|
CHP erken seçim istemiyor
Dün ilginç bir şey oldu. CHP'nin Meclis'teki grup başkan vekillerinden Kemal Anadol beni aramış. Ben büro dışında olduğum için de, Ankara haber müdürümüz Ahmet Dirican'la konuşmuş. Anadol'un heyecanla iletmek istediği mesaj, oldukça ilgimi çekti. Özetle Kemal Anadol haber müdürümüze biraz önce bir basın toplantısı yaptığını, gazetecilerin partisinin sinei millete dönüp dönmeyeceği konusundaki sorularını da cevapladığını, ancak sözlerinin yanlış anlaşılmasından korktuğunu söylemiş.
Anadol'un basın toplantısında ne dediğine baktım. CHP yöneticisi sine-i millet konusunda "Yetkili organlarımız aşama aşama toplanarak, en doğru kararı verecektir. Heyecana kapılarak birtakım beyanlarda bulunmak, ciddi politika yapmak değildir" demiş. Kısacası,
"Evet" ya da "Hayır" cevabı vermekten kaçınarak "yuvarlamış."
Peki Anadol daha sonra neden heyecana kapılarak sözlerinin yanlış anlaşılmasından korkmuş?
Kemal Anadol'un içinde olduğu durum, CHP lideri Deniz Baykal ve tüm partinin içinde olduğu açmazdan pek farklı değil. Bir süredir parti üzerinde sol cenahtan gelen bir sinei millet baskısı var. Nedir bu baskı?
"Tayyip Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkması rejim için çok tehlikeli olur. Bu yüzden CHP sinei millete dönsün, vekiller topluca istifa etsin ve hükümet Çankaya seçimleri öncesinde erken seçime mecbur kalsın."
Sine-i millet teorisine sıcak bakanlar arasında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Erdoğan karşıtı cephenin önemli bir unsuru haline gelen Cumhuriyet gazetesi ve Kanaltürk ve son günlerde cılız da olsa MHP var.
Ancak açıkça söylemeseler de, ne Deniz Baykal ne de CHP yönetimi sine-i millet önerisine sıcak bakıyor. CHP yönetimi, Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını engellemek için tek çaresinin kendi milletvekillerinin istifası olduğu düşüncesinde değil. "Yalnız CHP değil, MHP'ye de, Anavatan'a da, DYP'ye de, sivil toplum örgütlerine de rol düşüyor" görüşündeler. Hatta bunun da ötesinde, toplumda bir yankısı yoksa, erken seçim diye tutturmanın siyasete zarar vereceğini düşünüyorlar. Ve toplumda, böyle bir erken seçim isteği olmadığının farkındalar. Erken seçim diye bastırılsa, bunun şu aşamada en fazla AK Parti'ye yarayacağının da...
Bu yüzden sine-i millet konusu gündeme gelince CHP liderlerine Kemal Anadol gibi yuvarlak konuşmaktan başka seçenek kalmıyor. "Hayır istemeyiz" diyerek Cumhurbaşkanı Sezer ve kendilerine yakın duran kurulu düzenin diğer unsurlarını küstürmek istemiyorlar. Ancak "Evet iyi fikir" diyerek de CHP'yi ve siyaset dünyasını AK Parti'nin kazanma ihtimali yüksek olan bir Rus ruletine de sürüklemek niyetinde değiller. O yüzden, "Günü gelince bakarız" havasındalar.
Tabii bunu yazarken kastım, son haftalarda Ankara'da sıkça konuşulduğu gibi "CHP aslında gizliden gizliye Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını istiyor çünkü Erdoğan gidince sandıkta AK Parti'yle daha kolay başa çıkabileceğini biliyor" tezini savunmak değil. CHP lideri Deniz Baykal'la iki gün süren Lübnan gezimizde bu görüşü savunduğuna dair bir sinyal görmüş değilim. Tam tersine Baykal her fırsatta, Erdoğan'ın "Cumhuriyet'le sorunlu" olduğunu belirterek Çankaya için kabul edilebilir bir aday olmadığını söylüyor. Erdoğan'ın şahsına, geçmişine, siyasi kimliğine olabildiğince yükleniyor.
Ama laf aramızda, doğruya doğru... Erdoğan "yukarda" olsa Baykal'ın 2007 Kasım'ında işi daha kolay olmayacak mı?
|
