SABAH - 22/11/2006 - Ahmet Çakar

Şu an 22 Kasım 2006 - Çarşamba tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Servislerimiz

Google Arama

SMS:
AC yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder

Çulcu ve Yüksel

VEDAT YÜKSEL

Pazar günü Şükrü Saracoğlu Stadı'nda çok önemli bir derbi oynandı. Her ne kadar futbol kalitesi ve heyecan vasatı geçemese de sonuçta bir derbiydi ve Türk futbol aleminin gözü bu maçtaydı. Maç bitti ama hakem hataları hala konuşuluyor. Ofsayt diye iptal edilen gol, Lugano'ya verilmeyen kırmızı kart ve diğerleri hala da konuşulacağa benzer.
Çulcu ve komitesi bu maça Vedat Yüksel'i atadılar. Yani 7 tane FIFA hakemi dururken FIFA kokartı olmayan Vedat Yüksel'i böylesine bir maçı yönetmek üzere görevlendirdiler. Bizce sakıncası yok. Üstelik Vedat Yüksel bu sene oldukça da iyi maçlar yönetti.
Fakat geçen sene bugünlere gittiğimizde Mustafa Çulcu'nun söylemleri aklımıza geldi. Aralık 2005'te şimdiki Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Mustufa Çulcu, Türkiye Faal Futbol Hakemleri Derneği Başkanıydı. Bol kepçeden atıyordu.

ÖZERTEN'E SORUYOR
O zamanlar MHK Başkanı ise Ufuk Özerten'di. Mustafa Çulçu, geleceği düşünmeden o dar vizyonuyla Ufuk Özerten'e postasını koyuyor ve şunları soruyordu; "Ey MHK, derbi maçlarına FIFA hakemlerini niye vermiyorsunuz? Yoksa FIFA hakemlerine güvenmiyor musunuz? Dünyanın gözü bu maçtayken derbilere kokartsız bir hakemi vermenin mantığı nedir? Sizler FIFA hakemlerine güvenmezseniz dünya nasıl güvenecek de uluslararası maçlarda görev verecek?"

ÇULCU YANITLASIN
Mustafa Çulcu şimdi eleştirdiklerini kendisi yapıyor. Demek ki dernek başkanlığı makamı hizmetten öte posta koyma yeri diye düşünmüş ki, abuk subuk konuşmuş. Bir sene sonra ise tükürdüğünü yalamış. Hatta daha öteye gitmiş bulunduğu makamı ve oy gücünü şahsi bekâsı için kullanmış. Acaba Mustafa Çulcu dernek başkanı olmasaydı ve birkaç oyu kontrol edemeseydi dernek başkanı olabilir miydi?
Şimdi gelelim ikinci olaya; Kocaeli bolgesinde bir hakemin elinde çok önemli bir kaset var. Bu kaset, o hakemle Mustafa Çulcu arasında geçen diyalogları barındırıyor. Bu diyaloglar kamuoyuna yansırsa Çulcu'nun çok zora düşeceğini hatta sokağa bile zor çıkacağını tahmin ediyoruz.
Dernek başkanlığı seçimi için çok tuhaf sözlerle tehdit edilmiş bir genç hakem, korkusundan bu kaseti bana veremiyor. Şimdi Çulcu'ya soruyorum, Sen bölgende bir genç hakemi dernek başkanlığı seçimlerinde sırf senin dediğini yapmadı diye vurdurmakla tehdit ettin mi? Yanıt çok açık ya 'evet' diyeceksin ya da 'hayır'. Kayıtsız kalırsan insanlar "Mustafa Çulcu acaba zaman mı kazanmak istiyor?" diyecekler.
Düşünebilir musunuz Türkiye'deki insan ilişkileri ne kadar tuhaf. Şayet iddialar doğruysa bir MHK başkanı ile genç bir hakemin arasındaki böylesine bir ilişki ne kadar çirkin değil mi?