|
|
Işığım sönmedi tam tersi yeni yandı!
İki sezondur birlikte çalıştığı Gizia firması ile üçüncü sezon anlaşmasını imzalamak için İstanbul'a gelen Tuğçe Seitaridis, önceki katalog çekimlerini eleştirenleri 'cahil' bulduğunu söyledi. Ünlü model, popülaritesini yitirdiği, kendine bakmadığı eleştirilerini de umursamıyor: Benim güvenim tam!.
İstanbul'un her şeyini özlüyorum ama yine de Atina'da yaşam çok güzel gidiyor" diyor Tuğçe Seitaridis... Biz hâlâ evlenmeden önceki soyadı Kazaz'ı kullansak da, ısrarla düzeltiyor herkesi, 'Seitaridis' diye... "Modelliğin sonlarına geliyorum ve emekliliğe yakın hissediyorum kendimi" diyen Seitaridis, görünümüne önem vermediği, 'ışığının söndüğü' söylentilerini şöyle yanıtladı: "Aksine ışığım yeni yandı benim. Kendine özen göstermek; her gün saçlar fönlü çıkıp, üzerine şık bir şeyler giyip, topuklu ayakkabılarla dolaşmak değil bence. Ben kendime güveniyorum ve ispatlayacak bir şeyim yok benim..."
* Mayıs ayında katalog çekimleri için Türkiye'ye geldiğinizde magazin basınında eşinizle kavga ettiğiniz söylendi, ayrılacağınıza dair spekülasyonlar çıktı. Neler yaşıyorsunuz? Doğru mu bütün bunlar? Gel-gitler yaşıyor musunuz evliliğinizde? Bilirsiniz; malzeme olmadığı zaman bir malzeme atılır ortaya. Negatif bir yaklaşım bütün dünyaya yayılmış durumda. İnsanlar negatif enerji alıyor. Ben pozitif! İnsanlar ne söylerlerse söylesin doğruyu siz bildiğiniz sürece hiçbirine kulak asmıyorsunuz. Olsa böyle şeyler, zaten söylerdim. Doğruyla ilerleyen bir insanım ben. Gayet güzel, gayet doğru bir ilişkimiz, evliliğimiz, yuvamız var.
KOCAM HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR * Yazıldığı gibi aranızda çocuk konusu sorun olursa, tutumunuz ne olur? Olursa bakarız. Ben 'eğer'lerle yaşamam. Ne zaman kendimi hazır hissedersem o zaman çocuk düşünürüm. Daha kendim çocuğum! Kendimi eğitmem, geliştirmemiz lazım. Yorgos ile paylaşacağımız çok şey var ve bunları bitirmedik. Çocuk konusu bunlardan sonra gündeme gelir. Ama şunu söyleyebilirim; kocam her şeyden önce...
* Türkiye'ye her geldiğinizde kendinize özen göstermediğiniz dikkat çekti. 'Top modellerin bir ışığı olmalı' düşüncesine katılıyor musunuz? 'Kendine bakmıyor, model böyle olur mu' yorumlarına ne diyorsunuz? Her insanın içinde bir ışığı var ama o ampulü yakmak önemli.
* Siz sanki söndürdünüz o ışığı... Tam tersi. İki sene önce yeni yakmış bulunmaktayım. (Gülüyor) Ve onunla ilerliyorum. Her şeyden önce insan ışığım yandı. Ve bu her yere yansıyor. Özen göstermekten kastınız, eğer her gün saçlar fönlü çıkıp, üzerine şık şeyler giyip, topuklularla dolaşmaksa; bana göre insanın konuşurken sahip olduğu iç ışığı önemli. Dış görünüş konusunda insan nasıl keyif alıyorsa öyle görünmeli .
* 'Kendini bıraktı' diye yorumlanan bu duruşunuz, güvenle doğru orantılı mı yani? Evet güvenle ilgili. İspatlayacak bir şeyim yok ki benim. Ama kendine güven, hemen gelmiyor insanın üzerine. İçinden korkularını atarak, kendini geliştirerek, yanlışlarını görerek ve hatalarını dışarı atmakla geliyor. Benim kendime güvenim insan olarak var. 'Ben Tuğçe Seitaridis'yim ve bugün hayatın bu noktasındayım' gibi bir güven değil bu.
* Hatalardan söz ettiniz, hatalar yaptığınıza inanıyor musunuz ve düzelttiğiniz hatalarınız oldu mu? Evliliğimle ilgili değil ama hatalar tabii ki yapıyorum. Ama hiç pişmanlık duymuyorum. Bugün baktığımda, atıyorum insanlar dedi ki, '40 yaşında bir adamla beraber olman hataydı'. Benim için değildi. Annemi dinleseydim, bugün belki evli, bankada çalışan biri olurdum. Kötü diye söylemiyorum da, bu benim istediğim bir şey değildi. Ben o yüzden hep hataların içine gireyim ve göreyim istedim.
* 'Ben din değiştirmedim, ben bütün dinlere inanıyorum' gibi yaptığınız son açıklamalar kafanızın karışık olduğu söylentilerine yol açtı... Bu konu artık özel kalsın istiyorum. Çünkü ne hissettiğimi açıkladığımda kafam karışmış oluyor. Kafam da, ruhum da, bedenim de karışık değil. Tam tersi, üçü bir arada iyi ilerliyor. Bunun sonucunda kendi inançlarım var. İnsanın içinde saklaması gereken bir şey bu. Bugün tek tek bunu konuşsam insanlarla, belki 60-70 tanesinin 'ne diyorsunuz siz' diyeceği yorumlarım olabilir. Çünkü herkesin başka bir yolu var.
* Üzerinde 'Allah' yazan yüzük ve kolyeniz 'İslam'dan kopamadı' yorumlarına neden oldu. Hatta haç kolyenizin ardından Ayet-el Kürsi de taşıdınız boynunuzda... Alakası yok inancımla. O haç, eşim vaftiz olurken babaannesinin 1975'te ona yaptırdığı eski altından bir haç. Ben parçaları şov yapayım diye takmıyorum. O yüzüğün hikayesi var. O kolyeyi bana annem aldı.
* İnançlarınızla doğru orantılı taşımıyor musunuz bu sembolleri? Tabii ki öyle...
* Ama haç ile Ayet-el Kürsi farklı dinlerin ve inançların birer simgesi... İkisinin üzerinde de güç, dua yok mu? Onlar benim koruyucularım. Seviyorum verdikleri enerjiyi...
SEZEN BAŞARAN - GÜNAYDIN
|