kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Murat Bardakçı: Babil hayalinin altında kaldı
Murat Bardakçı: Babil hayalinin altında kaldı
Fuzuli'nin 4 asırlık mezarını yıktırmıştı
Türk Kerkük'ün Türkçe olan adını bile Arapça yapmıştı
Darbeyle geldi, ilmikle gitti

Murat Bardakçı: Saddam, mâfiş

İsmi, Klasik Arapça'da 'zorluklara göğüs geren' anlamına gelen Saddam Hüseyin, ömrünün en büyük zorluğu olan esaret altında yargılanmaya tahammül edemedi ve hayatını geçen hafta darağacında, hakaretler altında noktaladı.


Murat Bardakçı: Babil hayalinin altında kaldı

Saddam Hüseyin ile ilgili hemen herşey yıllardan buyana tartışılıyor ama Saddam'ın bütün dünya ile çeyrek asır devam eden didişmesinin temelinde yatan düşüncenin ve sabık liderin hayalinin ne olduğu konusu pek ele alınmıyor. Saddam'ın hayali, Irak'ın, eskiçağların en güçlü uygarlığı olan Babil'in devamı, kendisinin de bu uygarlığın meşhur kralı Nabukadnezar'ın günümüzdeki temcilcisi olmasıydı. İşte, Saddam'ın gümbür gümbür çöken Babil hayalinin öyküsü....

İsmi, Klasik Arapça'da 'zorluklara göğüs geren' anlamına gelen Saddam Hüseyin, hayatının en büyük zorluğu olan esaret altında yargılanmaya tahammül edemedi ve ömrünü geçen hafta darağacında, hakaretler altında noktaladı. Saddam Hüseyin'in, yahut tam ismiyle Saddam Hüseyin Abdülmecid El Tikriti'nin idamı sırasında yaşananlar günlerden buyana tartışılıyor ve daha çok uzun zaman tartışılacak. Ama, bütün bu tartışmalar sırasında, Saddam'ın bütün dünya ile çeyrek asır boyunca devam eden didişmesinin temelinde hangi düşüncenin yattığı, sabık liderin nihai amacının ne olduğu konusu bir türlü ele alınmadı. Saddam Hüseyin'in gözbebeği oldukları söylenen ve karşılarında hiçbir gücün duramayacağı iddia edilen ama Amerikan işgali sırasında bir anda ortadan kaybolan 'Cumhuriyet Muhafızları' isimli özel orduyu meydana getiren tümenlerin adları acaba dikkatinizi çekti mi? Tümenlerin niçin 'Babil', 'Nabukadnezar' ve 'Hammurabi' gibi isimler taşıdıklarını hiç merak ettiniz mi?

ŞARK'A MAHSUS TUHAFLIK
Bu isimler, Saddam Hüseyin'in çeyrek asırlık iktidarının ve hayalinin gerçek sembolüydü. Irak, Saddam'a göre eskiçağların en güçlü uygarlığı olan Bâbil'in devamı, kendisi de bu uygarlığın meşhur kralı Nabukadnezar'ın günümüzdeki temcilcisiydi. Babil bir zamanlar nasıl dünyaya hâkim olmuşsa Irak da aynını yapacak, Nabukadnezar'ın dünya hükümranlığı, asırlar sonra Saddam'da tecelli edecekti. Ama, Saddam'ın âkıbeti, şark liderlerinin kendilerini binlerce sene önceki medeniyetlerin ve kralların vârisi ilân etmelerinin o lidere hiç yaramadığının son kanıtı oldu.

TANTANALI UYGARLIK
Saddam Hüseyin'in Babil hayalleri bundan seneler önce, 1978'in sonlarında başladı. Irak, Sümer zamanından başlayarak Akad, Ur, Elam, Babil ve Asur gibi dünyanın en eski medeniyetlerin beşiği olmuş, tarihin ilk büyük hükümdarları, o topraklarda hüküm sürmüşlerdi. Irak'ın güçlü adamına göre bütün bu eski uygarlıklar yeniden canlandırılabilir, bir zamanların en kuvvetli hükümdarlarının tahtına, bizzat oturabilirdi. Hayalin temelinde işte bu düşünce yatıyordu ve ihya edilecek eski devletler arasında en tantanalısı, tahtına geçilecek krallar içerisinde de en güçlüsü ile ilgili karar hemen verildi: Babil ve Kral Nabukadnezar... Saddam Hüseyin, çeyrek asır boyunca hep bu hayalin peşinde oldu... Yapılması gereken ilk iş, Bağdat'a 50 kilometre mesafede bulunan ve güzelliği, zenginliği ve gücü dillere destan olan eski Bâbil şehrini ortaya çıkartmaktı. 1978'in sonlarında, Babil'de büyük bir arkeolojik faaliyet başladı. Kazılarda binlerce işçi çalışıyordu ama İran'a 1980'de açılan savaş, hayalleri frenledi. Arkeolojik mekânı kazan işçiler Babil'den alınıp siper kazmaları için cepheye gönderildiler ve yerlerini Mısırlılar, Sudanlılar, Çinliler ve Koreliler aldı. Şehrin toprak altında bulunan bazı bölümleri birkaç sene içerisinde ortaya çıkartıldı ve arkasından yoğun bir restorasyon başladı. Eski zamanların tuğlaları yeniden imal edilip yıkık duvarların tamirinde kullanıldı, bir zamanların Babil'inin şimdi Berlin Müzesi'nde bulunan meşhur 'İştar Kapısı'nın birebir eşi yaptırılıp harabelerin girişine yerleştirildi. Sıra, Babil'in dillere destan kulesinin tekrar inşasına gelmişti ama Saddam, ilk Körfez Savaşı yüzünden bu hayalini hayata geçiremedi. Yeni Babil'in tanıtımı için her sene 'Babil Festivalleri' düzenlendi, dünyanın dört bir tarafından binlerce kişi Bağdat'a davet edildi. Ama, Mezopotamya arkeolojisinin önde gelen isimleri Babil'i tekrar yaratma hevesini pek ilmi bulmadılar ve Saddam'ın çabaları arkeoloji dünyasında hiç rağbet görmedi.

KUTSAL KİTABIN KEHANETİ
Herşeye rağmen, gereken sembol artık hazırdı. Sırada örnek alınıp ismi kullanılacak eski kralın seçimi vardı ve milâttan önce yedinci asırda yaşamış olan Babil Kralı Nabukadnezar, bu iş içilmiş kaftandı. Babil en parlak günlerini Nabukadnezar'ın zamanında yaşamıştı, onun devrindeki zenginlik ve güç hemen her tarih kitabında yazılıydı ve daha da önemlisi, Yahudi Devleti'ni ortadan kaldırıp Kudüs'teki Hazreti Süleyman Mabedi'ni yıkan hükümdar da, Nabukadnezar idi. Dolayısıyla İslam dünyasında da tanınır ve İslamiyet'ten asırlar önce yaşamış olmasına rağmen bazı Müslümanlar çevrelerde saygı bile görürdü. Seneler süren bütün bu çabalardan sonra Bağdat ile Babil'in ve Saddam ile Nabukadnezar'ın isimleri, bir sloganda biraraya getirildi: "Babil Bağdat'tır, Nabukadnezar da Saddam..." Saddam Hüseyin'in Nabukadnezar hayali zamanla daha da yayıldı. İktidardaki Baas Partisi'nin fikri temelini teşkil eden Arap milliyetçiliği ve sosyalizm kavramlarının yanına bir de Babil hülyası iâve edildi ama Babil ve Nabukadnezar kavramları Batı'nın dindar kesiminde, özellikle de Yahudi dünyasında bir hayli tepkiyle karşılandı. Zira ilk İsrail devletini Nabukadnezar yıkmıştı; kralın ismi Kutsal Kitap'ta, özellikle de Eski Ahit'in 'Yeremya' faslında lânetle anılıyor ve "Kudüs'ün intikamının Babil'den günün birinde mutlaka alınacağı," söyleniyordu. Batı'nın aşırı dindar çevreleri, Irak'ta bugün yaşananları ve Saddam'ın hazin âkıbetini şimdi "Yeremya'da yazılanların çıkması," diye yorumluyorlar.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 'Hülya savunmasız kaldı'
 'Bülent Hanım hiç kimseye asılmaz, çok asildir'
 'Karar vermekle ölümü görmek çok farklı'
 Kırmızı halıda kazanan kim olacak?
 Biri çocuğunuzu gözetliyor
 Saraylı kangallar
 Turp gibiyim, turp!
 Komşu kızı neden Basra'ya gitti?
 İtalya'daki Türk köyünden davet var
 Mektuplar neler anlatır?
 Kimler geldi, neler geçti
 'Evliliğe helvası yenmiş kurum diyenler şeytandır'
 'Noel Baba kedime mama getir'
 Ekrana 'hop' meteor yağdı
 Nobel'li Türkiye'yi şimdi neler bekliyor?
 Bu köydeki herkes zengin
 Yıldızlardan mesaj var...
 Türk sinemasının patlama yaptığı 2006
 2006'da satranç dünyasında neler oldu?
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
İkinci kadın aileden sayılmaz
Bir adamın hayatında...
GÜLSE BİRSEL
'Çok hastayız' sendromu!
Amerika'da son zamanların en...
ÖNCEL ÖZİÇER
Neye yarar üzülmek...
Yaşamayı sevmediğimden ya da...
KAZIM KANAT
Gülün solduğu akşam!
Saddam asılırken gözyaşı dökenlerin...
'Aramızda kalsın ama Elvis iyi bir gitarist değildi'
'Aramızda kalsın ama Elvis iyi bir gitarist değildi'
Rock'n roll'un 'baba'larından biri... Sahnedeki ördek yürüyüşü,...
Alman destekli İspanyol aslanı
Alman destekli İspanyol aslanı
Hayatımda ilk kez Seat kullanmak heyecan vericiydi. Heyecanın nedeni...
'Kızım için torunumu doğurdum'
Kod adı: S. K. Hastane kayıtlarında böyle geçiyor. Kızından alınan...
Çocuk seksi bitirir mi?
Jinekolog Doç. Dr. Fatih Güçer ve Ürolog Prof. Dr. Ferruh Şimşek...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.