kapat
   
12 Kasım 2006 Pazar
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
SMS:
ASA yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Kentin iki yakasında dolaşırken

* Sahne 1: Bülent Ecevit'in Kocatepe'deki cenazesine gidebilmek için fellik fellik dolanıyorum. Her yer barikatlı, barikatlardaki polisler "Buradan alamıyoruz" diyor. Hava buz gibi, beni ter bastı. Basın kartım elimde kalabalığı yara yara caminin dibine kadar geldim. En önemli gözlem: Cenaze beklenen ölçüde hıncahınç değil. İkincisi: Her yerde kadınlar var. Zengin, fakir, genç, yaşlı, bana yol veren ya da arıza arıza bakan kadınlar seli içindeyim ve bunun siyaset sosyolojisi açısından müthiş bir an olduğunu hissediyorum. Kadınlar Karaoğlan'a şükran borcuyla gelmiş.
* Sahne 2: Sonunda caminin dibinde, ancak yine polis bariyerinin ardındayım. Biraz ilerde Ankara Valisi Kemal Önal ve Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz'ı görüyorum. Ama "Gazeteciyim, camiye girmem lazım" diye ne kadar yırtınsam da beni duyan yok. O sırada Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt camiye gelip arabasından iniyor ve arkamdan "Türkiye sizinle gurur duyuyor" haykırışları başlıyor. Ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e daha da büyük tezahürat. Çevremdeki kadınlar, Tarkan konserinde gibi coşuyor. "Yarabbim iyi ki varsınız. Yıllardır Ankara'da yaşıyorum ilk kez görüyorum. Şükürler olsun, iyi ki varsınız." Biraz sonra polis muhabirlerimizden Enis Yıldırım gelip beni bariyerden kurtarıyor.
* Sahne 3: Camideyiz. Kalabalık saygılı ve sessiz. Cenazenin bu kadar bekletilmesine bir reaksiyon olarak ya da olay çıkar korkusuyla beklenen sayıda insan gelmemiş. Maden ve yol işçilerinin arasından yürümek, protokolü seyretmekten daha dokunaklı geliyor bana. O an Ecevit'i gerçekten hissediyorum. Ama herkesin asıl merak ettiği, Başbakan Tayyip Erdoğan gelince ne olacağı... Erdoğan ve kabine üyeleri, arka kapıdan alelacele geliyor. Önce bir uğultu, ardından "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganları. "Cami inledi" diyemeyiz ama önemli bir protesto. Hükümete bu şekilde bir tepki olacağı, zaten bekleniyordu. Asıl endişe, daha vahim bir şey olmasıydı. Erdoğan nerde, ne yapıyor, derken birden kendimi koruma ordusu seli içinde kabine üyeleriyle bir yerden bir yere sürüklenirken buluyorum. Bakanlar, kendi korumalarının neden olduğu itiş kakış arasında sıkışıyor. Amaç başbakanın camide kalış süresini (yani protestoları) minimuma indirmek. Dışarı çıktığımızda uğultu kesiliyor. Balkonlarına çıkmış ya da dışarıda bekleyen insanlar tepkili değil, sakin. Cenazenin onuruna yakışan bir sükûnet var Ecevit'in naaşı uğurlanırken.
* Sahne 4: Bir polis minibüsüne dalınca, kendimi Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz'ın ana karargahında buluyorum. Otobüs, ortada bir masa ve perdelerle özel bir komuta odasına dönüştürülmüş. Emniyet müdürü, sürekli çalan iki telefonla biraz önce Kocatepe'den ayrılan kortejin durumunu dakika dakika kontrol ediyor. Yanında kurmayları var. Tanrı misafiri olarak sıcak bir çay içiyorum. Cenazenin en kritik aşamasını kazasız belasız atlatmış olmanın verdiği rahatlık var üzerlerinde. Zaten Ankara'da en gerilimli toplumsal olaylar bile polisin kontrollü ve uyanık davranmasıyla olaysız geçiyor. Bu cenaze de günlerdir devam eden hazırlıklar sayesinde nispeten olaysız. Gazeteciler, Kocatepe'den canlı yayın yapamamaktan şikâyet ediyor. Emniyet ise, "Biz karar verici değiliz; ancak verilen kararı uygularız" diyor.
* Sahne 5: AK Parti Kongresi'nin yapıldığı spor salonu ise şehir dışında. Ecevit'in naaşının devlet mezarlığına vardığı dakikalarda, Erdoğan da kongre salonuna varıyor. İki olayın aynı anda olması gerçekten garip. Ancak bu Rahşan Ecevit'in cumartesi kararından kaynaklanıyor.
AK Parti kongresinde organizasyon iyi, ancak içerdeki kalabalık nispeten "coşkusuz." İktidarda olmanın verdiği rahatlık, diye düşünüyorum. İnsanların kendini yırtması için bir neden yok. Salondakileri coşturan iki an var: Abdullah Gül ve Erdoğan'ın içeri girdiği anlar. Bir de Çin Komünist Partisi'nden gelen mesajın okunduğu an var ki, o da katılanların en güldüğü an.
Kalabalığa bakıp ciddi bir sosyolojik tahmin yapmak zor. Ama Ecevit'in cenazesinden daha "taşralı" görünümlü insanlar var etrafta. Ve daha genç. Etrafta kadın var mı, diye bakınıyorum.
Evet var ve az değiller. Çoğu türbanlı...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ecevit'in cenazesini planlarken   / 07-11-2006
 Ak Parti nereye gidecek?   / 05-11-2006
 Sevimli, sorumlu ve de tehlikeli bir milliyetçilik   / 02-11-2006
 Güneş tutulması ardından deprem   / 29-10-2006
 Kızgın Adamlar nereye gidecek?   / 26-10-2006
 Bağdat'tan buraya gelene kadar   / 22-10-2006
 Bir Gül portresi   / 17-10-2006
 Unuttuğumuz Irak'tan manzaralar   / 15-10-2006
 Ağar'ı dinlemek   / 12-10-2006
 "Laura'ya söyle yemeğe beklemesin"   / 08-10-2006
MAHMUT ÖVÜR
Erdoğan'ın 'son' Gül'ün 'ilk' kongresi
Bülent...
MUHARREM SARIKAYA
İki veda...
Başkent dün iki vedayı yaşadı...
Birinin...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Kentin iki yakasında dolaşırken
* Sahne 1: Bülent...
YAVUZ DONAT
"Tek adamın veda kongresi" gibi
Siyaset böyle bir şeydir...
Dedeman'da kanlı çatışma
İşadamı Caner Kaya, Dedeman Otel'de bir silahlı saldırı sonucu...
Öyle sanıyorlar ama playboy değilim
Hülya Avşar'a atv'de konuk olan Okan Bayülgen, gösterildiği gibi...
Ecevit'i halk uğurladı
Ecevit'i halk uğurladı
"Halkçı Ecevit" imajıyla son 50 yıla damgasını vuran Ecevit, Meclis...
Yeni kalbiyle 'Can'ı ilk kez kollarına aldı
Yeni kalbiyle 'Can'ı ilk kez kollarına aldı
Doğum yaparken kalbi hasar gören Nurcan Reçber, kazada hayatını...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu