|
Gizli görüşme zemini...
Bir haftadır tartışılan K.Irak, dolayısıyla da Kerkük konusu sonunda Meclis'in gündemine geliyor.
Kabul etmek gerekir ki CHP lideri Deniz Baykal, girişiminden sonuç aldı.
İlginç olan ise kararın alınması öncesi, tanıklık ettiğimiz gelişmeler...
İktidar partisi kulisinden başlarsak...
Başbakan Erdoğan grup toplantısına bu hafta da gecikmeli gelince, kuliste bazı bakanlarla sohbete başladık.
Üzerinde durduğumuz, önceki günkü Bakanlar Kurulu'ndan Kerkük konusunda nasıl bir kararın çıktığıydı...
İçeriyi de düşünmeliyiz
CHP liderinin talep ettiği gibi, hükümet de K.Irak'a asker gönderilmesi için Meclis'ten tezkere çıkarmaya taraf mıydı?
Yanıtlar, hükümetin yurtdışına asker gönderme tezkeresi konusunda aceleci olmak istemediğini gösteriyordu.
Nitekim, bakanların yanıtı da bunu açıkça ortaya koyuyordu:
"Henüz ortada bir gelişme yok. Önce taraflarla; ABD ve AB ile konuşmalıyız. Bırakın onları, daha Genelkurmay ve Cumhurbaşkanı ile de görüşülmedi. Onların da bir görüşünü almamız lazım. Konuyu tartıştık, genel görüşme olacak ama diğer konuda karar almadık."
Diğer bakanın yanıtı da benzerdi; ancak onun gerekçesi daha dikkat çekiciydi:
"Baykal'ın istediği gibi hemen asker göndermek kolay mı? İçerde aynı etnik kökene dayalı milyonlarca vatandaşın; akrabalar varken, oraya asker gönderip çatışmaya sokmanın güçlüğü görülmüyor mu?"
Baykal'ın Gül'e mesajı
Muhalefet cephesine gelirsek.
Grup toplantısından çıkışında kuliste karşılaştığımız CHP lideri, odasına girdiğimizde söze şöyle başladı: "Biraz sonra ilginç bir olaya tanıklık edeceksiniz..."
Israrımız üzerine de beklemeden konuyu açtı:
"Biraz önce Grup Başkanvekilimiz Ali Topuz ile Genel Başkan Yardımcımız Onur Öymen'i, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e gönderdim. Kerkük genel görüşmesinin ön görüşme ile sınırlı kalmayıp tamamlanması, gerekirse gizli oturumla genel görüşmenin yapılması mesajımı iletmelerini rica ettim."
Baykal, genel görüşmenin ön görüşme ile sınırlı kalması halinde, "hükümetin bu ciddiyetinin" de ortaya çıkacağını belirtip devam etti:
"ABD'nin Irak Büyükelçisi Halilzad, daha dün (önceki gün), Erdoğan'ın sözlerinin ciddiye alınmaması gerektiğini söylüyor. ABD, Adana'dan kalkan, Türk işçilerinin öldüğü düşen uçak hakkında bilgi vermeyi reddediyor. Kim düşürdü; direnişçiler mi, yoksa başka biri mi? Türkiye seyirci kalıyor, somut adım atamadığı için sonuç alamıyor."
Baykal'ın talebi, geçmişte Suriye'ye uygulandığı gibi bir kararlılık gösterisinde bulunulması.
Bunun sonucunda da "Bekaa Vadisi'nin" kapatılması Abdullah Öcalan'ın Şam'dan çıkarılmasına benzer sürecin, K.Irak'ta başarı ile sonuçlandırılması. CHP lideri, "sınır ötesine asker gönderilerek" kararlılığın sergilenmesi halinde, sonuç alınacağına inanıyor.
Hatta, sadece genel görüşmeyle kalmayıp, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı'nın da katılımıyla liderler zirvesinin yapılmasını da istiyor. Türkiye'nin topyekun kararlılık koyması halinde bazı şeylerin değişmeye başlayacağını düşünüyor.
Baykal ile sohbetimiz sürerken, Bakan Gül'e giden heyetten ilk mesaj da ulaştı...
Baykal notu okudu, başarı kazanmış yüz ifadesiyle "Tamam oldu işte" deyip, Gül'ün ön görüşmenin ardından, genel görüşmenin gizli olarak yapılması teklifini kabul ettiğini açıkladı.
Baykal'dan ayrılıp kulise döndüğümüzde CHP heyetinin Gül ile görüşmesinin detayları da ortaya çıkıyordu.
Aktarıldığına göre, Topuz ve Öymen geçen haftaki Batı Trakya ile ilgili genel görüşmede yaşananları Gül'e aktarıp eklemiş:
"Genel görüşme yapalım, kararı aldık, ortak önerge verdik. Ön görüşme ile bitirdiniz, genel görüşmeyi reddettiniz. Bu tavır, karşı tarafa yanlış izlenim verilmesine neden oldu. Bunu bir daha yapmayalım..."
Görüşmede ABD Kongresi'ndeki Ermeni karar tasarısı da ele alınmış.
CHP heyeti, bu konudaki mücadelede hükümetin tek başına hareket etmemesini, TBMM'nin de işin içine dahil edilmesini önermiş.
Gül bu öneriyi de kabul etmiş.
K.Irak ve Ermeni meselesinden bir sonuç alınır mı? Kabul etmek lazım ki, her iki konuda da önce Washington'un ikna edilmesi gerekiyor.
|
