SABAH - 12/11/2006 - Şükrü Binay

Şu an 12 Kasım 2006 - Pazar tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Servislerimiz

Google Arama

Tevfik Bilgin maksadını aşıyor mu?

Son bir haftadır BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in beyanatlarını gazetelerde okudukça tüylerim ürperiyor, dehşete kapılıyorum. Bilgin'in Ekonomi Muhabirleri Derneği ile yaptığı sohbet toplantısı sonrasında basında yer alan haberlerde 3 konu özellikle dikkatimi çekti. Birincisi kendisinin "Mr. Bilmemne" olarak veciz bir şekilde ifade ettiği yabancıların bankacılık sistemindeki payı ile ilgili. Önce hitabını düzeltmesine yardımcı olalım. Madem "mistır" dedin, adamın adını doğru dürüst söylesene. Amerikalılar bilemedikleri isimleri ifade edebilmek için ya "John Smith" ya da "John Doe" derler. İkincisinde biraz da aşağılama vardır. Tut ki yabancıların Türkiye'de banka sahibi olmalarına izin veren kurumun başındaki kişi olarak yabancıların kültürüne vakıf değilsin. İngilizceyi Gatenby kitaplarından öğrenmedin mi? Bari "Mr. Brown" deseydin. Bankalar Birliği'nin başına geçmesini istemediğin adamın adı da bulunduğun mevkiden bakınca zaten "Bilmemne" değil "Bilirsinne" olur. Banka satışları, banka yönetim kurulu üyelikleri, başkanları BDDK'nın onayından geçtiğine göre elemanı tanımanız lazım. Yok BDDK bankacılık politikasında yabancı payı ile ilgili değişiklik yaptı da bunu duyurmak istiyorsanız iletişim stratejiniz yanlış. Mesele bankacılık sektöründe yabancının payı. Bu kadar ciddi bir konu bu kadar önemli bir değişiklik bu kadar hafife alınmamalı. Bugüne kadarki icraatınızı savunduktan sonra yabancı payının daha fazla artmaması için gerekçe olarak "Öyle dönemler olabilir ki, Hazine yerli sermayenin dostluğuna ihtiyaç duyabilir. Bunu 2001 krizinde görüp yaşadık" demişsiniz. 2000 senesinin 29 Ağustos tarihli Hazine ihalesini hatırlayalım... Bakalım büyük ihale şimdi aramızda olmayan hangi bankanın üzerinde kalmıştı? Hazine'nin gerçek dostu özbeöz yerli bu bankaya bir günde fonlamayı keserek batıran bankalar hakiki yerli değil mi idi? Bu yüzden piyasa riski tanımı genişletilerek bankaların portföylerinde taşıdığı Hazine kağıtlarını BDDK şimdi daha sıkı takip etmiyor mu? Fazla Hazine kağıdı taşıdığı için batan bankaların bedelini kim ödedi? Milli sermaye mi milli vatandaş mı? Öyle günlerde Hazine'nin tek dostu kalır: TCMB. Bari onu kırmasaydınız. Merkez Bankası gerektiğinde Hazine kağıdını bankalardan satın alabilir, piyasayı fonlar, çarkı döndürür. Ben öyle bir dönemi, benzer bir krizi bir daha yaşayacağımızı sanmıyorum ama bankacılık sisteminin denetiminden ve sağlığından sorumlu kişi olarak sizin endişeleriniz varsa lütfen açıkça ifade ediniz. Sizin almakta güçlük çektiğiniz tedbirleri belki piyasalar ve vatandaş şimdiden alır.
Üçüncü konu kendisinin 8 ay genel müdür olarak ter akıttığı Halk Bankası ile ilgili. Sayın Başkan buyurmuş ki "Ben oradayken kredi hacmi eski parayla 1 katrilyon liraydı. Şu anda 12 katrilyon lira olmuş. Ve bu kredilerin geri dönme oranı sıfıra yakın." Bu görüş Tevfik Bilgin'den sonraki Halk Bankası yönetimlerinin 11 milyar YTL'yi batırdıkları anlamına mı gelir? Krediler Halk Bankası'nda çığ gibi büyürken Halk Bankası'nı denetlemekten sorumlu kuruluşlar o sırada ne yapmaktadır? Siz açılan krediyi "geri dönme oranı sıfıra yakın" olarak nitelerseniz gücü olan da öder mi? Asıl vahimi Halk Bankası şu anda özelleştirilme aşamasında. Hükümet gelir yaratabilmek için Halk Bankası satışına umut bağlamış, en iyi fiyat için gayret sarf ediyor. 12 milyar YTL'lik aktifinin geri dönüşünün en yetkili ağız tarafından tartışıldığı bir bankaya kim kaç para verir? Büyük bir ihtimalle Tevfik Bilgin şunu söylemek istiyor:
"Esnaf ve KOBİ'ci kaynak sıkıntısı çekiyor. Bu yüzden borçlarını ödemek yerine yeniden borçlanmayı tercih ediyor." Bundan doğal ne olabilir? Büyüyen bir ekonomiden daha fazla pay almak ancak daha fazla kaynak yaratarak olur. Esnaf da herhalde bunu yapmaya çalışıyor. BDDK Halk Bankası'ndaki kredi genişlemesini daha farklı yorumluyorsa konuşmak yerine eyleme geçmeli. Yanlış anlaşılmaya müsait beyanlar esnaf ve sanatkara yarardan çok zarar verebilir.
Tevfik Bey'in görüşlerini yarın da yorumlamaya devam edeceğiz. Kendisi Türkiye için son derecede önemli bir bağımsız kurumun başında. Söylemi en az eylemi kadar piyasayı etkiliyor. Medyada sık yer almaktan kaçınmayınca yanlış anlamalara sehven zemin hazırlamak her zaman olası. Yarın hedefte Merkez Bankası var.