|
|
 |
 |
 |
|
 |
|
  |
|
Eşinize iltifat edin
Medya önünde yaşanan ilişkiler uzun sürmezken, bunu başarabilenler de var. Filiz Akın-Sönmez Köksal çifti formülü açıkladı: "Aklına gelen güzel şeyi söyle, takdiri esirgeme."
* Evliliklerde sadakatin bu kadar sorgulanıyor olmasının, birbirine sadık, mutlu bir çift olarak sizi acıtan bir tarafı var mı?
Sönmez Köksal: Bizi acıtan bir tarafı var tabi, ama olayın boyutunu kendi ölçülerinde görmek lazım. Türkiye sadakatsizlik konusunda öne çıkan kimselerden oluşmuyor. Türk toplumunun aile yapısı, kadın-erkek ilişkilerinde önemli sorunları olabilir, ama onun ötesinde özellikle evliliğe bağlılık ve ailenin güçlü yönlerini öne çıkarmak Türkiye genelinde hâlâ önemli bir unsur. Bu öne çıkanlardan hareketle Türk toplumunun aile içindeki sadakat duygusunun zayıfladığı sonuçlarına varmamak lazım. Fakat maalesef son dönemde magazin dünyasındaki birtakım değişik oluşumlar öne çıkmaya başladı, ama bu Türkiye demek değil..
ÇOK
FAZLA FLÖRT HAVASI VAR
Filiz Akın: Acaba diye düşünüyorum. Ömürler uzadı, evliliklerin süresi de daha uzun, bu arada teknolojik imkânlar da çıktı. Haberleşme, internette bir takım şeyleri çok rahat yaşama imkânı buldular. Aşk, sadakat, bunları beslemek yerine zayıflatan unsurlar ortaya çıktı. Haberleşme, internette birtakım şeyleri çok rahat yaşama imkanı buldular, oysa bunlar beslenmesi gereken şeyler, diğerleri ise evlilik ağlılığını gevşeten şeyler. Bir de benim izlediğim kadarıyla sosyal yaşamda çok fazla flört havası var. O flört havasına fazla kaptıranların evliliğinin de sonu oluyor.
S.K.: Aslında Türk toplumu çok farklı bir değer yargısına sahip, iyi ki öyle. İlla tutuculukla değil de, gelişen toplumda Türkiye'de aile yapısının da adım adım kendini adapte etmesi lazım bu koşullara. Açık olması lazım ama buradan hareketle büyük kentlerdeki her şey tüm Anadolu'ya hâkimdir gibi bir sonuç da çıkarmamak lazım.
* Evlilikte sadakat kadar değerli başka ne var?
S. K.: Saygı sevgi dediğimiz olay. Karşı tarafın arzularına, isteklerine, düşünce sistemine saygı duymak gerekiyor. Bencil olmamak ve beraber yola çıkıldığına göre karşı tarafın hayata bakış tarzını paylaşmak. Ve oradan hareketle taviz değil ama karşılıklı sevginin sonucu ortak değer yargılarına varabilmek. O ortak değer yargısı ortak bir duygu alanı, ortak bir davranış geliştiriyor ve o zaman çift zaten birbirine iyice bağlanmış oluyor.
* Ortak değer yaratmak nasıl mümkün?
S.K.: Bencil olmadan, karşı tarafın da arzularına, düşüncesine, estetik değerlerini karşılıklı paylaşarak ortak payda yaratmak. Bir çifti götüren şey o ortak payda oluyor, ortak değer yargısı yaratmak, ortak davranış oluyor.
F.A.: Bence de bir çiftin anlaşabilmesi için ikisinin de önceliklerinin uyuşması lazım.
* Çift olarak nedir öncelikleriniz?
F.A.: Arkadaşlık unsuru galiba. Çünkü her insan konuşmaya bizim kadar önem vermiyor. Biz anlaşmasak bile konuşabiliyoruz. Bu bizim için çok öncelikli. Hep anlaşırız diye bir şey yok ama hep konuşuruz.
S.K.: Estetik anlayış önemlidir bizim hayatımızda. Ben bazı şeylerin özel olduğunu zannederdim. Filiz'le beraber yaşamaya başlayınca onun da ötesinde birtakım estetik değerler olduğunu keşfettim.
KELİMELER ÇOK ÖNEMLİDİR...
* Mesela?
S. K.: Evin düzen meselesinde, İran'daki görevim sırasında çok güzel İran halıları seçmiştim, ben onların her biri yaydım, öyle yaşıyordum. Halbuki Filiz bana onların her birinin yerde yayılmasının değil de, bambaşka bir dekoratif anlayışla kullanılmasını, bir kısmının da kullanılmamasını öğretti.
F. A.: İnanın evin o hali de çok güzeldi, ben sadece daha sağlıklı bir ortam bakımından öneriler getirdim.
* Davranışlarınızda nelere dikkat ediyorsunuz?
F. A.: İnsanın aklına güzel şeyler geliyorsa birbirine söylemek lazım. Bu, aradaki güzel duyguları çok besleyen bir şey. Mesela Sönmez onu esirgemez benden. Saçımı da fark eder, görünümümü de. Hatta özellikle böyle olması lazım diye dikkat ediyor. Bana güzelsin der, öyle olmasam bile. Onun için öyleyim diye hissetmek bile olsa, bu o kadar hoş bir duygu ki, sizde yarattığı duygu için siz ona daha fazla sevgi duyuyorsunuz. Evliliği bir vazo gibi düşünürsek çok çabuk kırılan bir şey tabi ki. O vazoda çatlak olmamasına çalışmalıyız. Eğer olursa, biraz yanlış kelimeler kullandık galiba deyip, birbirimizi düzeltiyoruz. Çünkü bazı şeylerin üstü örtülüyor, geçiştiriliyor ama ondan sonra çatlaklar pat diye elimize geliyor.
* Kelimeler bu kadar önemli mi?
S.K.: Kullanılan kelimeler, kullanılan sözcükler çok önemli. İrtibatımızı sağlayan unsur onlar. O nedenle çok dikkatli olmak lazım. Çünkü aynı zamanda düşünceyi de yansıtıyor. Orada hata yapılıyorsa, biraz ucu kaçıyorsa aynı zamanda duyguna da yansıtıyor ve karşı tarafı çok kırabilen bir şey oluyor. Evlilikte söylenen sözcüklere çok dikkat etmek gerekiyor. Takdir edilecekse de takdiri ifade etmek lazım. Esirgememek lazım.
ŞEBNEM AKSON
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
