Dilek Hanif: Moda devi Galliano
Geçtiğimiz haftayı, atölye çalışmalarımın dışında; Marka Konferansları, Orhan Pamuk ve Nobel Ödül Töreni hakkında yayımlanan haber ve özel programları izleyerek geçirdim. Orhan Pamuk'un eserleri kadar, yaptığı güzel konuşmayla hem mütevazılığının hem de başarısının altını bir kez daha çizdiğini düşünüyorum. Bu sadece Türk edebiyatı adına değil; Türk insanı, Türk kültürü ve gelişimi adına da önemli bir ödüldür. Bunun coşkusunu, geçen hafta yaptığı anlamlı konuşması sırasında hissettim. Yine geçen hafta 7'ncisi düzenlenen Marka Konferansı ise hem içeriği hem de etkileri ile önemli bir projeydi. Bir moda tasarımcısı olarak şu an yaşadığımız çağda marka olmanın ve evrenselleşmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Ama kimliğimizi ve bizi farklı kılan ayrıntılarımızı kaybetmeden evrenselleşmek gerekiyor. Alanlarında öncü birçok kişinin konuşmacı olarak katıldığı, yabancı gazetecilerin de takip ettiği Marka Konferansları'nın İstanbul'da düzenlenmesi bizler adına daha da önemliydi.
MODA
VE LÜKS Orhan Pamuk'un konuşmasını dinledikten sonra katıldığım, Herald Tribune'un düzenlediği moda ve lüks temalarının işlendiği konferansın ev sahibi Vakko'ydu. Gala gecesi moda sektörü için anlamlı ve önemliydi. Ferre ve Zac Posen gibi yabancı ve Türk tasarımcılar, moda editörleri, iş adamları, yerli ve yabancı gazetecilerin katıldığı gecede keyifli bir topluluk vardı. Vakko, bu özel gece için çok güzel bir ortam hazırlamıştı. Türkiye'nin böylesi önemli ve prestijli bir geceye ev sahipliği yapıyor olması gurur vericiydi.
ANARŞİST KÖKLER Moda dünyasının ünlü isimlerinden olan John Galliano ile ilgili yapılan belgesel niteliğinde bir film izledim. Sanırım Galliano moda dünyasının son 10 yıldaki en etkili isimlerinden biri. Marka ve moda tasarımcısı olmak bir şey, moda tarihinde yeni dönemlerin kapısını açanlar arasında olmak ise başka bir şey... Bundan yıllar önce hatırlıyorum da Galliano ile ilgili ilk okuduğum yazılar, tasarımcının stilinin punk ruhuna ve anarşist köklere dayandığını anlatıyordu. Ardından ise tasarımcının önce Givenchy, kısa bir süre sonra da Dior gibi geleneksel, tarzından ödün vermeyen ve dünya modasına yön veren büyük Fransız modaevlerinin başına gelmesi önemli bir değişimdi.
|