kapat
   
21 Aralık 2006 Perşembe
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Kültürler arası diyalog önce bize lazım...
Kral çevirisinden anlamıştır...

Kültürler arası diyalog önce bize lazım...

Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta yaptığı bir konuşmada, eşi Erdoğan'ın başörtüsü üzerindeki tartışmaları eleştirmek için "Haremimize kadar girdiler" demesi, Türk siyaset ve düşünce yaşamında çok alışkın olduğumuz kültürler arası kopukluğun yine sahnelenmesine neden oldu.
Erdoğan herhalde "Eşimiz" veya "Karımız" kelimelerini kullanmayı, demek istediği sözün ağırlığına uygun bulmadığı için, bu kelimelerle eş anlamlı olan "Haremimiz" kelimesini seçti.
Bütün sözlüklere baktım. "Harem" hem "Müslüman saray, konak ve evlerinde yabancı erkeklerin girmediği yalnız kadınlara mahsus olan bölüm" anlamına geliyor, hem de "Bir erkeğin karısı, eş, zevce" anlamında kullanılıyor.
Dün Hürriyet'te Bekir Coşkun, "Harem" Arapça bir sözcüktür, muhtemelen "haram"dan gelir diye girmişti konuya. Oysa sözlüklerde haremin, Arapça'daki "Yasak" anlamına gelen "Hirman"dan türediği yazıyor. Örneğin Mekke ve Medine kentleri, "Yasak yerler" anlamında "Haremeyn" diye anılıyor Osmanlı'da... Kurtuluş Savaşımızda ise "Yunan ordusu harimi ismetimize kadar girmişti" söyleminin seslendirildiğini, herhalde bilmeyenimiz yoktur.

GARİP, GUREBA
Bunun yanında camilerde şadırvan avlusu içindeki alana "İç harem", bunu çevreleyen avluya da "Dış harem" deniliyor. Örneğin Yahya Kemal, "Fatih Camii'nin harem kısmı, etrafındaki medreseler vesair vezir camileri ve onların vakıflarıdır" diye yazmış.
Eş veya zevce anlamındaki "Harem"i ise, mesela Hüseyin Rahmi'nin "Elhamdülillah haremin kurtuldu. Artık çocuklar gibi ağlayacak sıra " cümlesinde de görebiliriz.
Değinmek istediğimiz durum, Türk toplumundaki kültürler arası kopukluklar aslında.
Bu açıdan Başbakan Erdoğan, çocukluktan başlayarak aldığı eğitimin ve dini öğreti ağırlıklı kültürün sonucu, bugünün medyatik kültüründe pek rastlanmayan kelime ve kavramları seslendiriyor. Örneğin yoksul ve çaresizlere "Garip, gureba" diyor, evlenenleri "İki cihanda mesut olun" diye kutluyor, eşinden "Haremimiz" diye söz ediyor, iyi dileklerini "Allah yar ve yardımcınız olsun" diye ifade ediyor. "Alimler" yerine "Ulema" deyince de kıyamet kopuyor.

EREK, OYDAŞMA
Buna karşı mesela Cumhurbaşkanı Sezer de amaç, maksat yerine "Erek", rahat, huzur yerine "Erinç", müttefik yerine "Bağlaşık", aynı düşüncede olmak yerine "Oydaşma", diyor konuşmalarında. Öz Türkçe konusunda 1930'lara tam dönse, "Otomobil" yerine "Kendi gider", "Koltuk" yerine "Oturak", "Milletler arası" yerine "Arsıulusal", "Yazıhane" yerine "Çalışak" falan demesi de gerekecektir sayın Cumhurbaşkanı'nın.
Aslında geniş kitlelerin Başbakan Erdoğan'ın "Haremimiz"in "Eşimiz", Cumhurbaşkanı Sezer'in "Oydaşma"sının da "Görüş birliği" anlamına geldiğini anlamaları için sözlüğe bakmaları gerekiyor. Tabii ki geniş kitlelerin ve özellikle genç kuşakların, her konuşulanı anlamak için sözlüğe bakmak gibi bir alışkanlıkları yoktur.
Ama eğer bir milletvekili iseniz, sadece kelimeleri seçerek muhalefet etmek için "Harem"i bir anlamıyla konu edip, "Siz zaten böylesiniz" diye kürsüye çıkmanız ya demagojidir, ya da kendi ülkesinin kültürünü dışarıdan gören bir Oryantalizm denemesidir.
Köşe yazarıysanız da mutlaka sözlüklerle arkadaş olmanız şarttır. Çünkü Türkçemiz her 10 yılda bir bazı kelimeleri yok edip, yerlerine yeni kelimelerin üretildiği bir dil konumundadır. Aynı anlama gelen çok sayıda kelimelerin varlığının bir dil zenginliği olduğunu düşünen de pek yoktur bu camiada.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ortadoğulu olmanın dayanılmaz ağırlığı...   / 20-12-2006
 Artık dünyada bir Türk diasporası da var...   / 19-12-2006
 Smokin giymeyen Erdoğan frak giymeye razı olur mu?   / 18-12-2006
 Ertegün New York'ta bile başarabilmiş bir Türk'tü...   / 17-12-2006
 Herkesin kendi kuralı olursa bundan kavga çıkar...   / 16-12-2006
 Ankara'nın koltuk hesapları Türkiye'nin çenesini yorar   / 15-12-2006
 THY yeni Borat filmi için senaryo mu hazırlıyor?   / 14-12-2006
 Ankaralılar, yurdu ve dünyayı tribünden mi izliyor?   / 13-12-2006
 Sosyal demokrat değil muhafazakâr cumhuriyetçi...   / 12-12-2006
 Gerçek hayat bir poker oyunu değildir   / 11-12-2006
YILMAZ ÖZDİL
Sille-i...
Sine-i millete dönülür mü?
Dönülemez...
ERGUN BABAHAN
Asıl korku
Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça ülkede...
MEHMET BARLAS
Kültürler arası diyalog önce bize lazım...
Başbakan...
UMUR TALU
Bu nasıl şey!
Önceki gün Radikal, "Bu nasıl...
FATİH ALTAYLI
Biz onaylamadan sine-i millet olmaz
Başbakan Erdoğan:...
ERDAL ŞAFAK
Yeni gerçekler
Türkiye'deki ...
'Vallahi ben iyi bir Müslümanım' imzası
AP'de inanılmaz öneri... Müslümanlara terör ve şiddetten uzak...
Bush: Irak'ta kazanmıyoruz
Irak'ta direniş, Kongre seçimi yenilgisi ve kanlı bilanço ABD...
Futbol ciddi bir iştir
Futbol ciddi bir iştir
G.Saray, çeyrek finali garantilediği kupada son maçını angarya gibi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu