|
Belki şöyle...
Şöyle de düşünebilirler:
Bu millet, bu halk, bu ülke onları onurlandırdı.
Oysa onlar, yukarıdakilerin en az, yani en iyi ihtimalde bile asgari yarısını, "düşman" değilse dahi "öteki", kendisinden olmayan yabancı, yaşam tarzları, düşünce biçimleriyle tehlikeli, daha beteri, temsil ettikleri devlete, hükümete veya cemaate "toptan ve sürekli tehdit" görüyorlar.
Şöyle de düşünebilirler:
Elbette kendi emekleri, kendi akılları, eğitimleri ve kısmetleri de esastır ama;
Bu millet, bu halk, bu ülke onları bayağı onurlandırdı.
Milyonlarca kavruk, yoksul, hayata bir umutla başlayıp erkenden pes ettirilmiş çocuğunun, yüz binlerce eğitimlisinin, binlerce benzerinin arasından en tepelere çıkarıp bir bakıma "benzersiz", çok özel kıldı.
1941'li Cumhurbaşkanı Sezer, şöyle düşünebilir mesela:
Afyon'dan, Afyonlu mahalle arkadaşlarından, Afyon Lisesi'nde aynı sıralarda okuyanlardan, Ankara Hukuk'un onca mezunundan, Yargıtay, hatta Anayasa Mahkemesi üyeliğine, başkanlığına bile yükselmişlerden kaçı bu devletin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bu millet tarafından böylesine onurlandırıldı?
1948'li Meclis Başkanı Arınç, şöyle düşünebilir mesela:
Bursa'dan, Manisalı mahalle arkadaşlarından, Manisa Lisesi'nde aynı sıralarda okuyanlardan, Ankara Hukuk'un onca mezunundan, Erbakan'ın gençlik kollarında siyasete atılanlardan, siyaset yapanlardan kaçı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak böylesine onurlandırıldı?
1954'lü Başbakan Erdoğan, şöyle düşünebilir mesela:
Kasımpaşa'dan, Piyalepaşa İlkokulu'ndan, İmam Hatipler'den, İktisadi Ticari İlimler'den, amatör kümelerden, Tuzla Piyade Okulu'ndan, İETT'den, bayiliklerden, Erbakan'ın gençlik kollarında siyasete atılanlardan kaçı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak böylesine onurlandırıldı?
1940'lı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, şöyle düşünebilir mesela:
İstanbul'dan, Kuleli'den, Harbiye'den, Piyade Okulu'ndan, takım, bölük, alay, tugay hatta ordu ve kuvvet komutanlıklarından, hatta ABD'de eğitim, NATO'da deneyim görenlerden, Akademi'den kurmay çıkanlardan kaçı Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı olarak böylesine onurlandırıldı?
Düşünmezler belki, ama pekala öyle de düşünebilirler.
"Milyonlarda bir" olarak onurlandırıldıkları memlekette, geride kalanların yarısını, o yarı hangi yarı olursa olsun, bir kısmını, azını veya çoğunu sürekli tehlike ve tehdit diye görmezler belki.
Bulundukları mevki ve makamları, "devlet sahipliği, millet ağalığı" diye değil de, milletin onları onurlandırıp verdiği birer görev, layıkıyla yerine getirilecek sorumluluk ve şişinmeden, kabarmadan, övünmeden
"millet adına, halk adına, temsil ettikleri adına" olanca tevazu ile hizmet telakki ederler belki.
Dahasını söyleyeyim: Sadece dün ulaşan mesajları aktarsam, bırakın milleti, zirvelerinde bulundukları "devlet" te çalışanların mutsuzluğunu aktarsam, sağa sola verip veriştirmek, onu bunu azarlamak yerine, üzülürler ve utanırlar belki.
Bu ülkenin çocuklarını eğitsin, aydınlık saçsın diye sözde görevlendirilen, ama kadrosuz, güvencesiz, yıl sonunda kovulma tehdidi altında, maaşı zamanında yatmayan, bunalım ve karanlık içinde sözleşmeli öğretmenler mesela.
Güneydoğu'daki subay, astsubay askerlerin imkanları yanında biz sürünüyoruz, can verelim derken usul usul ölüyoruz diyen doktorlar mesela.
Baskı, horlanma, endişe tehdidi altında mutsuz, huzursuz, için için tepki dolu azsubaylar, sözleşmeli, güvencesiz erbaşlar mesela.
Diğerleri, içinden geldikleri yüz binler, milyonlar mesela.
Belki biraz düşünebilirler!
|
