Özel kesimin dış borcunun 110 milyar dolar olduğunu ve kaygı duyulmaması gerektiğini belirten Bakan Babacan "Miktar artıyor ama vade uzuyor" dedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, bir süredir "risk unsuru" olarak gösterilen özel kesim dış borcunun 110 milyar dolar olduğunu ancak bu açıdan kaygı duyulmaması gerektiğini söyledi. Babacan, devlet borçlarının da sürekli gündemde tutulmasına da tepki gösterdi ve borç stokunun korkutucu olmadığını savundu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na Hazine bütçesini sunan Babacan, şu bilgiyi verdi: * Özel kesim borçları: Özel kesimin dış borcu 2004'te 44 milyar dolar, 2006'da 110 milyar dolar. Ama bu borçlarda vade uzuyor. Risk alanı görmüyoruz. Gelişmeler, ekonomik faaliyetler uyumlu. Ayrıca borcun GSMH'deki oranı hemen hemen değişmese de vade 2002 yılına göre daha uzun. Verilere göre özel kesim borçlarının GSMH'ye oranı 2002'de yüzde 24, 2003'te yüzde 21, 2004'te yüzde 22, 2005'te yüzde 24, 2006 yılı 2. çeyrek itibariyle yüzde 28.
* Devlet borcu korkutmuyor: Genel borçlar çok tartışılıyor. Temel ölçü GSMH'ye oran. Bir ailenin 5 bin YTL kredi kartı borcu varsa ve o ailenin aylık geliri 500 YTL ise borç yüksektir. Ama ailenin 10 bin YTL aylık geliri varsa 5 bin YTL hiçbir şeydir. 2002 sonunda kamu borcu 215 milyar YTL, 2005'te 269 milyar YTL. Nominal artış yüzde 24. Kümülatif enflasyon aynı dönemde yüzde 39.3. Reel olarak TL bazında borçlar düşüyor. 2002
sonunda döviz bazında hesaplanan kamu net borcu 131 milyar dolar, 2005 sonunda 200 milyar dolar. Artış yüzde 52. GSMH son 3 yılda ne kadar attı? Dolar bazında yüzde 99. Aşağıdan hesap edin, yukarıdan hesap edin, dolar deyin, YTL deyin borçlarla ilgili gidişat olumlu. Öyle olmasa faizlerde kendisini gösterirdi.
* AB'den 1.9 milyar euro yaptı: 2002'den bu yana AB ile 1.7 milyar Euro büyüklüğünde 164 proje gerçekleştirildi. Katılım Öncesi Mali Yardım hibesi olarak 1.2 milyar Euro kaynak sağlandı. AB tarafı, 2007-2013 döneminde mali yardım mekanizmasını 'Katılım Öncesi Araç' olarak değiştirdi. AB artık 5 ana projeyi finanse edecek. 'Kurumsal kapasite gelişimi, sınır ötesi işbirliği, bölgesel kalkınma, insan kaynakları ve kırsal kalkınma.' 2007-2009 döneminde Türkiye'ye yaklaşık 1.6 milyar Euro tahsis edilecek.
* Hükümet çalkantıda ne yaptı: 'Mayıs-hazirandaki çalkantıda Merkez Bankası hariç bir şey yapılmadı' denildi. Böyle dönemlerde para politikaları Merkez Bankaları'nın yetki alanında. İşin büyük bölümü doğası gereği Merkez Bankası'na düşüyor. Ancak Merkez Bankası haricindeki kuruluşlar da mali disiplinin sağlanması yönünde adımlar attı. Harcamalara sınır getirildi, fazla gelirlerin harcanmayacağı açıklandı. Türkiye ekonomisi testten geçti. 1994 ve 2001'deki sermaye çıkışının 2 katı kadar sermaye çıkmasına rağmen 2 ay içinde dünyadaki koşullarla uyumlu yeni dengeler kuruldu.