kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Korkutan kadın
Saray sırası dişi Clinton'da

Sıkı çalışmalarının ardından kendine Beyaz Saray yolunu açan Hillary Clinton'ın asıl amacı kocasından intikam almak mı, yoksa onu yeniden başkan yapmak mı? Bill'in skandallarına yıllarca sabreden Hillary, 2008 seçimlerine hazır.


Korkutan kadın

Demokratlar'ın seçim zaferinden sonra Hillary Clinton'a Beyaz Saray yolu açıldı. Şimdi cevap aranan soru şu: Hillary kocasından intikam almak için mi başkanlığa oynuyor, yoksa kocasını yeniden 'De facto' başkan yapmak için mi? Yanıtı zor.

"21 Ocak 1998 Çarşamba sabahı Bill beni erkenden uyandırdı. Yatağın ucuna oturdu ve 'Bugün gazetelerde senin bilmen gereken bir şeyler var,' dedi. 'Neymiş onlar?' diye sordum. Anlattığına göre, basın onun eski bir stajyerle ilişkisinin ortaya çıktığını ve haberin 'sızacağını' öğrenince Bill'in o kıza iddiaları yalanlamasını telkin ettiğini yazıyordu. Konuya bakan özel savcı, Adalet Bakanı Janet Reno'dan soruşturma yetkisinin Başkan'ı adalet önüne çıkaracak bir şeyler olup olmadığını anlamasına imkân verecek şekilde genişletilmesini istemişti. Bill, bana o stajyerin iki yıl önce ayrıldığını anlattı. Evet, onunla birkaç kez konuşmuştu ve kız bir iş bulabilmesi için yardım istemişti. Şaşırmadım. Çünkü Bill insanlara yardım etmeyi severdi. Sonra Bill, o kızın kendisine başka türlü bakmaya başladığını ekledi. Ona da şaşırmadım, çünkü daha önce kim bilir kaç kez bu olayı yaşamıştım. Kocama ilgi duyan, hatta tutulan kızlar kadınlar hikayesi öylesine sık tekrarlanan senaryoydu ki Bill'in anlattıklarına, iddiaların asılsızlığına hemen inandım Bill'e hiçbir uygunsuz davranışta bulunmadığını, ancak yardım çabalarını kızın yanlış yorumlamış olabileceğini söyleyip durdu. Ona inandım. Ve basında kampanyaya dönüşen iddiaların kindar rakiplerimizin ürettiği aslı astarı olmayan senaryolardan biri olduğu sonucuna vardım. 'Bir süre daha konuşulur, yazılır-çizilir, sonunda bulvar basını tarihinde bir dip nottan öteye gitmez,' diye düşündüm. Kocam bu suçlamalarda ciddiye alınacak hiçbir şey olmadığını söyleyince ikna oldum ama o konuştukça nihayet kurtulduğumuzu sandığım Arkansas valiliğinden beri peşimizi bırakmayan can sıkıcı savcılık soruşturmalarının, yargılamaların çok daha katmerlisinin ufukta belirdiğini de anladım. Dahası çok ciddi bir siyasal riskin bizi beklediğini de sezdim. İş, kocamın görevden alınması sürecinin düğmesine basılmasına kadar gidebilirdi!" Hillary Clinton, Beyaz Saray'daki son üç yılını cehenneme çeviren Monica Lewinski skandalını öğrendiği günü böyle anlatıyor Benim Hikâyem adıyla yayımlanan anılarında. Ancak o dönemde Beyaz Saray'da çalışanlar en azından 'ayrıntılarda' ondan ayrılıyorlar. Dediklerine göre, Bill, yani Başkan Clinton o 21 Ocak 1998 sabahı Beyaz Saray'ın Başkan ve ailesine ayrılmış özel bölümünde yatağa ilişip "Bugün gazetelerde senin bilmeni gerektiren bir şeyler var," diye üstü örtülü itiraflarını anlatmaya başladıktan kısa bir süre sonra, dünyanın en önemli, en stratejik mekânı bir çığlıkla temellerinden sallanmıştı: "Seni o... çocuğu! Seni beyni apış arasında olan ve cinsel dürtüleriyle hareket eden yaratık! Yine mi? Bu kaçıncı? Yeter..." Ve de Başkan, yüzündeki eşinin tırnak izlerini gizlemek için çok sık revire uğramak zorunda kalmıştı! İşte o Hillary Clinton, 2001 Ocak'ında onuru, gururu incinmiş olarak terk ettiği Beyaz Saray'a yeniden dönmeye hazırlanıyor. First Lady olarak uğurlandığı Beyaz Saray'da bu kez sadece 'First' olarak oturmak için bilendikçe bileniyor. Dahası 7 Kasım Salı günü yapılan ara seçimler, onun bu iddiasının ya da hedefinin önündeki engellerin hemen tümünü temizledi: Çünkü 2008 başkanlık seçimlerini -o güne kadar büyük bir skandal patlak vermezse- Demokrat Parti'nin kazanması kesinleşti. Çünkü Demokrat Parti'yi öyle bir zafere yüzde 100 kesinlikle sadece ve sadece Hillary Clinton taşıyabileceğini dostları da düşmanları da kabul etti. Ve çünkü şimdiden başlayan başkanlık seçimleri kampanyasındaki iniş-çıkışlara, nereden geleceği kestirilemeyen saldırılara, kimler tarafından ne zaman kurulacağı ve ne iddiaların ortaya saçılacağı bilinmeyen dosyalı tuzaklara ancak Hillary Clinton'ın çelik sinirlerinin dayanabileceği, hatta onun da ötesinde meydan okuyabileceği, şimdiden Demokrat Parti'nin tüm kurmaylarınca yüksek sesle itiraf edilmeye başlandı. Neden? Cevap basit: Şerbetli. Bill Clinton'ın neden veya odak olduğu skandallarla kuyuların öylesine derinliklerine inip yeniden yeryüzüne çıkmayı başardı ki bundan sonra kimden ve nereden gelirse gelsin, hiçbir skandal onu sarsamaz. Ama bir ayrıntı birilerince gündeme taşınmazsa: Bill Clinton'ın çapkınlığında, stajyerleri sıkıştıracak, hatta Oval Ofis'te seks yapacak kadar gözü dönmesinde Hillary Clinton'ın -eş olarak- hiç mi sorumluluğu yoktu? İşte bu sorunun zurnanın son deliği gibi bir şey olduğu söyleniyor. Doğru mu? Bakalım eski defterlerde ne yazıyor?

KIZ ÜNİVERSİTESİNDE OKUDU
Hillary Diane Rodham Clinton 26 Ekim 1947'de Chicago'da doğdu. Çevrelerinde Cumhuriyetçi olarak bilinen Hugh-Dorothy Rodham çiftinin en büyük çocuğu olarak. İki erkek kardeşi vardı: Hugh ve Tony. Başarılı bir öğrenciydi. Ailesi onu istediği, hayal ettiği mesleğe ulaşmasını sağlayacak bir eğitime teşvik etti. O da liseden sonra Wellesley kız üniversitesini tercih etti. 1969'da ABD'nin en itibarlı yüksek öğrenim kurumlarından Yale Law School'a geçti. Yurtta odasını ilerde ABD'nin en ünlü çocuk hakları avukatı olacak Marian Wright Edelman ve Janet Hill (NBA yıldızı Grant Hill'in annesi) ile paylaştı. Ve yine o okulda ileride hayatını birleştireceği adamla, Bill Clinton'la tanıştı. İlk karşılaşmalarını anlatmaktan hâlâ büyük zevk duyuyor. Yale'in herkesin ayaklarının ucuna basarak yürüdüğü kütüphanesinde, ilk girişimi o yaptı ve Bill Clinton'ın masasına gidip fısıldadı: "Böyle uzaktan birbirimizi keseceğimize, tanışsak daha iyi olmaz mı? Adım Hillary Rodham." Yale'den mezun olduktan sonra Hillary, kısa sürede parlak avukatlar listesine girdi. Özellikle Watergate Skandalı sonrası Başkan Richard Nixon'ın azil sürecinde Kongre'nin danışmanlığını yapan hukuk bürosunda çalışmaya başladıktan sonra. Onu dünyanın en büyük market zinciri Wall-Mart'ın hukuk danışmanlığı ve yönetim kurulu üyeliği izledi. O defter, avukatlık yerine siyaseti tercih eden ve Arkansas'a dönen Bill Clinton'ın peşine takılmasıyla kapandı. 1975'te evlendiler, tek çocukları oldu: 1980'de doğan kızları Chelsea. Hillary, yeni memleketinde de işini sürdürdü: Arkansas Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğretim üyeliği yaptı, eyaletin en ünlü hukuk bürolarından birine (Rose Lawe Firm) katıldı, 1978'de ABD Başkanı Jimmy Carter onu Legal Services Corporation Konseyi'ne atadı. Tam da Bill Clinton'ın Arkansas valiliği seçimini kazandığı yıl. 12 yıl boyunca Arkansas'ın First Lady'si oldu. Sonra 1992 başkanlık seçimleri için kocası Demokrat Parti'den adaylığını koydu. Başta kimse şans tanımıyordu ama önseçimleri peş peşe kazanmaya başlayınca herkesin gözü faltaşı gibi açıldı. Basında, "Beyaz Saray'a bir köylü mü geliyor?" "Bir taşralı Washington yollarında..." başlıkları görülmeye başladı. Sonra? O kadar yakın zamanla ilgili ki, bir-iki cümleyle çağrışımların kapısını aralamak herhalde yeterli. Bill Clinton, baba George Bush'a karşı başkanlık seçimlerini kazandı. Böylece Hillary de ABD'nin, hatta dünyanın bir numaralı kadını oldu. Ama Clinton ailesi ne Arkansas'taki o 12 yılın dosyalarının (Bill'in seks skandallarından tutun görevini kötüye kullanma yani kişisel çıkarları için kullanmaya kadar her şey vardı) onların peşi sıra Washington'a gelmesini önleyebildi ne de onca çabalarına rağmen 'taşralı' damgasını silebildi. İşte o yıllarda, özellikle Bill Clinton'ın 1996'da ikinci kez seçilmesinden sonra dedikodu bataklığı Washington'dan ABD'nin her tarafına 'Sivrisinekler' göndermeye başladı: "Duydunuz mu, Başkan ve eşi meğer yataklarını, hatta yatak odalarını çoktan ayırmış," "Valla ben söyleyenin yalancısıyım, Hillary hemcinslerine daha çok ilgi duyuyormuş," "Başkan'ın seks kaçamakları galiba Hillary'nin bu konuya ilgisizliğinin sonucuymuş," "Zaten onlarınki aşk değil çıkar evliliğiymiş," gibi... Ve daha neler neler... Onca skandala rağmen ABD'nin son 30 yıldaki en başarılı başkanı olarak milyonlarca seçmenin kalbindeki yerini koruyan Bill Clinton, Beyaz Saray'a veda ederken Hillary "Sıra bende," iddiasıyla ortaya atıldı. 2000 seçimlerinde New York'tan senatör seçildi. Biraz da hatta büyük ölçüde seçimin favorisi gösterilen Cumhuriyetçi Parti adayı, New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani'nin sağlık sorunları nedeniyle (prostat kanserine yakalanmıştı) yarıştan çekilmesi sayesinde. 7 Kasım 2000'deki seçimlerde Hillary oyların yüzde 56'sını alarak Kongre'ye girdi. Hillary, başkanlığa adaylığını koyarsa ve 2008 Kasımı'nın ilk salı günü yapılacak seçimlerde ipi göğüslerse, birçok 'İlk'i gerçekleştirmiş olacak: ABD tarihinin ilk kadın başkanı. ABD tarihinin eşi başkan olan ilk başkanı gibi. Tabii bir de Beyaz Saray'da tuhaf bir halef-selef tablosu ortaya çıkacak: Bush (oğul), Clinton (Bill), Bush (oğul), Clinton (Hillary). Başkanlığın babadan oğula, eşten eşe geçtiği bir sistem. Demokrasiyi icat eden Atinalılar'ın bile akıllarına gelmemişti herhalde.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 'İhbarlarımız dikkate alınsaydı, bebeği kurtarabilirdik'
 '200 kişilik bir çete'
 İngiliz medyası çalışkan okura 100 sterlin verecek
 Abu Dabi Sultanı: 'Kalbimi fethettiniz'
 'Milli takım gibiyiz genç ve hevesli'
 Romantik bi şey çalın!
 Soğuktan geldi ve soğuğa gitti
 Mağdurlar da site kurdu
 Lüksün sınırı yok
 Sultanlarla halk buluşması
 Bir işkence haritamız olacak...
 Yalnız bir şampiyon
 Bir İstanbul masalı
 Hayatı depremler kadar bilinmezlerle dolu
 Şampanya seven ayakkabı
 Kasparov Türkiye'ye geldi!
 Nokta dergisi geri döndü
 'Hiçbir değer yargısı olmayan ve şiddeti kendine hak gören...
 Katil doğulur mu, olunur mu?
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Mekik yok dans var
Shaun Thomas'ı ilk gördüğümde...
GÜLSE BİRSEL
Deneme, yanılma!
Biz Türklerde 'bize bir şey olmaz'...
ÖNCEL ÖZİÇER
Cem Yılmaz'ın filmi 10 numara!
Cuma günü benim kanlı...
EMRE AKÖZ
Haydi eller havaya!
90'lı yıllarda hayatımıza Televole...
KAZIM KANAT
Sefertası ile işe gelen başbakan!..
Uçağın en arka...
ERDAL ŞAFAK
Korkutan kadın
Demokratlar'ın seçim zaferinden sonra...
Toyota'nın arazi geleneğini bozmuyor
Toyota'nın arazi geleneğini bozmuyor
Prado, arazi özellikleriyle Almanların son dönemde ürettiği konforlu...
Yarasa kanatlı uçak
Yarasa kanatlı uçak
Uçakların iniş ve kalkışlarda çıkardığı gürültü, yarasa kanatlı yeni...
İnsan tekeşli mi, çokeşli mi?
Çokeşlilik çapkınların kılıfı mı, yoksa tekeşlilik insanın doğasına...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.