kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Dayak yedi, slogan ezberledi, yazar oldu
Dayak yedi, slogan ezberledi, yazar oldu
Edebiyat günleri

Dayak yedi, slogan ezberledi, yazar oldu

Yılmaz Sezgin cezaevine girdiğinde okuma yazma bilmediği için herkesten daha fazla işkence gördü. Ranzaların altında gizli saklı okumayı söktü. Şimdi iki kitaplı bir yazar, üçüncüsü de yolda.

Urfa'nın Birecik ilçesinde başlayan hayatı, 1980'in ilk aylarında tam 20 yıllık bir kesintiye uğradı. 6 Mayıs 1980'de tutuklandığında 18 yaşındaydı. O güne kadar okulla, öğretmenle, kara tahtayla hiç tanışmamıştı. Sadece bir gün gittiği okulda, kendisinden küçük çocukların alaylarıyla karşılaşmış ve bir daha da okulun yanından bile geçmemeye yemin etmişti. Ta ki Diyarbakır Cezaevi'nin duvarlarıyla karşılaşana kadar: "Diyarbakır Cezaevi'nin bütün duvarlarında sloganlar vardı. Herkes okuyup ezberleyebiliyordu, ama ben okuryazar olmadığım için çok dayak yiyordum, çünkü bu sloganları okuyamıyordum. Benimle aynı koğuşta kalan Mehmet Ali hoca akşamları ranzanın altında gizlice bana harfleri öğretti, böylece duvarlardaki sloganları heceleyerek okumaya başladım. Artık daha az dayak yiyordum." Diyarbakır Edebiyat Günleri kapsamında tanıştık Yılmaz Sezgin'le. Heyecanla anlattı yazarlık serüvenini. Ona göre kimileri için karanlık bir dönemin mekânı olan Diyarbakır, her şeye rağmen bir okul da. Cezaevine girdiğinde herkesin bir şeyler okuduğunu ve bunu gördüğünde onlara çok özendiğini anlatıyor: 1984'te koşullar nispeten biraz daha düzelmeye ve içeriye gazeteler, dergiler girmeye başlamıştı. Hep arkadaşlara her şeyi birden öğreneceğim bir kitap yok mu, diye soruyordum. Devrimciliği, edebiyatı, sanatı, bilgiyi, kültürü bir anda öğrenmek için tek bir kitap yapılsa ne iyi olur diye düşünüyordum." En büyük hayali buymuş o zamanlar. İkinci hayali ise yıllar sonra da olsa, gülümsetecek kadar iyimser: "Bir gün dışarı çıkarsam, bir caminin minaresine çıkıp orada yaşadığımız her şeyi haykıra haykıra anlatmak istiyordum. Çünkü bize o cefaları çektirenleri dünyaya rezil etmek gerektiğine inanıyordum." Bu hayallerini arkadaşlarıyla paylaştığında, ona okumayı da, yazmayı da yavaş yavaş öğrenebileceğini söylediklerini aktarıyor. Ama cami minaresine çıkmaktansa başka bir şey önermişler ona: "Cami minaresine çıkarsan, sadece bir mahalle duyar, ama buradan çıktığında yazarsan, çıkarsan gazetelere konuşursan daha etkili olur." O günleri hatırladığında ağlamaklı oluyor Yılmaz Sezgin, yazdığı her iki romanı da vefa duygusuyla yazdığını anlatırken, "Yanımda yanan, ölüm oruçlarında eriyen, günlerce çıplak betonda yatan, kan kusan arkadaşlarımı unutamıyorum," diyor.

'SEFİLLER'İ OKUDUM'
Yılmaz Sezgin, 1983 yılında idam cezası aldı ve Sinop Cezaevi'ne sevk edildi. Üç yıl bir hücrede tek başına tutuldu. Sinop'un Sabahattin Ali'leri, Nâzım Hikmet'leri ağırlayan ünlü denize paralel "zindanı" bu kez 21 yaşında bir genci alır nemli, pis duvarlarının arasına. Hücrede okuma yazmasını iyice geliştirdiğini anlatıyor Yılmaz Sezgin: "İlk okuduğum kitap Victor Hugo'nun Sefiller'iydi. Kütüphaneci kitabı bana getirdikten sonra her hafta gelip istiyordu. Ama ben o kadar ağır okuyordum ki, iki ayda ancak bitirebildim. Adam bir yandan da idam edilmeyi bekleyen bir kişinin bir kitabı bu kadar tutkuyla okumasını anlayamıyordu ve içten içe bana acıyordu." Daha sonra Steinbeck'in Gazap Üzümleri'ni okumuş. Bu kitapları okurken dünyayı keşfettiği hissine kapılmış. Ruh halini, "Sanki ormanda yaşayan bir insanın ilk kez şehri görmesi gibi bir şeydi," diye anlatıyor. Cezaevinden çıktıktan sonra bir televizyon programına katılmak için gittiği Fransa'da Eyfel Kulesi'ne çıkmış: "Gerçekten de o kitapta her şeyin birebir resmedildiğini gördüm ve neden bir şaheser olduğunu bir kez daha anladım." Yazıyla kurduğu tutkulu ilişkiyi ise şöyle anlatıyor Sezgin: "İki kitap yazdım ama buna rağmen içimden bir şeyler beni dürtüyor sanki. Yazdıkça, içimden daha çok yazmak geliyor. Beni gençleştiren bir şeyler var yazıda." Yazarların topluma ve yaşadıklarını döneme karşı sorumlu olduğunu vurgulayan Sezgin'in bundan sonraki hayali bir dönemin tanığı olmaktan öte, her dönem okunacak bir eser üretmek. Cezaevinde yazdığı ilk kitabı Sinop'ta İdam Geceleri 2002 yılında yayınlanan Yılmaz Sezgin'in, ikinci kitabı Sayım Düzenine Geeeç! 2006'da yayımlandı. Şimdi harıl harıl üçüncü kitabının hazırlıklarını yapıyor.

MÜJGÂN HALİS

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 'Altı kuşaktır Berdel ile evleniyoruz'
 Yalana gelme boynuzu yeme
 Japonlar 7 bin 500 YTL'lik böceğin peşinde
 Bardak tasarla, hayatın değişsin
 Papa bayıldı
 Hayalleri ucuza satıyorlar
 Bir Acar, iki Tosun...
 Avukat Behiç Aşçı'yı neden görmezden gelmemeliyiz?
ya...
 Eski korucu, karısını haşlayarak öldürdü
 İsveçli derbiciler
 'Fobi'leri tefe koyan adam
 Sizce bu köpekler katil olabilir mi?
 Da Vinci'nin şifresi: Mona Lisa'nın sol yanağı
 PlayStation'ların babası
 'Alırım anahtarını' makinesi
 Semra Hanım Reloaded
 Kapıyı çalmadan girebilirsiniz
 Annesinin katillerini dedektif gibi buldu
 Düzeltme ve özür
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
'Hepinize çok çok kızdığım için...
ÖNCEL ÖZİÇER
Tek savaşı Azrail'le
"Daha yazacak çok roman var."...
ERDAL ŞAFAK
Atını Dinyester'de sulayan komutan
Bülent Ecevit'in...
Güneşin doğuşu Endonezya'da izlenir
Güneşin doğuşu Endonezya'da izlenir
Uzakdoğu'nun en eski tapınaklarının bulunduğu Java Adası'nda,...
Bıçak gibi otomobil
Bıçak gibi otomobil
Citroen C6, atası DS gibi bir uzaylı. Müthiş bir burun, uzun bir...
2007'nin en önemli sağlık sorunu: Çocuk obezitesi
American College of Sports Medicine, dünyanın dört bir yanından...
Sekse başlama yaşı...
Jinekolog Prof. Dr. Engin Oral kadınların, ürolog Prof. Dr. Emre...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.