|
|
|
|
|
|
|
|
|
Fenerbahçelilik bir kültür
Sarı-lacivertli ekibin ve Milli Takım'ın vazgeçilmez kalecisi Rüştü; Fenerbahçeli olmayı anlattı: "Bir kültürdür, yaşam tarzıdır. İçine girip tanıyınca, bu tarz vazgeçilmez oldu.".
Türk futbolunun son yıllarına kaleci olarak damgasını vuran Fenerbahçeli Rüştü Reçber, SABAH'a çok özel açıklamalar yaptı. Sakat olmadığı durumlarda F.Bahçe ve Milli Takım için hâlâ vazgeçilmez olan tecrübeli file bekçisi sorularımızı içtenlikle yanıtladı. İşte Rüştü'nün sözleri:
* F.Bahçe'de bir sembol olmaya doğru ilerliyorsun. Sana göre F.Bahçelilik nedir? F.Bahçelilik bir kültürdür, yaşam tarzıdır. Bizlerin hayatına yön veren en önemli unsurdur. Önceleri dışındaydık. İçine girdik. Tarihini, değerlerini, kültürünü öğrenince bizim için vazgeçilmez oldu.
*
Sembol olmanın zorluklarından biri yüz eskimesidir. Bu durumda bazen tribünlerde homurdanmalar yaşanır. Bir gün yolun sonu geldiğinde aklında neler kalacak? O açıdan bakarsak, zaten hayatın büyük bölümü geride kalmış olacak. Şimdi içinde bulunduğum camianın değerlerini, kültürünü, yaşamını biliyorum ve ona göre yaşıyorum. Sonrasında da bu değerlerle yaşamaya çalışacağım.
*Parreira döneminde savunma çok iyiydi. Sonrasında da çok sayıda hocayla birlikte oldun. Aklında neler kaldı? Bir kere hepsine ayrı ayrı saygı duyuyorum. Her birinden ayrı şeyler öğrendim. Parreira yeni profesyonel olduğum dönemin hocasıydı. Diyalog kurmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendiğim ilk insandı. Fatih hoca beni Antalya'dan bulup getiren isim; yeri başkadır. Mesela Zeman'ın kendi kalıpları, düşünceleri vardı. O dönemin şartlarına, Türk futbolcu yapısına uymadı. Şimdi gelse başarılı olur. Mustafa hoca ile sürekli dertleşirdik. Daum ile iletişimim iyiydi. Zico çok iyi bir insan. Sonuçta hepsinin yeri ayrı. Ama kalecilik konunda Rasim hocanın (Rasim Kara) bana büyük emeği vardır. Profesyonel anlamda ilk bilgilerimi ondan almıştım.
* Bu kadar hocayla çalıştın. "Rüştü varsa Rüştü oynar" anlayışını nasıl sağladın? Herhalde bana şans verenleri utandırmamam önemli rol oynadı. Sanırım herkese hep güven verdim.
*Hâlâ topu ayakla oyuna sokma konusunda eleştiriliyorsun. Ayrıca senin için "Çalışmayı sevmez" deniyor. Bu ayakla oyuna sokma konusu, sürekli belirli kişiler tarafından gündeme getiriliyor ve akıllara kazılıyor. 15 yıla bir bakarsak attırdığım 15-20 gol vardır. 1-2 topa da kötü vurma hakkım olsun. Çalışma konusuna gelirsek. Bugün bulunduğum yer belli. Çalışmasam olmaz. Ben kimsenin babasının oğlu değilim ki F.Bahçe ve Milli Takım kalesi bana verilsin.
*Barcelona gibi bir takıma transfer oldun. Hakan ve Okan İnter, Ümit de Milan'a UEFA şampiyonu kadrodan gittiler. Senin durumun daha özel gibi. Barcelona'ya gitmemde en büyük etken Mili Takım'ın dünya üçüncülüğüydü. O dönemde beni çok kulüp istedi ama ben Barcelona'yı tercih ettim. Orada oynadığım maçlarda kötü değildim. Biraz objektif bakmak lazım. Ama Rijkaard direkt olarak beni oynatmayı düşünmediğini söylemişti. Açık konuşmuştu. Baskı yoktu. Ben dünyanın en büyük derbisinde, F.Bahçe-G.Saray maçlarında defalarca oynadım. Dünya Kupası üçüncülük maçına çıktım. İspanya'daki bir lig maçı bunların arkasında kalır.
* Bazen sakatlanma numarasıyla oyundan çıktığın, numara yaptığın iddia ediliyor... 2000-01'de Sami Yen'de 2-1 kazandığımız G.Saray maçında gol yerken kaburgama ağır darbe aldım. Kulübeye "Kazanmak istiyorsak beni çıkarın" mesajını gönderdim. Barcelona'dan döneli 3 yıl oldu. Sakatlanarak yalnızca Denizli, S.Prag ve G.Birliği maçlarında çıktım ve gol yememiştim. Sıkışınca kaçtığımı düşünenler bu tabloya baksın. Söylentilerin önüne geçemem ki...
* Cihan Oskay'ın iddiaları çok tartışıldı. Samsun maçını nasıl yorumluyorsun? Bu konulara benim girmem doğru değil. Benim için o gün Samsun'un dişe diş mücadele verdiği, kapasitesini zorladığı, bizim de kazanmak için gerçek anlamda zorlandığımız bir gündü. Bunu futbolun içinde olan herkes de anlar.
* F.Bahçe seninle devam etmezse kararın ne olur? Geçmişte başka bir Türk kulübü için direkten döndüğün oldu mu? Evet oldu ama artık geride kaldı. Teklifler de hep oldu. Ama F.Bahçe'dir benim yuvam. Ancak devam etmek istemezlerse ben de profesyonelliğin getireceği şartlara bakarım.
*Aziz Yıldırım ile aran nasıl? Dereağzı Tesisleri'nde yaşanan saldırının manevi yaraları kapandı mı? Kapandı. Benim için sorun yok. Başkanla da aram iyi. Olması gerektiği gibi bir ilişki var aramızda.
* Futbolu bırakınca ne yapacaksın? "Kaleciden iyi antrenör olmaz" denir... Yönetim bazında kalmak istiyorum. Siyaset de olabilir ama mutlaka ve mutlaka sporla ilgili bir şeyler yapacağım.
Deniz DERİNSU
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|