kapat
   
30 Kasım 2006 Perşembe
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Abdurrahman Yildirim @ SABAH
SMS:
AY yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Altın gol AB'nin pasına bağlı

AB Komisyonu'nun Türkiye için almış olduğu 8 başlıkta müzakerelerin başlatılmama kararı beklenenden kötü ama en kötü senaryo dağil. 10'lu ya da 20'li sayılarda başlıkların açılmayacağına yönelik duyum ve beklentiler piyasalara yansıdığı için dünkü açıklamaların negatif bir etkisi pek olmadı.
Artık bu tavsiye kararını resmiyete dönüştürecek 11 Aralık'taki AB Dişişleri Bakanları toplantısı beklenecek. O zamana kadar sürpriz bir gelişmeyle Kıbrıs konusunda yeni bir adım atılması görünüşte mümkün ama fiilen çok zor. Yani AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in belirttiği gibi, Türkiye'nin son dakikada altın bir gol atma imkanı yok. Bu imkan olsa olsa AB'de olabilir.
Çünkü 2004 yılında yapılan referanduma Kıbrıslı Rumlar "hayır" derken, Türkler "evet" dedi. Buna karşılık AB, Rum kesimini tüm ada adına tam üyeliğe kabul etti.

Bugüne nasıl gelindi-Referandumda evet demesi karşılığında AB, KKTC üzerindeki izolasyonları kaldırılacağı sözünü verdi. Ama şimdiye kadar sözünde durmadı. Türkiye de 3 Ekim'de müzakerelere başlayabilmek için, liman ve havaalanlarını Rum kesimine açacağı taahhüdünde bulundu. AB, KKTC üzerindeki izolasyonlarını kaldırmadı ve sözünde durmadı. Türkiye de liman ve havaalanlarını açmadı. Böylece dün verdilen karar aşamasına böyle geldik.
Türkiye liman ve havaalanlarını Rum kesimine "açmam" demiyor, "KKTC üzerindeki izolasyonlar kalkarsa açarım" diyor. Burada adımın karşı taraftan gelmesi gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye'nin altın gol atma olanağı ancak karşı tarafın pas vermesine bağlı.

Bunun adı kaza- Gelinen aşamada AB, 8 başlıkta görüşmeleri hiç açmayarak, diğer başlıkların kapatılmasında da Kıbrıs'ı ön şart yaparak Türkiye için müzakereleri iyice zorlaştırdı. 8 başlığa hiç dokunmamak dörtte birinin müzakere dışı kalması demek. Komisyonun bu önerisiyle AB tam üyeliği Kıbrıs sorununun Rumlar lehine çözümüne bağlandı. Bu kayıplara karşılık Türkiye, AB ile müzakere sürecindeki ülke statüsünü korudu. Eğer öneri 11 Aralık'ta resmi bir karara dönüşürse AB ile yaşayacağımız ağır bir tren kazası olmayacak, ama sonuçta hafif sıyrıklarla atlattığımız bir kaza da değil.

Artık çapa değil- Bu durum, en azından taraflardan birinin yeni bir adım atmasına kadar AB'yle müzakereleri gündemden düşürüyor. Zaten 2007'de müzakerelerde fazla bir ilerleme beklenmiyordu. Şimdi böyle bir kararla AB faktörü Türkiye için iyice gündem dışı kalacak ve çapa olmaktan çıkacak.
Ancak Türkiye'deki seçimlerden sonra oluşacak yeni hükümet döneminde AB'de de müsait ortamın bulunması halinde müzakarelere yeni bir ivme katılabilir. Ama bunun için yeni bir dış konjonktür bize yardım eder, AB mi değişir, yoksa biz mi daha fazla ödün vermeye zorlanırız, bilinmez.
Bilinen, 20032006 döneminde ekonomiyi ve piyasaları taşıyan ayaklardan birinden artık yoksun kaldığımız.

4 çapada durum- Müzakereleri kısmı askıya alma Türkiye'ye yeni sermaye girişini pek teşvik etmez. Ancak AB'yle müzakere eden ülke statüsü de kaybedilmediği için, tek başına Türkiye'den sermaye çıkışını tetiklemez. Yeter ki IMF ile yürütülen ekonomik program ayağını sakatlamayalım.
Yeniden IMF borçlarının kapatılma planının ısıtılması böyle bir hatanın yapılabileceği ihtimalini canlı tutuyor. Bir ayak devreden çıktıktan, diğer ayaktaki belirsizliklerden sonra siyasi istikrar ayağı da çifte seçim nedeniyle zayıflıyor ve sakatlanıyor.
Geriye sadece pozitif dış konjonktür kalır ki, onun ne zaman ve nasıl bozulacağı belli değil. İnsiyatifimizde olan bir şey de değil. Kaldı ki, dört bacaktan tek bacağa düşmek hiç iyi bir durum değil, üstelik bu bacak da tamamen dışarıdan esecek rüzgara bağlı. Hükümet eğer IMF ile ilişkiler konusunda bir siyasi karar alacaksa çabalardaki bu zayıflamayı da dikkate almalı.

Sonuç "Her büyük hatanın bir yarı yol anı vardır; geri dönülebilecek ve belki de onarılabilecek bir an" Pearl S. Buck

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Vatandaş iki anahtarı da Erdoğan'a verir mi?   / 29-11-2006
 Ekonominin kaderini Erdoğan'ın kararı belirler   / 28-11-2006
 Üç buluttan bir fırtına çıkmaz mı?   / 27-11-2006
 Başbakan'ın sözleri güzel keşke uygulamayı da görseydik   / 24-11-2006
 Dövize yönelmek tek seçenek değil   / 23-11-2006
 Olumsuzluklar yine birikiyor, piyasaların tadı tuzu yok   / 22-11-2006
 Cari açığa bir de yurtdışı yatırım etkisi   / 21-11-2006
 Kıyısından köşesinden yavaşlama mı?   / 17-11-2006
 Dünya liginde oynayan şirket   / 16-11-2006
 Yabancı, bonoda iştahlı borsada iştahsız mı?   / 15-11-2006
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Altın gol AB'nin pasına bağlı
AB Komisyonu'nun Türkiye...
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN
İMKB'de toplu sözleşme krizi
Bo rsada...
MELİHA OKUR
Hoşgeldin 'Gider Bildirimi'
Geliyor, geliyor, hem de...
İnsan kaçakçıları atleti pazarladı
Türkiye'ye insan kaçakçıları tarafından getirildiği belirlenen...
Yıldırım'a bir dava da Lerzan Mutlu'dan
Deniz Akkaya'dan sonra Lerzan Mutlu da kendisi hakkında "O, üç bin...
Papa: Türkleri seviyorum
Papa: Türkleri seviyorum
Meryemana'daki ayini yöneten Papa sözlerine Türkçe başladı Türkçe...
Papa Türkiye'nin AB kampanyasını kutsadı
Papa Türkiye'nin AB kampanyasını kutsadı
Papa 16. Benedict'in Türkiye ziyareti İngiltere basınında geniş yer...
IMKB
E: 38.067 D:% 2,38
DOLAR
S: 1,462 D:% -0,915
EURO
S: 1,925 D:% -0,697
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu