kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'İlgi hoşuma gider'
'Benim için bir kadını sevmekten çok bağlanmak önemli'
'Büyük ödül bitti'
'İlgi hoşuma gider'
'Bavuldaki yazıları yayınlayacağım'

'İlgi hoşuma gider'

- Nobel'i alan en genç edebiyatçı olarak gelen ün ve popülerite kadınların ilgisini üzerinize çekecektir? Sizin bu ilgiye cevabınız nasıl olacak?
Normal bir insan olduğum için hoşuma gidiyor tabii ki. Bu durumun da farkındayım. Ama kadınlarla olan ilişkimde benim için önemli olan kendi içimdeki karanlık, güvensizlikler, kırılganlıklar, bağlanma istekleri, gelecek karşısındaki endişeler, gurur kırıklıklarıdır. İstediğin kadar Nobel al, gurur kırıklığı her zaman köşe başında pusuda bekler.

- Orhan Pamuk sevilmeyi bu kadar isterken, kolay sevebiliyor mu?
Ben
sevmekten çok bağlılık duygusuna inanıyorum. Sevmek akla rağmen kalbin yaptığı, aklın da sonrasında bunu kabul ettiği bir şey. Halbuki bağlanmak, daha içgüdüsel, daha çocukça bir şey. Anne evden sokağa alışveriş yapmak için gittiğinde bazı çocuklar vardır arkasından ağlar. O çeşit bir bağlanma vardır bende. Eşyalara, evime, alışkanlıklarıma, sevdiğim kadına karşı da bu böyledir. Bende kuvvetli olan duygu sevmekten çok bağlanmaktır.

- Son kitabınız Masumiyet Müzesi'nde de bu bağlanma duygusu okuyucuya yansıyacak mı?
4 yıldır bir aşk romanı olan Masumiyet Müzesi'ne çalışıyorum. Orada kendine rağmen bir kıza 30 yıl bağlanan bir erkeğin bu bağı çözme ya da çözememesinin hikayesini anlatıyorum. Olayları erkek bakış açısıyla, olduğu kadar kadın bakış açısıyla da görmeye çalışarak, bir insanın, başka birisine nasıl bu kadar bağlanabildiğini, o sıra ruhunda, zihninde neler yaşadığını anlatıyorum. Hepimizin yaşadığı aşk durumları gibi; karnının ağrıması, kalbinin hızlı atması, bir türlü unutamamak, kızıp, yeter deyip ertesi gün aramak, telefon beklemek, çeşitli bahaneler bulmak ve bütün bunlarla gelen yüz kızartıcı, aşağılayıcı, utanç verici durumlar. Bu utançtan da utanmak, duygusal, manevi yatırım olduğu için de bütün bunlara rağmen bir türlü kopamamak vs... vs.... İşte tüm acıklı aşk durumlarını inceleyen, irdeleyen, araştıran, tasvir eden, geliştiren 500 sayfalık bir kitap Masumiyet Müzesi.

- Kararlı, ne istediğini bilen, hırçın, huysuz, zor mutlu olan Orhan Pamuk bu ödülle törpülendi mi?
Birazcık törpülenmiş olabilir. Bırakın da ödülümün tadını, keyfini çıkarayım. Hiçbir şeyin keyfimi kaçırmasını istemiyorum. Ödülümden zevk almayı, o zevki saklamamayı da yerinde buluyorum.

- Son dönemde çevrenizdeki kişilerle duygusal paylaşımlarınızın konusu nedir?
Aslına bakarsanız Avrupa Birliği sürecinde yaşanan düşüşleri ve çıkışları herkesle üzüntüyle paylaşıyorum. Çünkü ben Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne sorunsuz bir şekilde girmesini istiyorum. Bu konudaki dalgalanmalarla sokaktaki insandan daha çok ilgineniyorum.

- Orhan Pamuk bir duruşu simgeliyor mu?
Ben sadece Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesinin hem Türkiye, hem de Avrupa için iyi bir şey olduğunu düşünen birisiyim. Türkiye'nin zenginleşmesi, demokrasinin sağlamlaşması, kanun nizam devleti, Avrupa'nın da yalnızca dine dayalı olmayan etnik, dinsel hoşgörülü bir topluluk olması için AB'ye girmenin önemi büyük. Medeniyetler çatışması olmadan Türkiye'nin Avrupa'ya yakınlaştığını bütün dünyaya göstermek gerek. Ancak son dönemde her iki tarafta da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi konusunda bir isteksizlik var.

- Bir yazarın en büyük tatmini kitaplarının beyaz perdeye uyarlanmasını görmektir. Siz hangi kitabınızın filminin çekilmesini istiyorsunuz?
Aslında bütün romanlarımın filminin çekilmesini isterim. Çünkü sizi hiç beklemediğiniz kadar seyirciye ulaştırır ve bekli de yazdığınız şeyi bir kez daha düşünmenize yarar. Öte yandan kötü film olma ihtimali beni çok korkutur. Benim Adım Kırmızı'nın titizlikle filminin çekilmesini isterim. Hatta hakkıyla uzun dizi film yapılması da hoşuma gider. Ancak bütün bunların ucuza kaçmadan, biraz da benim onayımla yapılması gerekir. Hem açığımdır bu tür fikirlere, hem de imkanları ve olabilecekleri düşününce tutucu davranır, başarılı olamamasından çok korkarım. Yurtiçi ve yurtdışından teklifler oluyor ama yeterince cesur davranamıyorum.
DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 'Töreyi bitirmek gibi bir iddiamız yok'
 'Hacıları Teşvikiye kafelerine davet ediyorum'
 'Onuruma laf edecek olanın küçük dilini sökerim'
 'Babasız bayram olmaz'
 'Kadir'le ip cambazları gibiyiz...'
 'Kocam Müslüman bir işadamıydı, şimdi ise rahip'
 Türkiye'de nasıl rahip olunur?
 'Paragöz değilim, Galatasaray'dan çok az para aldım'
 'Babam kıymetimi geç anladı'
 Kasparov Türk satrancı için ne dedi?(4)
 Kramnik, Don Kişot mu?
 13 yıla 20 trilyon az mı, çok mu?
 Kasparov (3): Türkiye'de hükümet satrancı destekliyor'
 Şike yok, teşvik var
 Hepimiz bir gün engelli olabiliriz!
 Kasparov (2): 'Kramnik Meksika'da oynamayacak!'
 'Kenar mahalle çocuğuyuz netice,
o kadar peçete...
 Aşk kırgını
 'Memnun olmadığım yerde çalışmam'
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
'Hülya savunmasız kaldı'
'Hülya savunmasız kaldı'
Her şey yoluna giriyormuş gibi görünürken, Hülya Avşar ve Kaya...
'Bülent Hanım hiç kimseye asılmaz, çok asildir'
'Bülent Hanım hiç kimseye asılmaz, çok asildir'
Türkiye bir haftadır Bülent Ersoy'u konuşuyor. Yarışma sonucuna neden...
'Aramızda kalsın ama Elvis iyi bir gitarist değildi'
Rock'n roll'un 'baba'larından biri... Sahnedeki ördek yürüyüşü, kendine has...
Alman destekli İspanyol aslanı
Hayatımda ilk kez Seat kullanmak heyecan vericiydi. Heyecanın nedeni 'Cupra'...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.