| |
Adanın direkleri
Başbakan Erdoğan hafta sonunda esip gürlerken "Biz iktidara geldiğimizde KKTC'de kişi başına milli gelir 5 bin dolardı, şimdi 10 bin dolara yükseldi" dedi. Zaten daha önce de KKTC'nin dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğuna ilişkin epey açıklama yapıldı. Doğru. Kuzey Kıbrıs ekonomisi son 4 yılda yüzde 50 büyüdü. KKTC basınında dün bu büyümeyi sağlayan faktörlere ilişkin bir çalışmanın sonuçları yayınlandı. Araştırmayı yapan "Prologue" adlı danışmanlık şirketi. Konusu: Beyaz kadın ticareti! Araştırmada çeşitli ülkelerden KKTC'ye gelen veya getirilen kadınların özellikle Lefkoşa'nın kenar semtlerinde yoğunlaşan "Gece kulüpleri"nde nasıl zorla ve şiddet altında seks kölesi olarak çalıştırıldıkları, bu kurbanların bazılarıyla yüzyüze yapılan görüşmelere dayanılarak örneklerle anlatıldı. Her kulübün ayda en az 200 bin YTL kar ettiği belirtilen araştırmaya göre, bu sektör devlet bütçesine de bu yıl en az 7 milyon YTL destek sağlayacak. Kısacası büyümenin lokomotiflerinden biri fuhuş sektörü. Zaten KKTC'nin gözü pek gazetesi "Afrika"nın habere attığı başlık herşeyi anlatmaya yeterli: "Pez...'in memleketi!"(Sözcüğü açıkça yazamadık, özür dileriz.) Rastlantı; KKTC basınında dün ekonominin ikinci lokomotifiyle ilgili bir haber de vardı: "Bet ofislerine etkin denetim geliyor." Bet ofisleri ne mi? Bahis şirketleri. "Yavru Vatan"da bu alanda şimdilik toplam 105 şubeyle "Hizmet veren" 7 şirket faaliyet gösteriyor. Şimdilik diyoruz, çünkü KKTC Başbakanlık Müsteşarı Öntaç Düzgün sektörün uluslararası yatırımcılara da açılacağını, şimdiden bir İngiliz şirketinin başvurusunun ellerine ulaştığını, yasa değişikliğiyle Malta'da olduğu gibi devlete önemli gelir sağlayacak "Bahis merkezleri" kurulacağını müjdeledi. Devlet bet ofislerinden de bu yıl 7 milyon YTL, 2007'de ise 11 milyon YTL elde edecek. Gelelim üçüncü lokomotife. KKTC'de halen 25 adet "Casino", yani kumarhane faaliyet gösteriyor. Bunların ciroları, ekonomik büyümedeki payları ve devlet bütçesine destekleri konusunda kesin rakamlar yok. Ancak "En az" 500 milyon doların döndüğü, ekonomiye de 200 milyon dolar katkıda bulunduğu tahmin ediliyor.
Dudak uçurtan dinamizm Haksızlık etmeyelim; bir lokomotif daha var: İnşaat. Ama o da biraz kumar değil mi? Rum mülkleri üstüne kondurulan villaların başta İngilizler olmak üzere Avrupalılar'a pazarlanmasına dayalı bu sektörün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2 kararından ve sırada bekleyen 2 bine yakın başvurudan sonra dinamizmini ne kadar sürdüreceğini Kıbrıslılar da çok merak ediyorlar. "Afrika" gazetesi adadaki tabloyu "İşte ekonominin üç temeli: Casino-bet-gece kulübü" diye özetliyor. Türkiye'de "Casinolar" yasaklanınca üçgenin bir kenarı kırıldı ama diğer ikisi büyüme hızlarıyla dudak uçurtuyor. Artık 7 güne yayılan loto-toto çekilişleri, bahisler, piyangolar, kazı-kazanlar, sanal kumarhaneler... Öbür sektördeki "Canlılığı" görmek için de geceleri Nişantaşı'nda dolaşmak yeterli. Fidel Castro, Che Guevera ve arkadaşları 1 Ocak 1959'da Batista diktatörlüğünü devirdiklerinde Küba'da piyangıo çekilişleri günde ikiye çıkmıştı. İlk işleri kimsenin umudunu şansa bağlamaması ya da bırakmaması için talih oyunlarını ve kumarı yasaklamak oldu. Bereket komünizm tarihe karıştı da bu tür "Riskler" ortadan kalktı. İyisi mi siz Azrail'le boğuşan Castro'ya inat, yılbaşı çekilişi biletlerinden alın. Ne diyor Milli Piyango İdaresi; "Size de çıkabilir!"
|