"44 ay zam yapmadık; yeni yatırımlar ve maliyetlerin artması bizi mecbur bıraktı" diyen İstanbul Halk Ekmek Genel Müdürü Ömer Bilgiseven, ekmeğe beş yıl daha zam yapmayacaklarını söyledi.
Geçtiğimiz hafta 200 gramlık buğday ekmeğinin fiyatını 15 Ykr'dan 20 Ykr'a çıkarmasının ardından oluşan tepkilere, hammadde fiyatları ve yeni yatırımların maliyeti nedeniyle bu zamma mecbur kaldıkları yönünde karşılık veren İstanbul Halk Ekmek Genel Müdürü Ömer Bilgiseven, "44 aydır hiç zam yapmamıştık. Şimdi maliyetlerdeki artış bizi mecbur bıraktı. Geçen yıl yaş mayaya 2.1 milyon YTL ödedik, bu yıl aynı miktarı 6 ayda verdik. Ama gelecek 5, 6 yıl daha Halk Ekmek zam yapmayacak" dedi. 200 KİLO EKMEK YİYORUZ İki yıl önce göreve geldiğinde sektörün kötü durumu karşısında çok rahatsız olduğunu, Halk Ekmek'in en önemli vizyonunu da sektörü kaliteli kılmak olarak belirlediğini söyleyen Bilgiseven, "2 yılda 200'ün üzerinde birimde yenilik yaptık. Ekmek kapasitemizi yüzde 10 artırdık. Eskiden fabrikada bir sıraya 8 ekmek sığardı, şimdi 9 sığıyor. 3 milyon dolarlık bu yatırımla 80 milyon dolarlık kapasite artışı yarattık" diye konuştu. "Ekmek işi hiç de basit değilmiş; içine girince anladım ki bir derya" diyen Bilgiseven, Türkiye'de üretilen ekmeğin besin değerinin gerektiği kadar yüksek olmadığını, hatta sağlığa zararlı katkı maddelerin kullanıldığını belirtti. Bilgiseven, "Türk toplumunun yüzde 65'i tahıllı ürünler yiyor, yüzde 56'sı da ekmekle besleniyor. Yıllık kişi başına ekmek tüketimi ise 200 kilogram. Dünyada da en çok ekmek tüketen iki ülkeden biriyiz. Fakat ekmekle beslenen bu toplum besin alamıyor. Buğday önemli bir gıda ama Türkiye'de kalitesiz ve besin değeri çok düşük. Gelişi güzel katkı maddesi, maya ve enzim de kullanılınca ekmek yapımında olan oluyor. Ne yediğimiz belli değil. Ekmeği yıkama, soyma şansımız yok; yememe şansımız hiç yok. O nedenle hayati önemde" şeklinde konuştu.
'FIRINLARIN
% 60'I KAPANACAK' Fırınların ekmek fiyatını yakında 40 Ykr'a çıkaracağını söyleyen Bilgiseven, sürekli zamma yönelmelerinin sebebini düşük kapasiteyle çalışmalarına bağladı. "İstanbul'da 7 bine yakın fırın ve 15 bin kadar unlu gıda mamülü satan işletme var. Fırınlar yüzde 25-30 kapasiteyle çalışıyor. Kazanmak için tezgahtan satmaları gerek ama çoğu bunu yapamıyor. Zincir marketlerin yaratığı dezavantaj bu. Bakkallar da kâr marjını yüzde 25'e çıkarınca korkunç bir rekabet ortamı doğuyor" diyen Bilgiseven, fırınların acilen birleşerek endüstriyelleşmesi gerektiğini, aksi halde en geç beş yıl içinde İstanbul'daki fırınların yüzde 60'ının kapanmak zorunda kalacağını belirtti. UN FİYATI ZORLAYICI ETKEN Türkiye'nin buğday verimliliği açısından kötü bir yıl geçirdiğini, rekoltenin yüzde 15'ten çok düştüğünü kaydeden Bilgiseven, tüm dünyanın aynı durumda olduğunu, Almanya'da unun ton fiyatının 10 Euro arttığını belirtti. Bilgiseven, "Buğdaya gelen zammın un fiyatlarını yukarı çekmesi neticesinde zam yapmak gerekiyor. Biz daha şanslıyız tabii çünkü, un ihalelerimizde fiyat bazen çuval başına 15-16 YTL'ye iniyor. Çok aldığımızda çuvalını yüzde 25 kadar ucuza satıyorlar bize. Normalde unun çuvalı 34-36 YTL'dir" dedi.