|
Dördüncü kuvvet müteahhitlerdir...
Yasama, yürütme ve yargıdan sonra basının geldiği rivayet edilir... Asparagastır.
Müteahhitler gelir.
Kuvvetsen, sözünün geçmesi lazım.
Basını sallayan yok.
Ama müteahhitlerin her dediği oluyor.
Bakın son örnek...
Belediye, yetim okutan Darüşşafaka'nın arazisine yıllarca imar izni vermemiş...
Aynı araziyi, müteahhit satın alınca, aniden, 40 kat izni vermiş.
Kuvvet değil de, nedir bu?
Hatta, birinci kuvvet aynı zamanda...
Meclis onlarla dolu.
Mesela, demokrasi kahramanı balyozla poz veren milletvekili, müteahhit.
"Kaç tane var onun gibi" derseniz...
Bilemem. Çünkü bu arkadaşın, Meclis albümündeki künyesinde, "vücut geliştirme federasyonu yönetim kurulu üyesi, musiki cemiyeti başkanı, halkoyunları federasyonu yönetim kurulu üyesi" falan yazıyor.
Halbuki, biliyoruz ki...
Bingöl depreminde yıkılan okulu, o yaptı.
Künyesinde, kalın kaslardan ince sazlara kadar her türlü mahareti yazıyor...
Aslında "müteahhit" olduğu yazmıyor.
O nedenle, bilemem, kaç tane müteahhit var Meclis'te.
Ama şu kadarını biliyorum...
Kulüp başkanları var.
Kulüp yöneticileri var.
Hatırlayın, bir tanesinin, Muhafız Alayı'nı dolandırdığı iddia edildi. Buna rağmen generallerle yan yana maç seyredebiliyor...
Neden?
Bunların kuvveti, silahlı kuvvetlerden bile kuvvetli... Ondan.
İşte Acarkent...
Yanında "bakan" çalıştırmış adam.
Emniyet amirlerini bekçi filan yapmış.
Kuvvete bak!
Gazeteciler de hâlâ "dördüncü kuvvetiz" diye geziyor... Gazete sahibi müteahhit var kardeşim... Maaşını veren insandan daha kuvvetli nasıl olabilir ki insan?
Bu nedenle, zırt pırt kooperatif sitesi kuran gazetecileri takdirle karşılıyorum...
3-5 ev daha dikerlerse, bağımsız basını da kurmuş olacaklar bir nevi.
Neyse...
Şimdi sıkı durun...
Kaç tane işletme var Türkiye'de?
1 milyon 200 bin.
Kaçı müteahhit? 310 bini...
Yani, 4'ün 1'i.
E boşuna dört kuvvetten biri müteahhitlerdir demiyorum herhalde.
|
