kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Üniversitede bir kedi katili mi var?
Üniversitede bir kedi katili mi var?
Kısa... Kısa... Kısa...

Üniversitede bir kedi katili mi var?

Mimar Sinan Üniversitesi'nin Yedikule'deki Meslek Yüksek Okulu'nda önce bir anne kedinin, ardından bir yavrusunun öldürülmesi ve diğer yavrusunun da yaralı bulunması tepki yarattı. Hayvanseverler ve öğretim üyeleri olayın açıklığa kavuşmasını bekliyor.

Ceylan, Mimar Sinan Üniversitesi'ne bağlı Tekstik Meslek Yüksekokulu'nun Yedikule kampüsünün bahçesine sığınmış bir sokak kedisiydi. Burada kendisini kısa sürede sevdirmiş, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin maskotu olmuştu. Bir süre sonra doğum yaptı. İlk dünyaya getirdiği yavruları altı aylıkken ikinci kez anne oldu. Bebeklerini emziren Ceylan, 8 Ekim günü okulun bahçesinde ölü bulundu. Ona bakan öğretim üyeleri ve öğrenciler, zavallı kedinin cesediyle karşılaşınca şok geçirdiler. Kampüsteki hayvanseverler bu şoku atlatmaya çalışırken 15 Ekim'de bu kez Ceylan'ın yavrusu ölü bulundu ki, bu yavrunun ölümüyle ilgili otopsi raporu olayın vahşi bir cinayet olabileceğini ortaya koyuyordu. Aslında bu cinayetin zanlılarının bulunması, yalnız kediler açısından değil aramızda bazı ruh hastalarının dolaşıp dolaşmadığını öğrenmek açısından da önemli. Otopsiyi gerçekleştiren Veteriner Hekim Özlem Calp, yavrunun cesedinin gördüğü en kötü otopsi vakası olduğunu söylüyor: "Çok şiddetli travma almıştı. Ciğerleri patlamış, idrar kesesi patlamış, karın içerisinde yoğun kan vardı. Ya sopayla dövülmüş ya da tekmelenmiş gibiydi. Bir köpek tarafından yapılmış olsa diş izi olması gerekir. Lezyonlar direkt deri altındaydı." MSÜ Yedikule kampüsündeki son kurban ise Ceylan'ın yavrusu olan Bahtiyar oldu. Okulun bahçesinde ağır yaralı olarak bulunan Bahtiyar, yüksekokulda görevli öğretim üyelerince bir veteriner kliniğine kaldırıldı. Şimdi sağlığına kavuştu ancak onun yaralanması da aydınlanmış değil. Veteriner Hekim Özlem Calp, vücudunda paslı bir kesici alet ile paralel yaralar açılan Bahtiyar'la ilgili olarak, böyle bir yaranın ancak insan eli ile yapılabileceğine işaret ediyor. İşin diğer bir ilginç boyutu ise Bahtiyar'ın geçtiğimiz ağustos ayında da aynı yerde aynı şekilde yaralanmış olarak bulunmuş olması. Bahtiyar 1.5 ay hastanede yattıktan sonra kurtulabilmişti.

Öğretim üyelerinin isyanı
MSÜ'de yaşanan ve alacakaranlık senaryolarını anımsatan bu kedi ölümleri, pek çok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Konuya hassasiyet gösteren öğretim üyeleri, yaptıkları açıklamada şu soruları yöneltiyorlar: "Bu binada böylesi masum canlılara kıyan bir ruh hastası mı var? Burnunun dibinde çığlıklar atarak bir canlı öldürülürken, güvenlik kulübesindeki kişi yerinde mi yoktu, yoksa müdahale etmek işine mi gelmiyordu? Neden her iki olay da pazar günü, bizler ve öğrenciler yokken cereyan etti? Neden hep aynı güvenlik görevlileri bu olayların gerçekleştiği günler, nöbet günleri değilken bile nöbete geldiler? Aynı görevliler olduğu sırada bir yavru kayboldu, bir yavru da bıçaklanıp bir ay hastanede yattı. Bunlar da ağustos ve eylül aylarında oldu. Neden üniversiteden bazı kişilerin 'gözleri onları görmek istemedi', bu sadece öylesi bir laf mıydı yoksa bu bir şeyleri mi tetikledi?..." Öğretim üyelerinin açıklamasında ayrıca şu görüşlere yer veriliyor: "Kökeni yüzyılı aşkın saygın üniversitemizin böyle ilkel davranışlarla yaralar almaması için katliamın 'faillerinin' ve 'katliama karar verenlerin' bulunmasını talep ediyoruz. Sevgili okulumuzu ve öğrencilerimizi korumak ve onların bozulan his dünyalarını onarmak için, en önemlisi de insanlık onurumuz için olayın peşini bırakmayacağımızı duyuruyoruz.'' Öğretim üyelerinin bu çağrısı sanal ortamda büyük yankı buldu. Hayvansever sivil toplum kuruluşlarının gündemine oturan olayla ilgili yetkililerden açıklama bekleniyor. Dünya Yalnız Bizim Değil Platformu'nun üyeleri arasında çok tartışılan konuyla ilgili sesonline.net sitesinde yayınlanan bir haber yaklaşık 300 bin kez tıklandı. Yaşam Hakkına Saygı Platformu ise konunun aydınlığa kavuşması için bir imza kampanyası başlattı.

Çelişkili ifadeler
Hayvansever çevreleri ayağa kaldıran olaylar zinciri konusunda üniversite yönetimi soruşturma açmamakla suçlanıyor. MSÜ Rektörlüğü'ne yönelik görüşme talebimize üniversitenin genel sekreterliğinden yanıt geldi. MSÜ Genel Sekreteri Bahattin Şeber, iddialarla ilgili şunları söylüyor: "Üniversitemizin tekstil ve moda programının yer aldığı Yedikule binamız çok güzel bir bina. Buradaki öğretim üyeleri kedilere kulübe yapmış. Biz bu kulübenin görüntüyü bozduğu için kaldırılmasını istedik. Binanın arka kısmına alınabileceğini söyledik. Bizim kedilerle ilgili bir sorunumuz yok. Hepimiz hayvanseveriz. Kedilerin öldürdüğünü iddia ediyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu düşünemiyorum bile. Soruşturma konusunda ise bana ulaşan resmi bir talep yok. Böyle bir talep olmadıkça da soruşturma açamayız." MSÜ Tekstil ve Moda Programı sorumlusu Kevser Gürcan Yardımcı ise kedilerin ölümüyle ilgili şunları söylüyor: "Kedilerimizle ilgili ne yazık ki böyle üzücü bir olay yaşadık. Mahalle içinde iki katlı bir binamız var. 60 öğrencisi ve sekiz de idari personeli olan bir birimiz. Ceylan ve yavrularına hepimiz çok severek baktık. Bir kedinin ölümünden mutlu olabilecek kimse yok aramızda." "Kedilerin ölümüyle ilgili şimdiye kadar neden soruşturma açılmadı?" diye sorduğumuz Yardımcı şu açıklamaları yapıyor: "Soruşturma yapılması için hiçbir resmi girişimde bulunmadık. Çünkü olaylar gerçekleştikten sonra, konuyla ilgilenen öğretim görevlisi arkadaşlar her şeyin kendi kontrolleri altında olduğunu söylediler. Kedinin cesedini otopsiye gönderdiklerini, sonuç gelmeden bir şey yapılamayacağını söylediler. Ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, bu konuyla adli kanalların ilgileneceğini belirttiler. Ancak sonradan bir şekilde sivil toplum örgütlerine ve basına haber veriliyor. Biz de ilgilenmeyen durumuna düşürülüyoruz. Hiçbir soruşturma yapılmadan senaryo oluşturulması ve derneklere duyurulması bana doğru gelmiyor."

NESLİHAN TUNÇ

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Bu provokasyona kalp dayanmaz...
 Kalede Adnan Menderes
 Yılın Avrupalısı bir Türk
 'Âşık olan hayatın anlamını bulduğunu zanneder'
 007 Bond olmanın 7 yolu
 'Şarkı söylemeye utanıyordum'
 Bu site 100 Türkün gücüne bedel
 36 beden işkolik
 15. yıla üç proje
 Yüksek ökçe olmadan asla!
 Ve kadın yeniden yaratıldı
 Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer
 Başımızın üstünde yeri var
 Gelmiş geçmiş en çarpıcı reklam fotoğrafları bir arada
 Taş gibi, sonsuza dek...
 Hollywood kapısı aralanıyor
 Bugün dünya için ne yaptınız?
 Rock'ın kırmızılı kadınları
 En hayırlı 'Kırmızı' alışveriş
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
ALİ POYRAZOĞLU
Ali Poyrazoğlu sosyetenin göbeğinde...
Madem yaşam...
REFİK DURBAŞ
Yazı da hayat kadar tenha mıdır?
Bir başıma kalmıştım...
Bu kebaplarda kuyruk yağı yok
Acıbadem'deki yerinden sonra Bağdat Caddesi'nde de bir şube açan Antebi, her...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.