiyondan ayrılırken şu soruyu yöneltiyorum: "Hrant Dink cinayetini işleyenler ve azmettirenler, küçük bir çete mi, yoksa arkasında daha büyük bir teşkilatın organizasyonu mu var?.." Resepsiyon süresince bu yöndeki sorularıma, "İçişleri Bakanı ve Müsteşarı orada, onlara sor" diyen Çiçek, duraksamadan şu yanıtı veriyor: "Gelen bilgiler ve bağlantılarını takip ettiğimizde, bir teşkilat işi olduğu görülüyor..." Bakan Çiçek bunun ötesinde bir tek kelime söylemiyor. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ise, "Müfettiş raporları gelmeden konuşmam" demekle yetiniyor.
Küçük bir çete değil Konuyla ilgili olarak dün Emniyet'in bazı etkin isimleriyle konuşuyorum. İçlerinden biri elde edilen bulgular ve bağlantılara bakıldığında "olayın küçük bir çete işi gibi görülmediğini" belirtip ekliyor: "Cinayete azmettiren Yasin Hayal'in bağlantılarına bakıldığında, kendisinin dahi farkında olmadan, terör amacıyla yetiştirildiği görülüyor. Azerbaycan'a gidiyor, bomba yapmayı öğreniyor. Dönüyor bomba üretip, bunları deniyor. McDonald's'a bombayı atıyor, kendisiyle hemşerilik bağı Erhan Tuncel'den yardım alıyor..." Erhan Tuncel'in McDonald's'ın bombalanması eylemi içinde olmasına rağmen "polis muhbiri olmak kaydıyla ceza almaktan kurtarılmasına" da dikkat çeken Emniyet yetkilisi devam ediyor: "Bütün bunlara baktığımızda, küçük bir mahalle çetesinin işi gibi görülmüyor. Dink'i öldüren Ogün Samast'ın bilmediği İstanbul'a gidişi, Agos gazetesine götürülmesi, yönlendirilmesi, bir teşkilatın varlığını gösteriyor."
5 yıllık inceleme Bu aşamada ilginç bir bilgi de aktarıyor. Erhan Tuncel ve Yasin Hayal ile tutuklanan veya gözaltında bulunanların, 45 yıl geriye doğru seyahat, telefon, bilgisayar üzerinden haberleşme ve tarama motorlarına girişlerinin incelendiğini açıklıyor.
Dosya olarak gelse... Yargının tepesinde bulunan, bugüne kadar birçok çete ve örgüt davasıyla ilgilenen etkin bir isim ise, dün adının yazılmaması kaydıyla şöyle diyor: "Dink cinayeti sonrası basında okuduğum bilgiler, önüme dosya olarak gelse, bunun küçük bir çetenin işi olmadığını, ardında daha büyük bir organizasyonun, teşkilatın bulunduğunu söylerdim. Hatta, herkes sürprizlere açık olmalı..." AK Parti içinde de aynı görüşün hakim olduğu görülüyor. Geçmişte emniyet bünyesinde önemli görevlerde bulunmuş, partinin etkin isimlerinden biri dün şöyle diyor: "Küçük bir sokak çetesinin işi değil; üzerinde bir teşkilat var gibi görünüyor. Onun için üzerinde hassas durulmalı. Bir merkezden gelişen değişik olaylar oluyor, bunları kurutmanın çabası yaşanıyor." Bu arada Dink cinayeti sonrası Emniyet birimleri arasında "başarı benim" düşüncesiyle başlayan tartışmaları eleştiriyor. Erhan Tuncel cinayetin işleneceğini bildirmesine rağmen neden tedbir alınmadığının da müfettiş incelemesiyle ortaya çıkacağını belirtip ekliyor: "Erhan Tuncel'in emniyet tarafından kullanılmasına ilişkin veriler çok önemli. Bu kişi yargılanmaktan kurtuluyor, muhbir oluyor, Dink'in fotoğrafını bulup getiriyor. Defalarca Dink'in öldürüleceğini ihbar ediyor, cinayet engellenmiyor. Bu da bir yorum ortaya çıkarır. Müfettiş raporlarının önemli sonuçlar doğuracağını söyleyebilirim..." Dört etkin ismin sözlerini ve vardıkları sonucu özetlersek: "Cinayet, 'Hayal'lerin ötesinde bir teşkilatın işi..."
|