  |
|
Bülent Ersoy'un nesi varmış?
 Evet, başlıktaki cümleyi açarak tekrarlamak istiyorum: Bülent Ersoy'un aşık olunamayacak nesi varmış?
Ersoy'un yeni aşkı olduğu iddia edilen, 'Popstar Alaturka' finalisti Armağan Uzun'un ailesi gergin açıklamalarda bulundu.
Dünkü GÜNAYDIN'da okuduğumuz habere göre; özellikle anne Gülsün Uzun, Bülent Ersoy'un Armağan'ın peşini bırakmaması halinde saçını başını yolacağına dair 'karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı' anlayış dolu bir açıklamada bulunmuş! Benim aklıma; bu demeçten ve devreye giren ağabey Arda Uzun'un "Değil anne babamızın elini öpmek, onların yüzünü bile göremez" laflarından çok, "Oğlumuzun, Ersoy'a karşı bir şey hissetmesi mümkün değil" cümlesi takıldı. Oğlunuzun yarışmaya katılmasına izin veriyorsunuz, heyet-i umumi'de bulunan Bülent Ersoy'un oğlunuz ile ilgili 'fevkaladenin fevkinde' açıklamaları yapıp, 10 puan vermesi ağırınıza gitmiyor; çocuğunuzun ne kadar şahane olduğu lafları karşısında eriyorsunuz ama bu kadından etkilenip aşık olma ihtimalini hiçe sayıyorsunuz. Bu biraz iki yüzlülük olmuyor mu?
BÖYLE MÜDAHALE OLMAZ
Konu ilişkilere gelince hemen aklımıza Bülent Ersoy'un transeksüel olması geliyor. Ama niye akıllar hep bel altında! Neden iki reşit insanı, yaşamak istedikleri ilişki konusunda rahat bırakmıyoruz? Bülent Ersoy, Popstar Alaturka ile yeniden devleşti. Bence kadın, koca şovu tek başına taşıdı. Mantıklı cümleleri, yerinde esprileri, saf bilgiyi varyete ile harmanlayıp, giydiği göz kamaştırıcı kıyafetler ile kendini yeniden konumlandırıp 'diva' makamına oturmayı başardı. (Bu arada diva kelimesi bizi biraz aştı. Sayın diva, divacığım gibi hitaplar bile geliştirdik!) Bu durum aileye ters gelebilir... Bu yerinde bir tepkidir ama yaşını başını almış, rüştünü ispat etmiş insanların hayatlarına bu kadar fütursuzca, hem de basın yoluyla müdahale edilmesine katlanamıyorum!
BEDELLERİNİ ÖDEMİŞ!
Yaşamımızda birçok kavramın yeniden tanımlandığı bugünlerde, aile kavramının yeniden tanımlanması gerektiğini düşünüyorum. Artık hayat, anne evinden telli duvaklı çıkıp, sonsuza dek mutlu yaşamak anlamını taşımıyor. Telli duvak ile sonsuza dek mutlu yaşamak arasında o kadar varyasyon var ki; hayat bile şaşkınlıktan ne yapacağını kestiremiyor... Bülent Ersoy'un neden aşık olduğu, kime aşık olduğu ile ilgili tek bir yorum bile yapmaya hakkımız yok. O, bir insan için en zor kararı hem de bundan 20-25 yıl önce alıp uygulamaya koymuş; Kenan Evren'e bile kafa tutmuş bir insan. Gereken bedelleri de fazlasıyla ödemiş. Bırakalım istediği gibi yaşasın ve yanında mutlu olacağını düşünen insanları da özgür bırakalım... Ersoy'u tek eleştireceğim konu, kendisi gibi; yani transeksüel veya varyasyonları insanların gördükleri şiddet, sosyal hakları gibi konularda, toplum tarafından benimsenmiş biri olmasına karşın hiçbir şey yapmamış ve yapmıyor olması olabilir.
Kadınlığı su götürmez hatta birçoğumuzun kadınlığından çok daha gerçek. Ama insanlığını da biraz görsek fena olmaz...
|
