Doğruların maçı
İlk yarıyı Denizli'nin kucağında oynadı Fenerbahçe... Tempoyu düşürüp, sahalarında beklemeyi tercih ettiler. Öyle, "Galip gelelim, gol atalım" gibi bir düşünceleri yoktu. Fenerbahçe'nin dar alanlarda paralize olma güdüsünü keşfetmek için fazla zorlanmamışlardı belli ki. Rakipten de yardım geldi. Kim dediyse bu lafı; "Galip takım bozulmaz" diye... Birisi inanmış. Deivid ile kalabalığın arasına girip, rakibi çözmek gibi gafilce bir fikir vardı sahada. Alex adam markajında kalınca, F.Bahçe'nin hücuma dönük özgürlükleri, Anayasa'nın 301. maddesi gibi yasaklarla boğuluverdi. Tek pozisyon bulamadan biten devrenin ardından, 55'ten itibaren Fenerbahçe baskısı başladı. 61'de Deivid kaleye tek şutu olmadan yerini Kezman'a bıraktı. Boşa geçen bir saatin ardından, Fenerbahçe takımı doğru kurallar ve oyuncularla sahada çim ezmeye başladı. Dokunulmaz Alex için değiştirme tabelası kalkıp, Mehmet ve Aurelio'nun oyuna girmesi ile sistem klasik 4-4-2'ye dönüverdi. Tuncay ikinci forvet oldu. Tempo yükseldi, F.Bahçe risk alarak ilerde çoğalmaya başladı. Fakat rakip dirençli ve organize kapanıyordu, ne ceza sahasına atılan ortalardan sonuç alabiliyorlar, ne de ikinci topları etkili şekilde kullanabiliyorlardı. İki takım adına da taktik doğrular vardı ve birbirlerine üstünlük kurmak için mücadele ediyorlardı.
ÜMİT ÖZAT'IN HATASI NE? Fenerbahçe'nin en önemli atağı Tümer'in kornerinden gelen topa Lugano'nun vurduğu kafa şutunun kalecide kalmasıydı. Denizlispor, Adriano ile gol şansını direğe nişanladı. Maçın kahramanları iki teknik direktördü. Hadzıbegiç maçı tek yanlı oynadı ve yaptığı tüm planlarda doğruyu buldu. Zico iki tarafı da düşünmek zorundaydı. Yaptığı müdahalelerin zamanı tartışılabilir. Neden bu oyuncularla baştan başlamadığı veya devre başında değişikliğe gitmediği elbette sorgulanabilir. Doldur-boşalt oynarken Semih'i sahaya itmemesi garipsenebilir. Geçen hafta maçı döndüren Ümit Özat'ın üç asist yaparken ne gibi bir hata işlediği ve niye 11'e alınmadığı, Aurelio'nun Milli Takım'da iyi oynasın diye mi dinlendirildiği araştırılabilir. Kezman ile Deivid arasındaki rol farkının ısrarla gözlerden kaçması ayrı bir meseledir elbette. Ama Fenerbahçe zorlu maçlarının başlayacağı haftalar öncesinde Denizli'de 3 puan ile kendisine avantaj sağlamalıydı. Olmadı.
|