|
|
Bobbi Brown'ın sırları...
Harvey Nichols ile birlikte Türkiye'ye gelen dünyaca ünlü kozmetik markası Bobbi Brown, belli aralıklarla yurtdışından makyözlerini Türkiye'ye getirtiyor. Ben de hem Brown'ın kendisi ile hem de ülkemize gelen son makyör Eduardo ile konuştum....
Bobbi Brown: * Küçük yaşlardan beri annemin makyaj eşyalarıyla oynamayı çok severdim. Yaşım ilerledikçe, annem kariyerimi makyaj artisti olarak oluşturabileceğim konusunda beni ikna etti. Bu doğrultuda sahne makyajı okudum. 20'li yaşlarımda serbest makyaj artisti olarak çalışmaya başladım. 30'lu yaşlarımın başında ise Bergdorf Goodman'da bir tezgahta 10 ruj ile bu işe başladım. İlk ayda 100 ruj satmayı hedeflerken, daha ilk günden 100 ruju satmıştık! * Bu işi yapmamın nedeni kadınları daha güçlü kılmak, onları eşsiz yapan özellikleri öne çıkarmak. Doğru bilgi ve ürünlerle her kadının güzel görüneceğine inanıyorum. Sağlıklı beslenme ve egzersiz de önemli! * Concealer benim her zaman favorim olan üründür. Bence güzellik dünyasının sırrı da budur. Sarı bazlı concealer göz altındaki karanlığı aydınlatır. Beş saat uyumuş olsanız da, sizi sekiz saat uyumuşsunuz gibi gösterir. Anında yüzünüzü aydınlatıp moralinizi de yükseltebilir.
Makyör Eduardo: * Türk kadınları, görünüşlerine büyük önem veriyor ve oldukça da bakımlı. Ama daha az pudra kullanmaları gerek. Çünkü cildin bir cilt gibi görünmesi gerekir. Allık, sağlıklı görünmek için sunulmuş altın anahtardır. Dolayısıyla allık renginin, spor yaptıktan sonra yanaklarınızda beliren renkle aynı tonda olması gerekir. Kahverengi ve bronzlaştırıcı pudralar allık olarak kullanılmamalı. Pembe, nektarin ve kayısı renklerini tavsiye ederim.
Tülin Kermen
|