kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Poyrazoglu @ SABAH
 

Yaşasın sanat

Semih Balcıoğlu'nun anısına... Zengin evine akşam, kadife perdeler ve mum ışığıyla gelir. Tablo o gün bitecekti. Akşamki davetten önce bitecek ve yerine asılacaktı. Son seans olduğu için hanımefendi heyecanlıydı. Üstünde yeşil tuvaleti... Saçları topuz yapılmış... Zümrüt küpeleri resimde iyice göz alsın diye... Zümrüt yeşili gözlere zümrüt gerdanlık ve küpeler. Takım tam olsun diye bir de zümrüt yüzük. "Görmemiş karı kuyumcu vitrinine dönmüş..." demesinler diye takımın bileziğiyle iğnesini takmaktan son anda vazgeçmişti... Ünlü ressam, beşinci seansta bitiriyordu tabloyu... Çok benzetmişti. "Ay vallahi fotoğraf gibi..." yapmıştı... Tablo, şöminenin üstüne asılacaktı. Kocası da kanepeye yayılmış, ressamın attığı imzayı bitirmesini bekliyordu. Ünlü ressamı karısının yağlıboya tablosunu yapması için zor ikna etmişlerdi. "Evet, bu kadar..." dedi ressam "Bakabilirsiniz..." Koştular tablonun başına. Eh bu kadar olurdu işte. Muhteşemdi... Tablo asıldı. Yemekler; davetler verildi şerefine... Herkes büyük bir hayranlıkla seyretti tabloyu. Tablodaki tuvaleti, mücevherleriyle, tablonun önünde dergilere, gazetelere poz verdi hanımefendi... Tablo dillere destan oldu... Hanımefendi zaten destandı... İki ay sonra ressam arandı... "Aman gelin çok acil bir durum var." Kalktı gitti ressam. "Hayrola tabloya bir şey mi oldu?" Hanımefendi sinirlendi... "Hayır, bana bir şey oldu. Görmüyor musunuz saçlarımı siyaha boyattım. Tablo yapılırken saçlarım sarıydı, yeni saç rengimle bu tablonun olduğu salonda nasıl misafir kabul edebilirim? Saçların rengini değiştirin." Bitirdiği resme el sürmek istemeyen ressam zorla ve nakit olarak ikna edildi. Tablodaki saçlar siyaha dönüverdi. Tabii daha farklı bir saç kesimi uygulandı... "Aman kimseler duymasın," buyurdu ressam. Dört ay sonra hanımefendi estetik yaptırdı. On yaş gençleşiverdi. Çağrıldı ünlü ressam zorla ve okkalı bir çekle sinirleri yatıştırıldı. Resme de estetik yapılıverdi. İki ay sonra yine davet aldı ressam, alıştığı için boya çantasını alıp gitti. Hanımefendinin mücevherleri örtüldü. Gitti zümrütler, geldi yeni pırlanta takım. Tablodaki kadının boynuna, kulaklarına pırlantaları konduruverdi ünlü ressam. Giderken banka numarasını bıraktı. "Ne demek öyle zarfta paralar, sanata saygı gösterilmeli"ydi... Bir ay sonra ne var ne yok diye uğradı... Duvarların rengi değişmiş, yeni koltuk takımı alınmış. Tablodaki tuvalet duvarın rengine uymuyor, rezalet... Tabloyu dekorasyona uyduruverdi ressam. Resimde mühim olan uyumdur zaten! Giderken, "Halılar değişirse beni arayın," dedi. Bir sanatçı, eserine sahip çıkmalıydı... Tuvaletin modası geçince yine gitti. Modaya uygun bir tuvalet giydirdi tabloya. Hanımefendi saçlarını kızıla çevirince çok uğraşıldı. Siyah, yana dökük saçı; perçemli, kızıl saça çevirmek kolay mı canım... Canı çıktı ressamın... Doğal olarak hanımefendi alnına botoks, dudaklarına slikon yaptırınca git-geller oldu. Para konusu artık konuşulmuyordu. Ressamın banka hesap numarası ezberlenmişti. Hanımefendi göğüslerini kaldırtıp, göbek ve kalça yağlarını aldırınca kıyamet koptu. Ünlü ressam "Ama tuvaletin altından belli olmuyor, sanata hiç saygısı yok mu?.." dediyse de dinletemedi... "Ama ben biliyorum, tuvaletin altındaki eski vücuduma baktıkça rahatsız oluyorum... Kocamın karşısına her gün yeni bir kadın olarak çıkmalıyım..." deyince hanımefendi, akan sular durdu... Tuvaletin kıvrımlarından sezilen vücut yapısı daha ince bir hale getirildi... Üç ay sonra hanımefendinin kocası çağırdı ressamı. "Yahu hanımdan ayrıldık... Giderken, 'Bu evdeki hayatımı hatırlamak istemiyorum' deyip tabloyu bıraktı. Acısını hafifletmek için mücevherleri aldı yalnızca. Yeni bir hanım alana kadar şuna Amerikalı film artistlerinden birinin suratını oturt da içimiz açılsın. Şimdi bu resmi kaldırıp boşu boşuna depoya atmayalım. Benim sanata saygım son-suzdur..." deyince ünlü ressam "Ben sanatımdan taviz vermem... Siz beni kim sandınız? Tablomu alıp götürüyorum, siz yeni hanım alınca fotoğrafını yollayın. Ben o yüzü tabloya oturtur yollarım..." buyurdu. Şimdilerde, beyefendinin sanattan hoşlanan bir eş bulmasını bekliyor... Bu öykü Merkez Kitaplar'dan çıkan Bir Sen Kaldın Yalnızlık Gelince adlı kitabımdan. Semih Balcıoğlu, yitirdiğimiz büyük mizah dehası resimlemişti kitabımı. Onun anısına saygımı sunmak için bugün büyük ustanın çizgileriyle öyküyü sunmak istedim sizlere... Devlet sanatçısıydı; şimdi cennet sanatçısı oldu...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Melekler ve şeytanlar   / 30-12-2006
 İnsan turşuları...   / 23-12-2006
 Ali Poyrazoğlu cenazesinden bildiriyor   / 16-12-2006
 İnsanlık hali   / 02-12-2006
 En temel içgüdü...   / 25-11-2006
 Ali Poyrazoğlu sosyetenin göbeğinde...   / 18-11-2006
 Usta bir dost yaratmak....   / 11-11-2006
 Yaşasın sanat   / 04-11-2006
 Siz ve siz ve siz... Ve siz...   / 21-10-2006
 İçimizdeki çiviler   / 14-10-2006
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
REFİK DURBAŞ
Süreya'nın Cemal'i
12 Eylül kasırgasının kasvetli...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Çocuklara cinsel eğitim
Son günlerde anne babaların en...
Amerikan taşrasında aşk ve cinsellik
Amerikan taşrasında aşk ve cinsellik
Özgün adı 'Küçük Çocuklar' olan bir filme Tutku Oyunlar...
'Babam Milliyet'i, bizi öldürmesinler diye sattı'
Dünyanın en ünlü isimleriyle arkadaş olması, sürekli seyahat etmesi ve iddialı...
Bu da başka bir tür taşıyıcı annelik
Her gün bir elinde bilgisayar çantası, diğer elinde beş aylık oğlu Efe'nin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.