  |
|
Papa ve mesajı
Amerikan ABC Televizyonu Papa'nın ziyareti öncesi benimle yaptığı röportajda "Papa'nın Türkiye'deki imajı nasıl düzelir" diye sorduğumda, "AB desteği" yanıtı verdim.
Papa da dün havaalanında Başbakan Erdoğan'ın talebi üzerine Türkiye'yi AB'de görmek istediklerini açıkladı.
Bunca gerilimin ardından ilk yumuşak yaklaşım böylece ortaya çıktı.
Türkiye'ye gelişinde Anıtkabir'i ziyaret eden ilk Papa unvanı kazanan Benedict, belki de laik, demokratik Müslüman bir ülkenin Avrupa değerlerine katkısını fark etmiştir diye düşünmek isterim.
Çünkü Papa İslam coğrafyasına sağlıklı bir şekilde bakarsa, inancın bir şiddet ve tepki aracı olarak kullanılmadığı ender ülkelerden birinin Türkiye olduğunu görecektir.
Batı'nın İslam'a karşı kimi önyargılarından kaynaklanan, kimi haklı eleştirileri olduğu doğrudur.
Ağırlıklı olarak Batı'nın desteklediği diktatörlerin yönetimde olduğu bu ülke lerde, inanç özgürlüğü ve temel haklar konusunda ciddi sıkıntılar olduğu açıktır.
Türkiye 1950'lerde giriştiği demokratikleşme çalışmalarının gerçek meyvesini AB yolunda attığı adımlarla almış ve bu alanda ciddi kazanımlar elde etmiştir.
Medeniyetler arasında gerçekten diyalog isteyenlerin bu çabalara destek olması ve bunun için ödüllendirilmesi gerekirken, gerçek hayatta bunun gerçekleşmediğini görüyoruz.
Batı'nın tüm önde gelen liderleri, Benedict'in Papa seçilmeden önceki görüşlerine sımsıkı bir şekilde sarılmış vaziyette Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkıyor.
Avrupa coğrafyasında kendileriyle eşit haklara sahip bir Müslüman ülke görmek istemiyorlar.
Türkiye'ye başta yaptıkları daveti, sadece inanç farkından dolayı geri almak istiyorlar arkasından da medeniyetler arası uzlaşma, işbirliğinden bahsediyorlar.
Bir ülkeye sadece nüfusunun inanç sistemi kendilerinkinden farklı diye karşı çıkarak Müslüman coğrafyaya kötü bir örnek oluşturduklarını görmezden geliyorlar.
Hem "Demokratikleşin" mesajı veriyorlar, hem de onların istedikleri adımları atan bir ülkeyi cezalandırıyorlar.
Sonra da Müslüman coğrafyada Batı karşıtı eğilimlerin öne çıkmasından rahatsız oluyorlar.
Batı'nın ve önde gelen kanaat önderlerinin şu kararı vermeleri gerekir. İslam coğrafyası ile aralarına Berlin Duvarı gibi bir duvar mı örmek istiyorlar yoksa demokrasinin gelişiminin desteklendiği, şiddetin azaldığı bir dünya mı?
Bu yolda atılacak adımları sadece Müslüman ülkeler belirlemeyecek. Ba tı'nın onlara karşı tavrı da cesaretlendirici veya caydırıcı olacak.
Bu nedenle Papa'nın ayağının tozuyla verdiği mesajın önemli olduğuna inanıyorum.
Dilerim, Batılı liderler de günlük politika kaygılarını bir kenara bırakabilir ve geleceğe geniş bir perspektiften bakabilir.
Türkiye'nin yolunu kesen Avrupa'nın bu coğrafyaya ikna edici hiçbir mesaj verme şansı ve olanağı kalmaz çünkü.
|
