|
Kupa eziyeti!
Beklentilerinizi nereye koyuyorsunuz? Önce bu soruyu cevaplayın! Siz, mesela G.Saray'ın aldığı farklı mağlubiyeti 'canım zaten garantilemiş yerini' diyerek hoş görüyorsanız, Aykut'un 4. dakikada atılmasını 'futbol bu, olur böyle şeyler, aman çocuğu kaybetmeyelim' çerçevesinde affediyorsanız, sahadaki kadroya bakıp olmayacak pas hatalarına, savunmadaki boşluklara, amaçsızlığa 'zaten toplama kadro, ne olacak ki?' diyorsanız başka...
Ama Milli Takım'a çıkmış Tolga'nın nasıl böyle hatalar yapabildiğine şaşıyor, ilk 11'de yer bulamayan futbolcuların ellerine geçen bu fırsatta parlamak yerine 'kaç dakika kaldı acaba?' havasında oynamalarına şaşıyor, daha 60'ta 'kesilmelerine' kızıyorsanız bambaşka...
Ya Erciyes açısından bakarsak? Ne var ki işte 4 gol attılar, ligde yoklar ama kupada iddialarını sürdürdüler değil mi? Ya atılmasaydı Aykut 4.dakikada? Ya yorulmasaydı 'İstanbullular' 60'ta? O zaman bu kadar kolay yenen golü, taktiksel kurgudan epey uzak bu oyunu, yapılan akıl almaz pas hatalarını ve savunmadaki boşlukları 'affet gitsin aldırma' şarkısıyla izlemek mümkün olur muydu acaba?
İki kere üst üste kötü not aldığımda 'senin yerinde olmak isteyen bir dünya çocuk var. Alırım okuldan, onların hakkını çalma' derdi ebeveynlerim. İş hayatında en fazla iki kere yapabildim aynı hatayı. Zira üçüncüde, 'kurtaralım çocuğu yazıktır' yerine 'muhasebeye bir uğrayınız' denir çoğunlukla... İşte bu nedenle soruyorum: Beklentilerinizi nereye koyuyorsunuz? Özellikle kupa maçlarında?
İmza gününde hepsi 'profesyonel' olan büyüklü-küçüklü bu kadroların, işine saygıda hepten 'raporlu' olması konusuna kafayı takmış vaziyetteyim, özellikle de kupa maçlarında...
Hayır, madem böyle amaçsız olacak büyükler ve böylesine 'hırstan yoksun' olacak 'küçükler' o zaman neden yapılıyor ki bu turnuva? Kazanan 'kura' ile belirlensin. Hiç olmazsa, sonu baştan belli bir final yerine 'kime çıkacak acaba?' heyecanı yaşarız...
|
